21. Bölüm "Kokain"

Start from the beginning
                                    

“Avşar, neden açmıyorsun şu lanet telefonu?” sinir ve merak karışınca Koray’ın sesi yüksek çıkabiliyordu.

“Müsait değildim. Ciddi bir şey var mı?” ona sarılmaya ihtiyaç duysam da biraz bu isteği rafa kaldırmam gerekecekti.

O gün beni Serhat’ın elinden kurtardığına dair babam elemanlarından birini göndermişti. Yalancı şahide inanılmıştı. Zaten kamera falan da olmadığından bu adama herkes inanmıştı. Serhat davasından zor bir şekilde paçayı yırtsam da hala kayıp olduğundan dolayı araştırmalar sürüyordu ve benim ilk dediğimde kimsenin inanmadığı fakat şahitle aydınlatılan olay sayesinde herkes Serhat’ın merkeze gelecek yüzü olmadığı düşünüyordu.

“Evet!” diye bağırdı. “Ciddi bir şey var, senin hayatın!”

O da raporları almıştı bir şekilde, hatta o ve çetesi kesin çözmüşlerdir de olayı.

“Ee, öğrenebildin mi katil kimmiş?”

“Beni delirtiyorsun.” Dedi belki de tanıştığımızdan bu yana kırkıncı kez. “Katili bulamamakla kalmadım, en ufak bir ize bile rastlamadım Avşar. Bu iş daha önce karşılaştıklarımdan çok daha karışık. Seni gizlice izleyen, takip eden birini de bulamadık, işin tuhafı Beril cephesinde de böyle biri yok.”

Sakinleşmek adına derin bir nefes daha alıp mutfak balkonuna çıktım. “Sizin sokaktan biri olma ihtimali?” diye sordum pek emin olamasam da.

“Sıfır.” Dedi kesin bir dille.

“Son zamanlarda istemeden incittiğim biri var mı diye düşünüyorum ama… Kimseyi böylesine incitmiş olamam.” Dedim, sesli düşünüyordum. Son zamanlarda etraf çok tehlikeli olduğundan düşüncelerimizi bile paylaşır olmuştuk.

“Belki de vardır.” Dedi şüpheci bir sesle. “Ne demek istiyorsun?” diye sordum. Tanrım. Ben kimseyi katil olacak kadar üzmemiştim, istesem de üzemezdim.

“O da ne demek?” diye sordum. Belki de vardır da nesiydi? Ben kimseyi kırmamıştım. Ben eğer Ceren’le bir ilişkisi yoksa, karıncayı bile incitmezdim ki!

“Seni daha sonra arayacağım demek.”

Telefon yüzüme kapandı ve ben meraktan beyazlamış bir halde çevreme bakındım. Bu çocuk yine ne demek istemişti? Onun işlerine aklım ermiyordu bile.

Bir gelişme var mı diye benimle konuşan polisi aradım. “Merhaba.” İkinci çalışta açmıştı. “Sensin değil mi? Avşar?”

“Evet benim. Bir gelişme var mı diye aramıştım.” Lütfen… Lütfen işe yarar bir şeyler bulduğunu söyle bana…

“Evet, garip bir durum söz konusu.” Dedi, “Sanırım buraya gelmen gerekecek. Bende seni arayacaktım.” Kaşlarım çatıldı ve birkaç saniyeliğine kalbim kan pompalamayı kesip adrenalin pompalamaya başladı. “On beş dakika içinde oradayım.”

Aşk ve NefretWhere stories live. Discover now