19-İndir♡(DÜZENLENDİ)

4.3K 233 20
                                    

***HATIRLATMA***

sokağa girdim ve evin lambasının altında Demiri gördüm. Uff diye dışarı soludum. Yanından geçerken tınlamadım. Alya diye seslendi cevap vermedim. Yine seslendi

Seninle konuşacak bir şeyim yok defol git diye bağırdım ve günün 3. Şoku geldi.

-Benim konuşacaklarım var Güneş, benim konuşacaklarım var dedi. Ve kapının önünde kalakaldım.

Güneş mi??

***
Arkamı yavaşça döndüm.

-Güneş derken?

-Diğer adının hatta gerçek adının Güneş olduğunu biliyorum. Konuşacaklarımız var.

-Bu saçma sapan kurguyu nerenden uydurdun bilmiyorum ama git başkalarını ye. Karşında çocuk yok ki adım Güneş olsa bile bu seni ilgilendirmez. Ne biliyim git Gözdelerle Demetlerle uğraş. 'Elimle tırnak işareti yaparak' Güneşle değil dedim.

Yavaşça bir adım attı bende istemsiz olarak geriye gittim. Biraz daha yaklaştı

-Bana bak küçük hanım birileri beni kıskanmış mı bana mı öyle geliyor dedi.

Bende sırtımı dikleştirerek.

-Emin ol hayatımda kıskanacağım en son kişi sensin.

Bir adım daha yaklaştı

-O zaman bu artistlik ne alt tarafı ablanla ve arkadaşınla konuştum bence bunu bu kadar problem yapmamalısın.

-problem yaptığım seni kıskanmam değil canım dedim imalı şekilde ve bir adım bu sefer ben ona yaklaştım işaret parmağımı göğsünün ortasına 2 kere dokundurdum. 'Emin ol o kızlar canını çok yakarlar benden söylemesi' dedim ve yanından geçerek evime girdim. Tabi ki bir şey demesini bekledim ama demedi.

Odama çıkıp lambamı yaktım. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk. İsmimin Güneş olduğunu nereden biliyor diye düşündüm o sırada cama gelen taş sesiyle yerimde hafif sıçradım. Camı açıp aşağıya baktığımda tabi ki Demiri gördüm

-Yine ne var dedim.

-Yani beni önemsiyorsun dedi. Kısa çaplı bir şok yaşadım. 

-Ne demeye çalışıyorsun be sen dedim. Gerçekten anlamamıştım.

-Canımı yakacakları için sinirlendin, yani beni önemsiyorsun dedi.

Ne yani bu kelimeden bu anlamımı çıkarmıştı göz devirdim ve

-Gerçekten aptalın tekisin Demir, Gerçekten aptal dedim ve camı kapatıp içeri girdim. O sırada şimşek çaktı ne yani yağmur mu başlamıştı.

Şimdi merak etmedim değil hafifçe perdenin arkasından baktım ve Demirin hâlâ orada olduğunu gördüm.

Camı açıp bağırdım

-Neyi bekliyorsun hâlâ diye bağırdım

-Kabul etmeni

-Neyi kabul edicem dedim.

-Beni önemsediğini diye piç smile attı.

-O zaman kolay gelsin dedim ve içeri girdim.

Dengesiz çocuk ya sanki önemsiycem onu, napıyım yani önemseyip bağrıma mı basıyım ne bekliyor. 15 dakika sonra salonun camından da baktım ve hala oradaydı.

Bende mutfağa gidip kendime kahve yaptım. Tamam 1 bardak fazladan yapmıştım ama farkında değildim tabi ki de.

1 bardakta demir e koydum ve yukarıdan battaniye getirdim. Gitmeme sebebinin başka bir şey olduğuna yüzde yüz emindim hatta istese eve rahatlıkla girerdi bunu daha önce yapmıştı. Girmesini istemesem kapıma bile yaklaşamazdı evet ama bu benim için problem değildi sadece kendini bana yakın hissetsin yeterdi evet bir amacı vardı  ama bunu bildiğimi ona göstermeye niyetim yoktu.

Battaniye ve kahveyi alıp kapıyı açtım açmamla tüm vücudumu ürperti sardı. Gerçekten bu soğukta derdi neydi bu çocuğun. Tırabzanların üstüne battaniye ve kahveyi koyup kapıya yöneldim.

-Teşekkür ederim. Keşke eve de alsaydın ya dedi gülerek.

-Önemsiz dedim ve pis pis gülerek kapıyı kapattım.

Salonda kahvemi yudumlarken sehbanın üstünden rastgele bir kitap aldım. Ve okumaya başladım...

Gözümü yarım açarak telefonu bulmaya çalıştım. Deli gibi ötmeye devam ediyordu. Kimin aradığında bakmadan açtım.

- kızım ders başlayacak hadisene hâlâ uyuyor musun sen dedi Gözde

-kalktım kalktım geliyorum dedim.

Hemen hazırlanıp evden çıktım.


Ve bilin ne unuttum tabi  ki anahtarı kahretsin diye inledim. Elbet Gözde de vardır diye düşündüm ve okula doğru ilerledim.

Sınıfa girdiğimde istemsiz olarak demirin olduğu sıraya baktım ama yoktu acaba dün ne oldu diye düşünürken Demirin tayfasının ölümcül bakışlarını hissettim. Ne oluyor lan

Yerime geçtiğimde Doruğun gelmediğini fark ettim. Sırama oturup yayıldım. O sırada kapı açıldı ve içeri kıpkırmızı bir şekilde Demir girdi evet burnu resmen kıpkırmızıydı. Gülmemek için kendimi zor tuttum baya tuttum ama beceremedim ve bir kahkaha attım.

Demir başta olmak üzere tüm sınıf bana baktı ama ben gülmeye devam ettim ne yani komikti. Demirde hafif gülerek yerine oturdu. Bir dakika Demir gülmüştü evet evet resmen gülmüştü. Bende samimi bir şekilde göz devirdim ve önüme döndüm. Okul boyunca sürekli burnunu çekti ve hapşurdu sanırım baya baya hasta olmuştu ne yani ben mi dedim kapımda bekle diye.

Ve iç sesim devreye girdi. (içeri alsaydın hasta olmazdı) sen sus safinaz diye iç sesimi susturdum.
Ve zilin çalmasını bekledim.

Okul çıkışında Demir yanıma geldi. Öyle sinsi sinsi gülmeye benzemez sen şimdi görürsün dedi ve beni aniden sırtına aldı. Afedersiniz ama resmen Demirin götünü görüyordum.

Sırtını yumruklamaya başladım.

indir beni ya indirsene indir dedim demir indir herkes bakiyor hastasın zaten demir dedim tabi dinlemedi bende bir müddet sonra direnmeyi kestim. Evin olduğu sokağa girince beni indirdi.

-valla ceza değil resmen hizmetti eve kadar bıraktığın için teşekkür ettim dedim.

Ama derin derin nefes aldığını da  fark etmiştim. Konuşmak için nefesinin düzene girmesini bekledi.

-neyse bu kadar yol boyunca taşımanın ödülünde bir nane limonu hak ettin dedim hadi gel diye çağırdım ama evin kapısına geldiğimde anahtarı unuttuğumu hatırladım

-Kahretsin anahtarlar yok dedim. Ve demire üstü kapalı şekilde anlattım.

Gözdeyi arayıp ne zaman geleceğini sordum oda teyzemgildeyim gelmiyeceğim dedi istersen buraya gel yada anahtarı bu şekilde al dedi bende tamam ben haber veririm dedim.

-Sıradaki durak belli oldu dedi Demir ve ilerlemeye başladı..

Benim içime pek sinmedi ama inşallah beğenirsiniz. Öpüyorum ponçikler 😍😍😍😍😍😍😍😍

Yorumlamayı unutmayın! !!!!!!!!!!

Ajan Kız^^(DÜZENLENİYOR) #WATTSY2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin