Bölüm 23:Gergin bekleyiş ve sonrası

15.8K 1.2K 211
                                    

Oy ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. 💕💕💕  

Edit: Bölüm doğum günü kızı rbrien'e ithaf edilmiştir. Nice mutlu yıllara tatlımm. 😘
************

Yıkık dökük tek katlı ev bu gece daha ürkütücü görünüyordu. Her an saldırıya uğrayabileceğimin farkında olmak da duruma hiç yardımcı olmuyordu.

Arabayı Curtis'in söylediği Depo'nun hemen dibindeki; beyaz, iki katlı, pencerelerinde boydan boya beyaz demir parmaklıkları olan, yemyeşil bir bahçenin çevrelediği evin önüne çektim. İnmeden önce silahımın şarjörünü kontrol ettim. Tam dolu.

İyi, iyi.

Emniyetini açtım ve sırt çantamı omzuma atarak arabamdan çıktım. Etraf çok sessizdi. Evet, civardaki evlerin bazılarının ışıkları hala yanıyordu ama bunun bana bir faydası yoktu. Bir araba bana çarpsa kaçı evinden çıkardı? Kaçı yardım ederdi? Cevabı tahmin etmek zor değildi: Hiç kimse.

Beyaz evin verandasına koştum. Kalbim adrenalin patlamasından deli gibi çarpıyordu.

"Dayan"dedim kendime. "Dayan az kaldı."

Curtis kapının şifresini vermişti. Şifreyi girdim ardından parmağımı ekrana dokundurdum. Etrafımı kolaçan etme dürtüme hakim olamıyordum. Tüm duyularım tetikteydi.

Kulaklarım bir yarasanınki kadar iyi işitiyordu şimdi. Her hışırtıyı her sesi tarıyordu.

Kapı kısık bir klik sesiyle açıldı. İttirip içeri girdim ve kapıyı hemen ardımdan kapattım.

Tıpkı korku filmlerindeki gibi dedi iç sesim.

Bilmediğin bir evde yalnızsın ve korkuyorsun. Ve peşindekiler tarafından öldürüleceksin.

Yutkundum. Parmaklarım silahın kabzasının etrafına sıkıca sarıldı. İşaret parmağım tetiğin üzerine yerleşti.

Elimde silah var.

Saklanabilirsin ama kaçamazsın. Seni yakalayacaklar.

"Kimin tarafındasın sen?" diye söylendim.

Öleceğin gerçeğini değiştirir mi?

Bilemezsin!

Geberip gideceksin September. Kabullen bunu. Yapabileceğin hiçbir şey yok!

Bir insanın iç sesi bu kadar kötülüğünü düşünür mü ya? Hangi insanın iç sesi olur ki zaten...

Aklımda beliren açıklama tüylerimi diken diken ederken nefesimi tuttum;

Şizofrenler kendi kendine konuşur. Şizofrenlik yolunda emin adımlarla ilerliyorum, ne hoş. Yakında beni hastaneye de kapatırlar. Bembeyaz, penceresiz, yumuşak döşemeyle kaplı odada üzerimde deli gömleğiyle geçiririm artık kalan zamanımı.

"Sepp?"

Sesle birlikte yerimden sıçradım ve silahımı içgüdüsel olarak sese doğrulttum.

Curtis'ti. Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırmıştı.

"Curtis..."dedim cılız bir sesle.

Garip bir rahatlama dalgası vücudumu titretti.

Curtis iki koca adımla bana ulaşıp elimdeki silahı aldı. Ayaklarım artık beni taşımıyordu. Her şey o kadar üst üste geldi ki...

Dizlerim titredi. Karanlıktan önce son hatırladığım şey Curtis'in beni yere düşmeden yakalamasıydı.

*******************

ZAMANCILAR ( THE TIMERS) I.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin