Sona yaklaştığımı anlamıştım ve kesik kesik nefesler almaya başladım. Son nefesimi vermeden önce geçmişe son kez yolculuk yaptım.

-

Klaus beni ısırdığı için yine böyle bir acının içine düşmüştüm. Planımız onun zaafını kullanarak bana kanını vermesini sağlamaktı.

"Eğer bana kanını vermezsen öleceğim."

"O zaman öleceksin ve Tyler da dersini zor şekilde almış olur."

Son ana kadar pes etmeyecektim.

"Bunu ona nasıl yapabilirsin? Annesine ? Bana?"

"Ben 1000 yaşındayım. Can sıkıntısı diyelim."

"Sana inanmıyorum."

"Peki. Belki de saf kötü olduğum içindir ve kendimi durduramıyorum."

"Hayır. İncindiğin için. Buda demek oluyor ki insan olan bir parçan var."

Onu pes ettirmeye çalışırken birden onun hakkındaki düşüncelerim dilimden dökülmeye başlamıştı.

"Bunu nasıl düşünebilirsin?"

"Çünkü onu gördüm. Çünkü kendimi yaptığın onca kötü şeyi unutabilmeyi dilerken yakaladım."

"Ama unutamazsın değil mi?"

"Bana aşık olduğunu biliyorum ve sevebilen bir kimse kurtarılabilir."

"Halüsinasyon görüyorsun."

"Sanırım hiçbir zaman bilemeyeceğim."

Zamanımın tükenmesine saniyeler kala Klaus intikamından vazgeçip beni kurtarmıştı.

-

Dudaklarımdan son kez ismi döküldü.

-3.kişinin gözünden-

Klaus,Hayley'in üstündeki adamı alıp parçalara ayırırken Hayley sessizce teşekkür etti. Ve ikisi aynı anda kesik kesik nefesler alan Caroline'ı duydu. Klaus korku içinde başını ona doğru çevirdi.

"Sen git onu kurtar Klaus biz burayı hallederiz."

Hayley cümlesini bitirir bitirmez Klaus'un arkasından giden adamı tutup kalbini söktü.Klaus ise saniyeler içinde acı içindeki aşkının yanına gitti ve başındaki iki adamı canice öldürdü. Sevdiğini kollarına alırken soğuk terler döküyordu,nefes almayan soluk bedenini iyice kavradı. Kolunu sıyırıp bileğini ısırdığı sırada Caroline onun adını söyledi. Klaus bileğini sevdiğinin ağzına bastırırken onu kıralacak narin bir bebekmiş gibi tuttu. Caroline gözlerini açtığında ona minnettar bir şekilde bakmaya başladı. İçtiği kan yeterli geldiğinde bileğini çekti Klaus ve onu kucağına aldı.

"Tuttum seni aşkım. Güvendesin,kısa sürede canının yanması bitecek."

"Teşekkür ederim." fısıltıyla duyduğu ses Klaus'u oldukça rahatlattı.

Hayley ve Elijah işlerini halletmişti, Elijah Hayley'in yüzündeki kanları temizliyordu. İkisi de Caroline kurtarılmasaydı Klaus'un karanlığa çekileceğini çok iyi biliyorlardı. Hayley rahatlamış bir şekilde nefes aldı ardından Elijahla gözleri buluştu birbirlerine sevgiyle bakıyorlardı.

Arabayı süren Elijah evin önünde durduğunda yeni yeni uyanmaya başlayan Elena bir hışımla kapıdan çıktı. Onu burda bıraktıklarına inanamıyordu.

"O nerde? Care..." ses vermesini umarak adını söyledi ama onun yerine Hayley konuşmaya başladı.

"O iyi Elena uyuyor şimdi."

Klaus kucağında Caroline ile arabadan inerken Elena onun iyi olduğunu görünce sevinçten gözlerinin dolmasını engelleyemedi. Gerçekten yaşıyordu ve Klaus onu iyileştirmişti. Kıyafeti kan kaplıydı. Ne kadar acı çektiğini tahmin eden Elena kalbinin sıkıştığını hissetti.

Kapıdan geçmeden önce Klaus, Hayley ve Elijah'a baktı ve ikisini de şaşırtan bir cümle döküldü dudaklarından.

"İkinize de teşekkür ederim."

Cevap vermeden içeri geçti arkasından da Elena gidiyordu. 

Elijah Hayley'e bakarak konuşmaya başladı.

"Ona iyi gelen şeyi bulduk."

Yanağına bir öpücük bırakırken elleri buluştu. Hayley daha fazlasını istercesine dudaklarına ulaştı.Ateşli bir öpücüğün sonunda aynı anda geri çekildiler.

"Gitmemiz gerek. Bataklıktakileri kontrol etmeliyiz ve bugün olanları anlatmalıyız."

"Bugün oldukça hareketli bir gün geçiriyoruz." Elijah gülerek söyledi bunu. Beraber arabaya binip uzaklaştılar.

Klaus Caroline'ı yatağına yatırırken oldukça dikkatli davranıyordu. Onun huzurlu bir şekilde uyuyan yüzüne baktı,arkasında duran Elena olmasaydı onun yanına sokulup yatmayı isterdi. Ama alnından öpmekle yetindi. Üstündeki kan lekelerini görünce o sürtüğü defalarca daha öldürmek istedi. Elena Klaus'un baktığı yere bakınca konuşmaya başladı.

"Ben onun üstünü değişirim Klaus. Zor saatler geçirdik sende dinlen istersen."

"Tamam ben giyecek bir şeyler bulup getiriyorum sana."

-

Elena arkadaşının yanına sokulup onu sardı,bugün az kalsın onu kaybediyordu. Öteki tarafa ne olduğunu bilmeden birini daha kaybediyordu az kalsın. 

"Beni sakın bırakma Care."

Onu öperek uykuya daldı.

Klaus ise elindeki içki dolu bardağı inceliyordu. Daha geleli iki gün bile olmadan Caroline onun yüzünden ölüyordu. İmkanı varken kaçıp gitmesi gerekiyordu Klaus'tan. Ama gitmiyordu işte ne kadar kötülük yaparsa yapsın ikisi yine de birbirlerine çekiliyorlardı. Klaus tek bir şeyden emindi ne olursa olsun ailesini koruyacaktı..Endişelenmesi gereken ne kadar fazla insan olmuştu öyle. Eskiden kendinden başkasını düşünmeyen Klaus artık korumacı tarafını ortaya çıkarıyordu.Klaus kendi farketmesede kendine değer veren kişiler yüzünden değişiyordu. 

Kaybedenlerin Umudu..(Klaroline)Where stories live. Discover now