Bölüm 2.

2.7K 150 8
                                    

Öncellikle söylemek istediğim tek bir şey var ki o da gecikme için gerçekten çok ama çok özür dilerim. Normalde her hafta ve ya iki hafta da bir yeni bölümü paylaşacaktım ama bu iki hafta internet sorunu yaşadım. Gerçekten çok özür dilerim.  Ama bu bölüm gerçekten çok güzel. Hepinize iyi okumalar dilerim.

---------

"En azından bunu biraz daha eğlenceli olması için çabalayabilirsin." Ben savundum. Biz bir kütüphanedeydik ve Luke etrafındayken sesimi tutmak çok ama çok zordu.

Luke bana yaklaşık bir aydır ders veriyordu ve dürst olmak gerekirse ben yorulmaya başlamıştım. Sadece gözden geçirilmesi gerekenleri, öğretimin yeni kavramlarını, özelliklerini öğrenmeye çalışıyordum ve Luke hala pek dost canlısı değildi. Artı bundan sonra sadece Cumartesileri değil, hafta içi iki kere daha buluşacaktık.

"Bunun eğlenceli olması gerekmez, bu matematik." Luke, gözlerini devirdi. Saçlarını kapatan bereyi iyice çekiştiri ve yüzünün bir kısmını örttü.

"Sen matematiğin eğlenceli olduğunu düşünüyorsun, değil mi?" Ben sordum. Luke'un hep matematikten zevk aldığını varsayıyordum. Hatta belki de birkaç şeyden alıyordu.

"Tabii ki, çünkü sadece bu işte iyiyim. Çok zeki olmasam bile okuldan hemen gitmem olmaz." Luke omuz silkti. Demek söylentiler doğruymuş.

"Yani sen bir ineksin. Kötü çocuk tavırlarınla bunu gizlemeye çalışıyorsun, ama içini görüyorum." dedim ona göz kamaştırıcı bakarken. Luke'un evde oturup matemati k çalıştığını düşünmek zordu.

"Ben inek değilim. Matematikten zevk alıyorum. Serbest zamanlarımda matematik yapmayı seviyorum. Buna hakkım var ve ben bir inek değilim." Sertçe söyledi bana, pna inek dememin üzerine.

"Tamam, peki sen gerçekten eğleniyor musun?" İçini çekti... kalemini masaya bırakarak. Ve bana çalıştığının sinyallerini gönderdi.

Sanırım konun kapalı olduğu ve normal bir an gibiydi. Bunun her buluşmada en az bir kez olduğunu fark ettim.

"Ben eğlenmek istemiyorum. Ben evde kalıp matematik yaparken gayet mutluyum." Luke bana gözlerini kısarak baktı.

"Mutlu görünmüyorsun." Ben belirttim.

Luke'un eğer bir kez normal genç bir çocuk gibi davranırsa okulda fazlasıyla beğenileceğini hissettim. Takılmayı veya okul çıkışı sınıf arkadaşlarıyla birşeyler yapmayı sorduklarında ise kabul etmediğini sınıf arkadaşlarından öğrenmiştim. Benim şimdiye kadar onun hakkında öğrendiğim kadarıyla, Luke oldukça iyi bir adamdı. Ben eğer ısrar ederseniz arkadaş olmaya açık olacağından emindim. O neredeyse bir tuğla duvar çocuktu.

"Bende hislerimi ifade etmekte. Annem bu konuda bir terapiste gitmemi ve o lanet ilaçlardan almamı söylüyor, ama bence bu çok saçma." Luke gözlerini devirdi, belli ki annesini düşünüyordu. Luke şuana kadar annesi veya ailesi hakkında asla konuşmamıştı ve ben onun yalnız yaşıyor olabileceğinden şüphelenmiştim.

"Annen?" Luke neden böyle bir tepki verdi merak etmiş ve onun hakkında konuşmak istemiştim.

""Evet, annem. Ne olmuş?" O tersledi. Mavi düğmeli gömlek giyiyordu ve onu aşağıya doğru düzeltti.  O aslında üzerinde daha daha fazla odaklanmış görünüyordu çalışırken. Luke deri ceketi ve botları olmadan bana hep garip görünüyordu. Aslında Luke ilk baktığımda dünyaya nefretle bakan bir tip gibi değil de bir çömez gibi görmüştüm. ( Ne saçmalıyorsun kızım sen afsdfg)

Fall. |Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin