29. Bölüm "Arzular"

Começar do início
                                    

Bu ayıyla inatlaşmayı keserek gözlerimi kocaman açtım. “Nerede gözünün maviliği? Hap atmışsın sen.”

“Atmadım.”

“Ne oluyor kızım sana?”

Üzerime gelinmesinden o kadar nefret ederdim ki… “Sana ne oğlum! Sana ne! Bıraksana peşimi. Varya bu yaptığını Koray’a söylersem hayatın biter.” Elimle havayı savuşturarak konuşunca ellerimi tuttu ve koltuğa bastırdı. “Seni merak ediyorum.”

“Hani lan hamile bırakacaktın beni? O zaman da gelip çocuğumuza mı bakacaktın? Bırak bileklerimi. Sapık.”

“Yaptıklarım için özür dilerim.”

Yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp bekledi ve elinin tersiyle sildikten sonra kurtulmuş ellerimle ona sağlam bir tokat attım. “Uzak dur benden.” Geriye kayıp arka kapıdan çıkmak için hamle yapınca bir şey demedi. Ne söyleyeceğini neden böyle yaptığını merak etsem de üzerinde durmadım. O deliydi.

Kollarımı kendime sarıp insanların arasına karışmak için hızlı hızlı yürümeye başladım. Peşimden geliyordu. “Avşar.” Diye seslenince homurdanıp daha da hızlandım ama birden kolumu tuttu. Ne istiyordu bu çocuk benden? Neden peşimi bırakmıyordu?

“Seninle konuşmak istiyorum.”

“Nasıl üzerimde sigara söndürdüğünü mü? Nasıl kemerinle vurup bana dokunduğunu mu?”

Burnundan derin ve titrek bir nefes aldı. “Gelmişsin bir de bunca yaptığın için özür diliyorsun! Sanki sadece yolda çarpmışsın gibi. Sanki beni mahvetmemişsin gibi.”

Neredeyse ağlayacaktım. Kendim için değil belki ama Koray için. Sırtımdaki izleri gördüğünde kim bilir ne hissediyordu? Benim kadar üzüldüğünü biliyordum. Seviştiğimiz zaman oralara dokunuyor ve bir şey diyemiyordu. Zamanı geri alamazdık ki, yaşadıklarımızı unutamazdık.

“Tedavi görüyorum!” diye bağırdı. Doğru yolu bulmuştu öyleyse. Onun gibi psikopat ve ciddi anlamda ruh hastası birinin ihtiyacı vardı zaten.

“Bana ne bundan! Bana mı görüyorsun! İşimiz bitti seninle. Belki de artık çevrendekilere zarar vermezsin.”

“Lütfen sana kendimi affettirmek istiyorum.” Bileklerimi tutup gitmemi engelledi. Neden eski sevgilimmiş gibi davranıyordu? Neden bile bile bana bunları yeniden yaşatıyordu ki? Hala onu affedebileceğimi düşünüyordu.

Gözlerim dolunca “Bırakır mısın lütfen.” Diye rica ettim nazik olması için uğraştığım bir sesle. “Benimle konuşacağını söyle bırakayım.” Sinir krizi geçirmemek için dudaklarımı ısırdım. Yanağımda süzülen yaşı silmek istiyordum.

“Seninle konuşacak neyimiz var ki?”

“Şu ana kadar adımı sadece iki kez söyledin.” Dedi, gözlerimin içine bakmaya çalışıyordu.

Aşk ve NefretOnde histórias criam vida. Descubra agora