Başlangıç

16.6K 237 13
                                    

"Dinle, Ben sadece bu konu hakkında üzgünüm." dedi oturduğu yerde geriye yaslanarak. "Ama uğraşaman gerek."

"Uğraşıyorum." kağıt üzerinde şekiller çiziyordum.

Parmaklarını uzun sarı saçlarından geçirdi, genellikle yukarı doğru kıvrılan saçları bu gün doğal halindeydi.

"Stel, sen-"

"Benim adım Stella, Stel değil." Kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "Eğer sana Luke yerine Lucas deseydim hoşuna gider miydi? Bu senin ismin değil, değil mi?"

"64'ün karekökü nedir?" Luke sormuştu, konuyu değiştirerek.

Luke tamamen masum bir liseli oğlan görünümünde olmasına rağmen tam bir pislikti. 17 gibi genç  bir yaşta Luke Hemmings her şeyden nefret etme yeteneğini geliştirmişti. Kimse onu anlamıyordu. Ve anlama zahmetine de girmiyordu. Luke, okulda ki herkesten uzaktı. Okul çevresinde ki söylentilere göre, o bir matematik dahisiydi, o birinci sınıfın ilk döneminde okulu bırakmıştı. Luke okulda ki bütün onur listelerinde vardı ve bunu önemli bir şey olarak görmüyordu. Onların herhangi birinden zevk aldığından şüpheliydim çünkü bunu onda hiç görmedim.

Maalesef ki benim ağabeyim Eric ve Luke'un ağabeyisi çok iyi arkadaşlardı.

 Yani annem Luke'un matematiğinin ne kadar iyi olduğunu öğrenince, bana ders vermesi için ona para teklif etti. Böylece geometriden geçebilecektim. (Bahsettiği şey Luke'un, Stella'ya ders gibi bir şer vermesi.)

Ve bu Luke Hemings'in bana Cumartesi günleri yemek odasında ders vermesiyle sona erdi. "Neden gelecek yıl geri gelmiyorsun? Bana sadece birkaç ay ver... çalışmak için." diye sordum sıkılarak. " Ama o zaman bu dersi makyaj yaparak geçemezsin. Ve geometriden bir kez daha kalırsın." omuzlarını silkti. Kaşını kaldırıp benden gelecek bir cevap için bekledi. "Ben-"

"Geometride gelecek yıl üst düzey olacaksın." Luke ben daha cümlemi tamamyamadan beni kesti.

"Beni kesme. Ve ben üst düzey bir sınıfta olmayacağım." dedim, arkadaşım Michael'i düşünürken, ayrıca kimin sınıf geçmemesi mümkün olmuştur ki?

"Dinle." dedi Luke tekrardan. "Hangi ay.. Ekim? Mayıs bunu yapacağız ve sonra sonsuza dek hayatının dışında olacağım."

"Bu 6 ay kadar." inledim.  Bu ders planları için Luke'u dört gözle beklediğim söylenemezdi, özellikle de bu süre içerisiinde arkadaş olmamız bir şans olurdu.

"7. 7 ay." Luke açıkça zihnimin onun ki kadar iyi yapamadığını simgeleyerek parmaklarını masaya vurdu.

"İyi, 7. Herneyse. Nden bu konuda bu kadar kaba olmak zorundasın?" Luke'e masanın altından tekme atmayı düşündüm.

"Tamam 64'ün karekökü nedir?" Luke beni görmezden gelerek sordu.

"Karekökün geometri ile ne ilgisi var?" beni görmezden geldi. "Bunun şekiller hakkında olduğunu düşünüyordum."

"Kitap karekökün de olduğu cebirsel ifadeleri içeriyor. Biliyorsun ki, bunu zaten aldın." Luke bana gözlerini devirdi.

"8. 64'ün karekökü 8."

"Tamam. Şimdi oradaki denklemin içerisine 8'i de kat." Koltuğunda geriye yaslanarak benim her hareketimi izliyordu.

"Hangi denkleme?" Kısmen onun sinirlerine gitmek istedim. Defterinde o kadar çok farklı denklem vardı ki neyden bahsettiğini bilmiyordum.

"Buna." Luke tekrardan gözlerini devirdi ve düzgün yazısıyla kalem üzerinden gösterdi.

Bir saat sonra Luke bana kuadrikleri öğretmesi için, ikimizde başka bir gün aramaya karar verdik. Ben öğrenmeye çalışırken Luke bana umutsuz bir vakaymışım gibi bakıyordu.

Fall. |Türkçe ÇeviriWhere stories live. Discover now