Bölüm 24: Taşınma

13.8K 1K 184
                                    


Ben ve annemden başka sanırım tek kadın Zamancı olan Bertha Wiltshire'ın günlüğünü oflayarak kapattım. "Daha ne kadar burada duracağız? Saklanamayız?"

"September haklı,"dedi Bruce. Hemen karşımdaki tekli koltukta, elinde tabletiyle oturuyordu.

"Hiçbir fikrim yok. Tamamen göt bir durumdayız,"dedi hemen yanımda oturan Curtis, ellerini saçlarının arasından geçirerek.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. "Delirmek üzereyim! Tam bir hafta oldu çocuklar! Ev hapsi gibi. Hayata döneceğim, umrumda değil artık."

"Derek'i aramalıyım,"dedi Curtis telefonunu çıkartırken.

"Neden? Ondan izin mi alacağım? Gidiyorum ben. Sonra görüşürüz."

Sırt çantamı masanın üzerinden aldım ve hızla dışarı fırladım.

O kimki de ben ondan izin alacağım be! Büyük patron mu? Komutan mı? Derek'i arayacakmışmış. Kıçımı ara sen!

Depo'dan çıkmış arabama yürürken, arkamda hızlanan ayak seslerini duyabiliyordum. Büyük cüsse önüme geçerek yolumu kesti.

"Seninle gelmeme izin ver September. Lütfen."

Hep Curtis gibi korumacı bir abim olsun istemişimdir. Şu Zamancı şeysinin bana kattığı en büyük şey bile olabilirdi o. Yanında gerçekten güvende hissediyordum. Polyannalığı ile her şeyin üstesinden gelebilirmişiz gibi...

Birkaç adımda yanına gelmiştim. Kocaman sarıldım ona. Kolları etrafıma sarıldı. Ardından ondan birkaç adım uzaklaşıp kafamı kaldırarak ona baktım. Şaşırmıştı.

"Sadece iyi bir dosta sarılmak istedim,"dedim omzumu silkerken.

Sırıttı. "Bak sen! Suratsız kız kabuğunun içinde, gayet tatlı bir kız yatıyormuş."

Yavaşça omzuna vurdum. "Sussana sen. Ben gayet tatlıyım bir kere!"

"Tatlılık abidesi seni,"dedi yanağımdan makas alarak.

Suratımda kocaman, bir türlü bozamadığım gülümsemeyle sürücü koltuğuna geçtim.

"Essie'ye mi?"diye sordu.

"Temiz kıyafetler için eve uğramalıyım. Eşyalarımı almam lazım."
Göz ucuyla kafasını salladığını görebildim.

Evin önüne park ettiğimde, "Burada bekliyorum. Eşyalarını al. Sonra ben Depo'ya dönerim,"dedi.

Kafamı salladım. "Teşekkürler Curtis. Gerçekten."

Aynı şekilde gülümseyerek kafasını salladı.

Etrafı kolaçan ederek kapıyı açtım ve hızla odama çıktım.
Odam bıraktığım gibiydi. Zaten ne olmasını bekliyordum ki?

Laptopumu çantasına koymak üzere elime aldığımda, hemen yanında duran sarı post-it kağıdını fark etmem zor olmadı. Kalbim anında hızla atmaya başlarken yutkundum.
Laptopu geri masanın üzerine bıraktıktan sonra yavaşça kağıdı elime aldım.

Evine hoş geldin September. Özlettin kendini. Belki de hoş geldin partisi yapmalıyız, ne dersin?

Derin bir nefes aldım ve yatağın altından çıkardığım küçük valize kıyafetlerimi tıkmaya başladım.

Size de, notunuza da...

Nefes verdim.

Kimsiniz lan? Cesaretiniz olsa böyle ucuz numaralar yerine adam gibi karşımıza çıkardınız, artık her kimseniz.

ZAMANCILAR ( THE TIMERS) I.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin