•12.BÖLÜM• "Düş Perisinin Kırıkları"

11.9K 938 350
                                    

12.Bölüm: "Düş Perisinin Kırıkları"

•3.GÖZ •

Aynadan kendini inceleyen kız giydiği kıyafetlerin abartı olup olmadığına bir türlü karar veremiyordu. Aden, Eva'ya siyah bir kot şort, halter yaka, dar, beyaz bir bluz vermişti. Altına da bu kombini rahat sandaletlerle kombinlemiş, kızın ipek sarı saçlarını balık sırtı şeklinde örmüştü. Adenle tek ortak yönleri astım hastası olmalarıydı.

Yoksa karakterleri, tamamen zıttı.

Sarpla buluşacaktı genç kız.

Petek'in kocasıyla. Bu buluşmanın sadece kendisinin alışma süreci için olduğunu biliyordu Eva. Çünkü mahkemenin onu Petekle Sarp'a vereceği belliydi. Bir yanda kızı taciz eden ayyaş ve bekar bir adam vardı, diğer yanda büyük bir aile.

Neyse ki Elvin'in yıllar önceden gelen bir yetimhane geçmişi ve güçlü bağlantıları vardı da, pek kimse bilmiyordu Eva'nın yalıda kaldığını. Öğrenilirse asıl bir karar verilene kadar kızın yetimhanede kalması gerekecekti. Ve Eva Çiçek'in şu sıra en korktuğu şey kimsesiz olmaktı.

-Evaaa! HADİ KAHVALTIYA GEEEL!" Alt kattan bağıran Adenle hemen odadan çıkıp merdivenlerden indi. Salondan bahçeye bağlanan cam kapıya çıktı ve çoktan kurulan kahvalı sofrasında, bardaklara çay dolduran Acar ona döndü.

-Çiço, zıpla hadi." Sırıtarak kendisi için ayrılan sandalyeye doğru hızlı adımlar attı sarışın. Örgü saçını sağ omzuna alarak yerine oturduğunda, tam yanında Rüzgar vardı. Onu yüzüne bakamazken, çaktırmadan kaçamak bakışlar atma isteği de duyuyordu. Nitekim yenildi bu isteğe ve ona baktı. Genç adam tabağını doldururken, kendisini izleyen kızın bilincinde olarak gülümsedi. Kendisine koyduğu peynirden Eva'ya da koyunca kendine gelip önüne döndü genç kız.

Ne zaman onu izlese kendini de, zaman ve mekan kavramını da kaybediyordu.

-Çayelinden öteye gidelum yali yali gidelum yali yali gidelum yali yali gidelum yali! Sirtindaki sepetun ben olayyyım hamali ben olayım hamali ben olayım ha!" Adenle yan yana el ele tutuşarak horon tepen -yaptıkları horondan çok uzak, halk oyunu ve break dance karışımı gibiydi- Tuna'ya sırıttılar Rüzgarla Eva. Acar, kendisine omuz atan Tuna'ya çaydanlığı yerine koyarak bir tane patlattı ve ciddi ciddi baktı.

-Sana da hamalına da! Geç yerine, çayını soğutma." Tuna, gözlerini devirip kendi sandalyesine kurulurken, ki sandalyesinin altında kocaman TUNA yazarken onun olduğunu anlamak zor değildi, Aden de ofladı.

-Yaa ama ben çok seviyorum Karadeniz şarkılarını! Anne! Sabri dedem Rizeli sonuçta, mutlaka bir tanıdık ya da ev vardır. Gitsek olmaz mı bir gün? Yemyeşil ya çok istiyorum görmek." Elvin, kızarttığı sosisleri tabaklara bölüştürürken, Savaş da sırtına zıplayan Bade'yi tek elini arkasına götürerek tutmaya çalışıp, diğer elinde salam tabağıyla sofraya geldi.

-Bakarız güzelim, bir gün." Dedi kadın. Acarla Elvin'in resmi vardı çay hasadından kalma. Fotoğrafta Acar kasketin yakıştığı tek adamdı hatta. Türkiye'ye gelip halk içinde gezen Biscolata mankenlerini andırıyordu.

-Yaa baban Rizeli miydi Elvin teyze?" Eva'nın sorduğu soruyla Elvin kafasını aşağı yukarı sallarken boş tavayı kenara koyup, sandalyesine geçti.

-Evet. Çok güzel bir şehir. İnsan bazen o kadar yoruluyor ki şehir hayatında, orada olmak istiyor." Eva, dirseğini masaya koyarken çenesini avucuna yasladı.

Uçsuz Bucaksız (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin