59 dakika "ihanet" - 24 / devir

64 12 0
                                    

"Neriman Hanım?" dedi bu sırada yanlarına gelen Resepsiyon Müdürü. Nihayet tanıdık birilerini görmek yüzünü güldürdü Neriman'ın. "Cahit Bey'i soruyordum..." dedi adama, kaybettiği vaktin önemini gösteren bir ifadeyle.

"Bugün giriş yaptılar!" dedi adam, "Arayıp haber verelim dilerseniz?"

"Lütfen!" dedi Neriman, "Yalnız biraz acele!"

Karışıklığı çözmüş olmanın sevinciyle gülümsedi adam, "Şeniz Hanım geliyorlar!" dedi telefonu kapatırken...

Neriman asansörün önüne gelmeden açıldı kapısı, "Neriman Abla!" dedi Şeniz, yıllardan beri bu anı bekliyormuş gibi bir sesle. "İyi misin?" dedi sonra, "Çok merak ettim!"

"İyiyim!" dedi Neriman sarılırlarken, "Konuşmamız lazım hemen, Cahit nerede?"

"Seni o getirmedi mi?" dedi Şeniz sesi değişerek, "Eskişehir'e gidecekti?"

Bilmediği bir numara aradı bu sırada Cahit'i. "Hangi cehennemdesin?" dedi öfkeli bir sesle. Son bir haftadır gönderdiği hatlardan arayan şu esrarengiz kadından başkası değildi bu. Bu kez Cahit'in kendi telefonundan aramıştı ama.

"Numaramı nasıl buldun?" dedi Cahit ihtimal vermeyerek. "Tek akıllı sen değilsin!" dedi kadın, öfkeliydi sesi. "Erhan'ı hallettiğim gün aldım numaranı. Bunu hiç düşünemedin değil mi?"

Eskişehir'e hiç gitmemişti Cahit. Daha doğrusu garda Neriman'ın tahta küpesinin boncuklarını görünce ilk trenle geri dönmüştü kaçtığını anlayıp. Yalnız bunun için değildi kadının öfkesi. Cahit İstanbul'a dönmeden önce kadının kendisine gönderdiği telefonu meydandaki heykellerden birinin dibine bırakmıştı Eskişehir'de.

"Peşini bırakır mıyım sanıyorsun?" dedi kadın Cahit'e. "Şeniz'in, Neriman'ın?"

"Bak!" dedi Neriman, hem aceleci hem de Şeniz'i alıştırmaya çalışan bir sakinlik vardı sesinde. "Kaçtım! Babana da bir işaret bıraktım garda. Onu görünce geri dönmüş olmalı mutlaka!"

"Umarım Neriman Abla!" dedi Şeniz, "Umarım! Şimdi ne olacak peki?"

"Rahat konuşabileceğimiz bir yere geçelim önce!" dedi Neriman.

"Aferin!" dedi kadın Cahit'e. "Telefonuna da sinyal kıran format atmışsın belli, bulamayalım izini!"

Gevrek gevrek güldü Cahit, Erhan'ın gönderdiği sistem işe yaramıştı. Heykelin dibine bıraktığı hattı onu Eskişehir'de gibi gösterirken rahatlıkla İstanbul'a dönmüştü o da. Şimdi kadını istediği adrese çağırıp yüzleşecekti. "Söyleyeceğim adrese gel de şu yıllardan beri bilendiğin hesabı çözelim!" dedi artık iplerin kimin elinde olduğunu gösteren bir sesle.

Şeniz lobideki masaya otururlarken irkilmiş gibi yüzüne baktı Neriman'ın. "Burada olduğumuzu nasıl bildin peki?" dedi.

"Babanın Akaretler merakını bilmeyen var mı?" dedi Neriman gülerek. "Her fırsatta buraya çağırıyor misafirlerini!" Daha fazla vakit kaybetmeden söze girdi sonra. "Babana ulaşmamız lazım, inadını biliyorsun! Onu bir delilik yapmadan bulmalıyız!"

"Aramak olmaz?" dedi Şeniz, yanıtını kendisinin de bildiği bir şey söylemenin çaresizliğiyle.

"Evet!" dedi Neriman, "Ama bana başından beri her şeyi anlatırsan belki babanın nerede olduğunu da bulabiliriz..."

59 dakika "ihanet"Where stories live. Discover now