Bölüm - 8

4.5K 190 26
                                    

7. BÖLÜMDEN

"Sehun, aslında ney biliyor musun?"

Baekhyun'un gözlerinden iki damla yaş düştü. Burnunu çekti ve elinin tersiyle gözlerini sildi. Sehun yaptığı yıkımı, Baekhyu'un ağladığını fark ettiği an anladı.

Baekhyun titrek sesiyle devam etti:

"Bana ne kadar aşık olduğunu söylesede, o hiç bir zaman tamamen benim olmayacak Sehun."

Peşinden gelen bir hıçkırık sesiyle Sehun ne demesi gerektiğini bilemedi. Herzaman kötüydü bu konularda.

"Baek o seni seviyor. Mutlaka bunu telafi edecektir."

"Sanmıyorum Sehun... Hiç vazgeçmedi...
Vazgeçmeyecek... "

BÖLÜM - 8

Yazar: Ningyoo
Yazar Notu: Yukarıdaki olay 2 sene önce olmuştu. Yani Sehun ve Luhan iki sene önce tanıştığında. Aşağıdaki olayda bu olaydan bir sene öncesini anlatıyor yani günümüzden 3 sene öncesi.

1 SENE ÖNCE:

BAEKHYUN ANLATIYOR:

Hafta sonları Cafe genelde kalabalık oluyordu ama bu kadar erken saatlerde değil...

Kapı açıldı ve gerçekten yakışıklı birisi gülümseyerek içeriye girdi. Masalardan birisine oturdu ve gergin bir şekilde beklemeye başladı. Yanına gittim ve

"Hoşgeldiniz. Siparişiniz nedir" dedim.

"Merhaba, kız arkadaşımı bekliyorum. O geldiğinde kahvaltı yapacağız" dedi.

-yani düzmüş-

"Peki" dedim ve yanından uzaklaştım. Gerçekten hoşuma gitmişti...

Uzun bir süre sonra hâlâ yalnız oturuyordu. Yanına gidip gitmemekde kararsızdım. Bir süre sonra ben başka bir masayı temizlerken bana seslendi.

"Kahve... Kahve alabilir miyim? Sütlü."

Siparişi aldım ve hazırlamak için tezgaha yöneldim. Bugünkü favori müşterim oydu. -Düz olmasına rağmen- Bu yakışıklı devi görmezden gelemezdim. Hergün favori müşterilerim olurdu -yakışıklı erkekler- onlarla yardımcılarım değil ben ilgilenirdim.

Kahveyi hazırladıktan sonra yanına gittim. Gülümsedim ve kahveyi bıraktım. Biraz cesaretle

"Sanırım arkadaşınız gecikti." dedim.

Yüzünde garip, sıkıntılı bir ifade vardı.

"Sanırım..." dedi.

Onu yalnız bırakmaya karar verip işimin başına döndüm. Kapı açıldı ve kısa boylu, güzel değil ama sevimli sayılabilecek sarı saçlı bir kız girdi. Beklenen kız arkadaş sonunda gelmişti. Masadaki yakışıklı dev zoraki bir şekilde öpüştü onunla. Keyfinin kaçtığı her hareketinden belli oluyordu. 1 saatten fazla beklemişti. Kızmaya hakkı vardı.

Biraz bekleyip yanlarına gidecek ve sipariş alacaktım. Şuan hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Sonra sesler biraz yükseldi. Ne dedikleri anlaşılmıyor ama tartıştıkları belli oluyordu.

Tartışma hararetlenmiş karşılıklı bir atışma haline dönmüştü. Tezgahın altından mısır gevreklerini aldım ve yemeye başladım. Süt olmadan da çok lezzetliydi bunlar. Onlar tartışmaya devam ederken tenis maçı izler gibi bir deve, bir kıza bakıyordum. Bir taraftanda gayet duygusuz bir şekilde mısır gevreklerini yemeye devam ediyordum.

Dev elini sıktı ve sertçe masaya vurdu. Ben zaten onları izliyordum ama şimdi tüm Cafe'dekiler onlara ufak bakışlar atıyordu. Yakışıklı dev durumu farketti ve kıza daha çok eğilerek sessiz ama sert birşeyler söylemeye devam etti. Kız rahatsızca kıpırdandı. Taramalı tüfek gibi hiç susmuyor, elini kolunu sallaya sallaya konuşuyor, dikkatleri tekrar masaya çekiyordu.

RehinWhere stories live. Discover now