Bırakamam

3.8K 205 46
                                    

Kendimizden başka dostumuz yok, herkes çıkarı kadar bizimle.

Şarkı Önerisi;
BTS- Tomorrow 💟

Elçinin Ağzından:

Batuyu kaybedeli 3 hafta oluyordu. Herkesin acısı ilk gün ki gibi tazeydi. Batunun acısını unutamıyorduk. Esen biraz olsun kendine gelmeye başlıyordu. Ben de kendimi toparlamıştım. Hepimiz yıkık olamazdık. Hepimiz çökmüş olamazdık. Hepimiz çökmüş oldaydık aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hep acı çekerdik.

Behzat, Reha ve Simay hala kendilerine gelememişlerdi. Behzat ve Simay en azından kendini bizlere gösterip konuşuyorlardı bizlerle. Ama Reha 3 haftadır odasından çıkmıyor, sesini bile duyurmuyordu. Simay Batunun evinde yaşamaya başlamıştı.

Ona orda yaşamamasını, başka ev bulmamız gerektiğini söylemiştik ama Simay reddetmişti. Yine hep beraber Behzatlarda oturuyorduk. Herkes herşey normalmiş gibi davranıyordu. Rehayı görmek istiyordum. Simay, Behzat ve Esen derin bir sohbetin içindeyken kalkıp yukarı çıktım.

Odasının önünde ki tepsi boştu. Ve büyük ihtimalle Behzat tepsiyi akşam bırakmıştı kapının önüne. Tepsiyi alıp kapalı olan kapıya baktım boş boş. Sonra aşağı indim tekrar. Öğlen yemek için haşladığımız makarnadan bir tabak tepsiye koydum. Ufak cam kaseye biraz da yoğurt koydum.

Reha ketçap mayonez yemezdi. Sonra bir bardakta kola koyup tekrar mutfaktan çıktım ve yukarı kata ilerledim. Kapısının önüne gelince tepsiyi tek elime koyup kapıyı çaldım. Ama yine ses gelmemişti. Kapının kulbunu tutup aşağı indirdim. Açılmadı... Her zaman ki gibi kilitliydi kapısı. Derin bir nefes bırakıp tepsiyi yanıma koydum. Sonra kapıya yaslanıp yere oturdum.

"Reha benim" Kafamı kapıya yasladım.

Hala ses vermiyordu.

"Yalnız kalınca her şey çözülüyor mu Reha? Acıların diniyor mu? Diniyorsa eğer bende şimdi, şu anda evime gidip odamdan çıkmayı düşünmüyorum" Derin bir nefes sesi geldi.

Sonra bir kaç adım sesi geldi. Ve kapının kilidi açıldı. Dizlerimden destek alarak ayağa kalktım. Kapı açılınca beklediğimden daha kötü bir Rehayla karşılaştım. Yerden tepsiyi de alıp odasına girdim. Ben içeri girince kapıyı yine kilitledi.

Rehanın ten rengi bembeyaz olmuştu. Gözlerinin altı morarmış, gözleri kırmızı olmuştu. Dudakları kurumuş saçları tamamen dağılmıştı. Üzerinde yeşil bir swit altında ise siyah bir eşofman vardı. Yatağı dağınıktı. Sadece yatağı da değil odası da dağınıktı. Yatağının üzerinde Batuyla olan resimi vardı. Behzat, Batu ve Reha tahminen 17 yaşlarındalardı. Üçü hamakta saçma sapan bir halde yatıyorken içten kahkahalar attıkları bir resimdi. Rehaya kafamı çevirdiğim de pencere kenarına oturmuştu yine. Ama garip olan şey gri perdesi kapalıydı. Tepsiyi de alıp yanına oturdum.

"Reha, akşamdan beri bir şey yemediğini biliyorum. Bir kaç lokma bir şey ye" Kafasını bile çevirip bakmadı bana.

Bende derin bir nefes bırakıp elime çatalı alıp makarnaya batırdım. Sonra çatalı Rehaya götürdüm.

"Aç hadi ağzını" Reha boş boş bakmaya başladı. Gülümseyerek çatalı işaret ettim.

"Hadii" çatalı tam ağzına sokmak üzereyken elimi tutup itti.

Çatalı geri tabağa koydum. Sonra kaşığı alıp yoğurttan biraz alıp yine Rehaya uzattım.

"Madem ki makarna yemiyorsun yoğurt bari ye" Elimi tuttu bu sefer.

Ama itmedi.

"Neden benimle ilgileniyorsun?" 3 hafta sonra ilk defa sesini duydum.

"Neden ilgilenmiyim?" Yoğurdu ağzına tıktım.

Sen ve Ben Değil! BİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin