Fatih Abi sürücü koltuğuna geçerken "Gir içeri, Kürşat. Şom ağzını da kapat!" dedi sertçe.

****

Timsah şeklindeki stadın inşaatı bazı kısımlarda hala sürüyor olsa da, henüz tamamlanmamış haliyle de bayağı ihtişamlı görünüyordu Timsah Arena.

Bursa merkezde çok büyük binalara alışık olmadığımızdan, bu büyük yapının yanında kendimi küçücük hissettim.

"Yanında durunca daha da büyük görünüyor."

"Kırk üç bin kişilik." Yukarı baktı Fatih Abi. "Yüksekliği kırk metre vardır. Belki daha fazla."

Batı kısımdaki güvenlik kontrolünden sonra kapalı tribünün alt kısmına geçtik.

Maçın başlamasına daha zaman vardı ama tribünler dolmaya başlamıştı bile.

Stada adımımı attığımda abimin neden beni maça getirmek istemediğini biraz anlamıştım: Bu kadar erkeği bir arada daha önce hiç görmemiştim!

Koltukların arasında ilerlerken bakışları üzerimde hissettim.

Fatih Abi korumacı bir biçimde bana biraz yaklaştı; ben ona daha da çok yaklaştım. "Abimi şimdi biraz anladım aslında."

"Duysa gözleri yaşarırdı."

"Sakın söyleme!"

"Peki, söylemeyiz." Hafifçe belimden tutup bir alt basamağa yönlendirdi. "Burası koltuklar."

Hayret ettim etrafa bakarken. Takım kulübeleri hemen önümüzde, biraz aşağıda kalıyordu. "E çok iyiymiş."

"Tabii iyi olacak. " dedi Fatih Abi koltuğuna otururken.

Oturduğumda daha rahat etrafı incelemeye başladım.

Yan çaprazda bir teyze gördüm, takdir ettim.

Uzak köşede de birkaç kız vardı.

Ben etrafta kız taraması yaparken, Fatih Abi de ne yaptığımı anlamıştı. "Ben varken bir şey olmaz, endişelenme."

Biliyordum ve endişelenmemiştim.

"Bir şey olacağından değil de... Biraz daha kadın olsa ortam çok güzel."

Daha çok kadın, daha az küfür, daha az kavga, daha çok medeniyet demekti.

"Yavaş yavaş artıyor işte. Ben çocukken tek bir kadın bile görmezdim maçlarda."

Çantamı aralayıp Niyazi Abi'ye hazırlattığım maç kitini ortaya çıkardım.

Koca bir paket çekirdek, su ve kola şişelerini gördüğünde, Fatih Abi'nin gözleri kocaman oldu. "Nasıl soktun onları içeri?"

Özel bir şey yapmamıştım. "Kapıda şöyle bir baktılar çantama. Hırkanın altında kalmışlar herhalde. Yasak mı ki?"

"Şişe filan almazlar normalde." Güldü. "Erkekleri daha sıkı kontrol ediyorlar. Seni yanımızdan ayırmamalıyız bundan böyle. Meşale bile sokarız!"

"Tabii." dedim gururla. "İşinize yararım."

Çantamdan bir şişe kola aldı. "Madem getirdin, içelim bari."

Kolalarımızı açtık.

Yeşil beyaz dalgalı boyanmış koltuklara, yemyeşil çimlere baktım. "Çok güzel olmuş stat."

"Timsahın kafası bitmedi bir türlü."

"Geçenlerde okumuştum. Belediye başkanı yakında bitecek demiş."

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Where stories live. Discover now