Bölüm 33: Sorunsallar

12.4K 838 151
                                    

Öncelikle herkese mutlu yıllar. Umarım kaos dolu 2016 gibi olmaz bu yıl. Pek hayırlı başlamadık ama umutlu olmak lazım.Huzur ve mutluluk dolu bir yıl diliyorum hepinize.
Bölümün geç geldiğinin farkındayım, bunun için kusura bakmayın. Sizleri seviyorum. İyi okumalar. Yorumları ve oyları eksik etmeyin lütfen 😍😘😘

******************
"Şu sarışın olan fena değil ha,"dedi Essie, kafasıyla evin hemen önüne park edilmiş siyah Honda'nın sürücüsünü işaret ederek.

Cam sabah erkenden yaptırılmıştı. Ustalar gelip kurşun geçirmez camı takana kadar iki iri kıyım polis bizimle kaldı. Derek ve Curtis'te öyle.

Sabah vardiyasını devralmak üzere biri sarışın, parlayan mavi gözlere sahip- adı Ron muş- bir diğeri suratsız, kazıtılmış saçlı -Dawsey- iki polis, saat sekiz civarı geldiler.

"Neden polis olmuş ki? Mankenlik yapabilirdi. Calvin Klein mesela. Ne dersin? Ya da Armani? Abercrombie de olabilir gerçi."

Erkek arkadaşı olmasına rağmen insanları süzmeyi hiç kesmezdi Essie. Ona göre bu dünyanın güzelliklerini takdir etmek olsa da, dışarıdan öyle görünmeyeceği aşikârdı.

"Curtis desem?"diye mırıldandım.

Kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. "Ne dedim ki? Hem dünyanın bizlere sunduğu güzellikleri takdir etmek lazım. Sanata azıcık saygın olsun. Heykel gibi adam."

"Hı-hı anlıyorum."

"Sürtük."  Kaşlarını çatmış olsa da sırıtıyordu. Ona dil çıkardım.

Mike'a da uğramam gerekiyor. Belki yeni bir iz bulmuştur. Şu notları tarar en azından. Parmak izi olduğunu sanmıyorum ama işte... Bir seyler bulmamız lazım artık. Böyle kesilmeyi bekleyen hayvan gibi dur dur nereye kadar.

Ayağa kalktım.

"Hey! Nereye?"

"Eve gidiyorum. Almam gerekenler var."

"Derek'i ara yalnız gitme."

Ben kendimi daha iyi koruyabilirim. Birinin bakıcılığına ihtiyacım yok.

"Merak etme anne,"dedim ve ona öpücük gönderdim.

"Ciddiyim Sepp. Dikkatli ol."

Yanına gidip ona sıkıca sarıldım."Her zaman tetikteyim, merak etme."

Ron ve Dawsey evin önündeki siyah arabanın içinde muhabbet ediyorlardı. Sürücü tarafına yaklaştığımda, Ron düğmeye basarak camı indirdi.

Elimdeki kese kağıdını camdan içeri uzattım. "Acıkmışsınızdır."

Gülümsedi. Gerçekten seksi bir gülüşü vardı.

"Teşekkürler. Donat yemekten kusmak üzereydim."

Hafifçe gülerek kafamı salladım. Yirmilerinin ortalarında görünen Ron oldukça samimi görünüyordu. Dawsey'in aksine yani. Aynı yaşta gibi görünseler de zıt karakterler gibiydiler.

Dawsey'e bir bakış attım. İfadesiz bir suratla bana bakıyordu. Sert yüz hatlarıyla her zaman sinirli gibi görünüyordu gerçi. Tam iyi polis- kötü polis ikilisi.

"Nereye?"diye sordu, sarışın polis Ron.

"Eve,"dedim. "Almam gerekenler var."

Kafasını salladı. "Dikkatli ol."

"İyi günler,"dedim ve arabama gitmek üzere garaja yöneldim.

*****

Kapıyı çaldıktan birkaç saniye sonra açıldı.

ZAMANCILAR ( THE TIMERS) I.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin