Bölüm 55: Alışma çabaları

8.7K 515 251
                                    

Curtis derin derin nefes alıp ellerini yüzüne örttü ve gözlerini şakaklarını ovuşturmaya başladı. "September. Essie'yi al ve Depoya götür. Buraları biz hallederiz."

"İyi değilsin. Ben yapayım."

Ellerini yüzünden çektiğinde daha kendinde gibi görünüyordu. "Ayakta duramazsın. Sen git. Derek'le ben hallederiz."

"Doktora ihtiyacın var,"diye üstelediğimde "O kadar kötü değil. Hallederiz,"dedi kararlı bir sesle.

Kafamı sallayıp durumu kabul etmek dışında bir seçeneğim yoktu. Derek'e bir bakış attım. Karşı koltukta oturuyor, yerde yatan adama bakıyordu.

Ayakta dikilmeye devam eden sarışına döndüm. "Yardımın gerek Jace."

"Ne oldu?"

"Camlara bastım,"dedim ayağımı işaret ederek.

Kafasını salladı ve kollarını belime sararak beni kucağına aldı.

"Essie hayatım..."

Essie, Derek'e ve yerde yatan adama diktiği bakışları bana doğrulttu.

"Beni anlayacak durumda mısın?"

"İyiyim,"dedi sertçe. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Korkudan ağlama krizine girer diye düşünüyordum fakat öyle olmamıştı. Bakışları soğukkanlıydı. Sesi de öyle.

"Bavulunu topla. İhtiyacın olan her şeyi al."

Kafasını salladı ve koşarak salondan çıktı.

Arkasından bakakalırken, "Bu çok garip,"diye mırıldandım.

Jace onaylarcasına kafasını salladı. "Ona anlattım. Yukardayken. Zamancılar gerçek dedim. O anda, kafasındaki her şey yerine oturdu galiba."

Gücüm tükeniyordu. Sopuk terler dökerken bayılacak gibi hissediyordum. "Beni odama çıkarır mısın? Eşyalarımı toplamam lazım."

"Önce pansuman yapmalıyız."

"Buradan defolup gitmek istiyorum."

Odama girdiğimizde beni nazikçe yatağımın üzerine bıraktı. "Dur yardım edeyim toplanmana."

"Sadece yatağın altındaki bavulu çıkarır mısın?"

Tek hamleyle yakaladığı bavulu çekip yatağın üzerine bıraktıktan sonra hızla gardırobuma yöneldiğinde, "Eşyalarını toplamalısın. Ben hallederim,"dedim boğuk çıkan bir sesle. Yanıma geldi ve yüzüme düşen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Bunları hak etmiyorsun."

Ses tonuyla birlikte aşağıya indiğimden beri takınmaya çalıştığım soğukkanlı maskem yerle bir oldu. Gözümden süzülen yaşı parmağıyla durdurdu ve dudaklarını alnıma bastırdı. Kolları etrafıma sarılırken yanağımı göğsüne bastırdım. "Güçlü olmalıyım Jason. Beni ağlatmayı bırak ve git."

Saçımı öptü ve beni bırakıp odamdan çıktı.

********************
"Neresi burası?"

"Sığınak,"dedim kısık sesle. Çok uykum vardı. Etrafa bakmaya çalıştıkça gözlerimin önündeki sis perdesi artıyor, başım dönüyordu. Kulaklarımdaki uğuldamadan kurtulabilmek ümidiyle işaret parmaklarımı kulaklarıma bastırdım. Her şey ağır çekimde oluyor gibiydi.

"Seni doktora götürmemiz lazım. Bembeyaz olmuşsun!"

"Beni merak etme. Yarın daha iyi olacağım,"diye mırıldandım, endişeli gözlerle bana bana dostuma. Tüm bu yaşananlar yüzünden benden daha yıkılmış olmalıydı fakat güçlü görünüyordu, tahmin edemeyeceğim kadar da kendindeydi.

ZAMANCILAR ( THE TIMERS) I.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin