Bölüm 1.

3.2K 154 16
                                    

Okulumun kalabalık yemekhanesi, çığlıklar ve çeşitli farklı insanlardan gelen kahkahalar ile doluydu. Çoğu için bir sürprizdi, ama aslında ben öğle zamanını sevmemiştim. Tüm öğle yemeğimi Michael ve birkaç diğer arkadaş ile harcamış olsamda, pek zevk almamıştım.

"Luke yarın ne zaman geliyor? Gelmeliyim, ama onunla orada karşılaşmak istemiyorum." Michael, bir dilim pizza yarısını ağzına sokmaya çalışırken sordu. 

Üç hafta sonra ve Luke ile arkadaşlık için herhangi küçük bir ilerleme yapmadım.  Çünkü onunla arkadaş olmak istemiyordum. Özellikle de her Cumartesini onunla geçirdim ve biz hala birbirimizle Matematik dışında başka hiç bir şey hakkında konuşmadık. Okul çalışmaları konusu için tek sorduğum benimle birlikte iken en azından medeni hareket edip edemeyeceğiydi.

"Bilmiyorum. Neden gelmelisin ki?" Omuzumdaki bir tutam saçı geri ittim. Masadaki diğre insanlara baktoğımda konuşuyorlardı. Bu bizim öğle zamanımızın çoğunluğunu oluşturuyordu. "DVD playera ihtiyacım var." Michael omuz silkti. Bu onun için tamamen normal bir şeydi.

"Kendine al! Sen hep benim DVD çalarımı kullanıyorsun!" Rahatsızca güldüm. O ne zaman film izlemek istese benimkini kullanıyordu.

"O kadar param yok!" Michael şikayet etti. "Benimle birlikte Ashton'ı da getirecektim, ama sanırım istemiyorsun....."

"Ben saat 3:00'te Luke ileyim."  Kafamı tersledim. Dürüst olmak gerekirse aslında sadece Ashton ile gitmek için herhangi bir ölçü için giderdim ama yine de elimde değildi.  Ben onu sevdim o kadar.

"Nerede?" Arkamdan gelen ses ile hemen oraya döndüm. Beni elinde yemek tepsisi ile Luke karşılamıştı. Onu baştan aşağı süzdüm. Koyu renk tişört ile siyah skinny kot giymişti. Saçlarını herzaman ki gibi yukarı doğru kıvırmıştı. Kim bilir onu öyle tutmak için ne kadar saç jölesi kullanıyordu.

"Evimde. Yarından sonra planlarım var." Gözlerimi devirdim. Bir saniye sonra Luke yanımda oturuyordu, sanki bu bizim için çok rahat hareketti.

"Nasıl planlar?" Luke sordu.

"Seni ilgilendirmeyen planlar." Hızlı bir şekilde daha ne kadar kaba olduğunu anlamadan yanıtladım.

"Pekala, bu tür bir rahatsızlıktan dolayı üzgünüm." diye mırıldandı Luke, çantasından bir paket cipsi çıkarıp, ağzına atarken. Michael ve ben onu ona geniş gözlerle baktık.

"O kadar şaşırma. Ben 3 haftadır Stel tarafından asılı kaldım. Burada oturmaya hakkım var, değil mi?" Luke bize gözlerini devirdi.

"Stella." Onu düzelttim.

"Ne zamandan beri bizimle birlikte öğle yemeği yiyorsun?" Michael sordu. Bu Luke'un bizimle birlikte etkileşim için çalıştığı bir ilkti. 

"Bugünden beri. Bugün burada oturmak istedim. Sadece siktir ve benimle konuşma." Luke, Michael 'a masanın üzerinden baktı.

"Bizim öğle yemeği döneminde olduğunu bile bilmiyordum." dedi Michael, bana şaşkın bir bakış sürecinin içinde.

"Benimle konuşmamanı söylemiştim." Luke, içini çekti,  Michael'de zaten rahatsız olmuştu. Luke onun için olağandışı düşük bir toleransı var gibiydi.

"Ben sadece merak ediyordum." Michael yenilgiyle ellerini attı. 

"Peki, eğer bilmen gerekiyorsa Pembeli, ben yemek yemek için genelde kütüphaneye giderim. Böylece bu... ergenlerle kalmak zorunda kalmam." Luke yemekhaneye bakarak söyledi ve yanaklarının içini ısırdı. Sanırım yanaklarını ısırmak onun için bir alışkanlıktı.

Fall. |Türkçe ÇeviriDonde viven las historias. Descúbrelo ahora