Sürpriz

4.6K 233 70
                                    

Bu hayatta sigara içenlere öncelik tanıyın, zira onlar bu dünya da misafirler....

Şarkı önerisi;
Jin- Moon 💚

Elçinin Ağzından:

Gözlerimi açınca kaşlarım çatılı etrafa bakınmaya başladım. Nerde olduğumu anlamaya çalışıyordum. Sonra İstanbulda olduğumuz aklıma gelince gülümseyerek tavana baktım. Bir süre tavana o şekilde baktıktan sonra telefonumu alıp saate baktım. Saat daha 8.30 du. Dün Rehayla konuşurken uyuyakalmıştım. Neyse ki abimler telefonumu şarja takmayı akıl edebilmişti.

Saat daha erken olduğu için yürüyüş yapmak istedim. Yataktan kalkıp banyoya gittim ilk. Banyoda işlerimi halledip valizimden siyah kalın bir eşofman altı ve kalın bir sweatshirt giydim. Üzerine de şişme montumu giyip kulaklığımı, telefonumu, bir miktar parayı ve evin anahtarını aldım. Abimi ve Sıraçı uyandırmaya gerek yoktu.

Ayakkabılarımı ayağıma geçirince müzik dinlemeye başladım hemen. Saçlarımı at kuyruğu yapıp sweatin şapkasını kafama geçirdim. Evden çıkar çıkmaz koşmaya başladım. Sahile doğru koşuyordum. İstanbul'un her bir yerini hala karış karış biliyordum. Bazen gitmeseydim diye pişmanlıklarım oluyordu.

Ama sonrasında gitmeseydim Rehayla bir daha kavuşamayacak oluşumuz geliyordu aklıma. Ne düşünürsem düşüneyim gitmiştim sonuçta. 1 sene önce bu koskoca şehri terkedip gitmiş, sevdiklerimi arkamda bırakmıştım. Sonuç olarak buradaydım ama. 1 senelik bir kaybımız olabilirdi. Biz kendimiz bu açığı kapatabilirdik. Sevdiklerim ve ben bir arada olduktan sonra her şey çok daha kolay olurdu.

Yavaş koşmamıştım bu nedenle nefes nefese kalmıştım. Ayrıca sahile de gelmiştim. Etrafta bir büfe var mı diye bakındım. Büfe yoktu ama yakınlarda bir market vardı. O markete doğru ilerledim. Markete girince dolap tarafına ilerleyip bir su aldım. Bu sırada canım jelibon isteyince ondan almak için abur cubur reyonuna gittim.

Benim en sevdiğim olan kolalı jelibondan sadece bir tane kalmıştı. Elimi uzatmıştım ki biri de benimle beraber uzattı. Ama ondan önce davranıp ben aldım. Kafamı sağa çevirince ne kadar cin varsa kafamın üzerinde toplanmıştı.

"Ne işin var lan senin burda?!"

"Ooo eli sert olan kızımız. Çıkarttılar mı sizi o fare deliğinden ya?"dedi alayla. Evet doğru tahmin o bizden dayak yiyen adamdı. Ben bu lafın altında kalır mıyım peki? Now!

"Ay canım ya, senin de burnunu düzeltebilmişler. Görüyor musun sen şu işi yamuk yumuk birşey olmuş. E yamuk yumuk bir adamın düz burnu olur muydu tabi yani değil mi? Bu sana daha çok yakışmış. Hadi hadi çekil önümden de işime bakayım"diye bir adım atmıştım ki kolumu tutması bir oldu.

Yüzümde ki alaylı ifadeyi silip ciddi olan ifadeyi takındım.

"Estetik olan burnuna zarar gelsin istemezsin heralde?"dedim sakince.

Elini hızla çekince arkaya dönmeden kasaya ilerledim. Aldığım jelibonun ve suyun parasını ödeyip şapkayı geri kafama geçirdim. Ve eve gitmek için yine koşmaya başladım.

🍀

Rehanın Ağzından:

Yarın yılbaşıydı. Hepimiz İstanbula gitmek için hazırlanıyorduk. 1 yılbaşını daha Elçinsiz geçirmek istemiyordum. Ben bunu söyleyince diğerleri de gelmek istediklerini söylediler. Sırt çantama son olarak Elçine aldığım hediyeyi koyup kapattım.

Üzerimi giyinip siyah botlarımı, deri ceketimi ve siyah beremi de takıp çantam ve telefonumla odamdan çıktım. Bizimkiler kafe de bekleyeceklerdi beni. Araba anahtarımı alıp evden çıktım. Ve arabayı kafeye doğru sürmeye başladım. Bizimkilerle buluşacağımız kafe evime yakındı.

Sen ve Ben Değil! BİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin