59 dakika "ihanet" - 18 / posta

68 13 0
                                    

"Hiç boşuna sızlanma!" dedi adamlardan iri olan Neriman'a. "Seninki seni bulmak için harekete geçmemiş daha! O buraya gelecek, sen de serbest kalacaksın! Patronun kesin emri..."

"Kim senin patronun?" dedi Neriman, olası bir laf alma ümidiyle.

"O kadar salak mıyım?" dedi adam gülerek.

"Göreceğiz ne kadar salaksın!" dedi Neriman, kelimeleri ağzında çevirerek. Bir yandan bileklerindeki ipin düğümünü gevşetiyordu.

Cahit eve dönmüştü bu sırada, "Hemen toparlan!" dedi Şeniz'e. "Otele geçiyoruz!"

Apartmana girerken posta kutusuna bakmış, kadının telefonda kendisine blöf yapmadığını görmüştü. Küçük mavi bir zarf tutuyordu elinde, yine kendi yazdıklarına benzeyen...

"Baba?" dedi Şeniz, korkmadığını gösteren bir rahatlıkla, "Neler oluyor?"

"Bu kadın evimize kadar gelmiş!" dedi Cahit, "Yer değiştirmeliyiz, hemen acil ihtiyaçlarını toparla, gidiyoruz!"

Kontrolünü yitirmiş gibi konuşuyordu Cahit, korkmuştu. Başına gelebileceklerden çok Şeniz'e olabilecekler korkutmuştu onu. Son günlerde üst üste olanlar, gözünü kırpmadan insanları vuran bir manyak, telefonda söyledikleri, fazlasıyla ağır geliyordu Cahit'in gençliğinden beri macera peşinde koşan kalbine... Eşiyle kavgalarını hatırladı bir an. O da böyle karmaşık bir günde valizini toparlayıp gitmişti aceleyle. Derya... Öylesine büyük sözler uçmuştu ki havada, bir daha hiç geri dönmeyeceğini anlamıştı Cahit. Şimdi her şeye rağmen onu hâlâ seven ve hâlâ yanında olan bir kızı vardı hayatta. Şeniz'i. Saçının teline zarar gelse dünyaları yakacağı biriciği. Ama o günleri görmek için oturup beklemek olmazdı. Bir daha dönüşü olmasa da kaçılmalıydı bu evden. Hem kaçmak sayılmazdı ki bu, olsa olsa önlem almaktı. Dolabı açıp ufak bir duble viski hazırladı kendisine...

"Baba?" dedi Şeniz, "Doğru bir zaman mı sence?" Bu sırada telefonu çaldı Cahit'in, o kadındı yine arayan. "Zamanın daralıyor Cahit!" dedi, "Şimdiye kadar çoktan harekete geçmeni beklerdim!" Cahit'in yanıt vermesini beklemeden kapattı sonra. Cahit evin dışarıdan izlendiği ihtimaline aldırmadan zarfı açtı. İçinde yine dörde katlanmış bir kağıt, bir de yeni bir telefon hattı vardı. "Kartı taktığın zaman mesajımı okuduğunu var sayacağım!" yazıyordu üzerinde. "Fazla akıllısın!" dedi Cahit kendi kendine. Elleri titreyerek kağıdı açtı.

Alt alta yazılmış üç farklı tekerleme vardı kağıtta...

İlki üst üste tekrar edilen basit bir diksiyon egzersizi, diğeri K'lerin yoğun olduğu bir beyit, sonuncusu ise Fransızca bir kelime oyunu:

"Mor vampir. Mor vampir. Mor vampir."

"Küskütük küçümen küfeci külüstür Kürşat'ı külünklü kırmızı küngür üstüne küttedek devirdi."

"Un ver vert va vers le verre vert."       

59 dakika "ihanet"Where stories live. Discover now