16-Kokular(DÜZENLENDİ)

4.8K 300 24
                                    

Kapak için @kamelya9 'a teşekkür ederim.

**HATIRLATMA**
Arkama dönerek giriyoruz komutu verdim. İçeri girdim arkamdan gelen ayak sesleride beni takip etti. Arka sağıma sol işaretini arka soluma da sağ işareti vererek etrafı kolaçan etmelerini emrettim.

Oyun şimdi başlıyor..

*
Bir kez daha temiz komutu geldiğine içeri doğru yürümeye başladık. Ama kahretsin ki her yer temizdi. Bir ipucu bulamadık.

Tam umudu kesmiştik ki fabrikanın su varillerinden telsiz sesi geldi. Hemen yaklaşmaya başladım. Levent beni durdurdu.

-Alya orada ne olduğunu bilmiyoruz dikkatli davranmamız lazım dedi.

Varile doğru yaklaştım. Silahı aniden çevirerek varilin arkasına uzattım.

-Teslim ol.
Ses yok..
Tekrar teslim ol diye bağırdım. Yine ses yoktu. Bende varilin arkasına geçtim ama kimse yoktu. Sadece yerde telsiz duruyordu.

Telsizin etrafını kolaçan ettim bağlı bomba yoktu. Telsizi hemen elime alıp leventle, amirin yanına koştuk.

Amirim telsizi elimden alıp açtı. Bir müddet ses gelmedi. Ümidi kesmiştik ki cızırtılar gelmeye başladı.

-Merhaba casuslar ya da ajanlar her neyseniz şimdi beni iyi dinleyin özellikle Güneş hanım beni iyi dinlesin başaramayacaksın Güneş beni yakalamayı beceremeyeceksin. Noldu intikam ağır mı geldi. Yarım kalmış işimi tamamlamaya geldim. Dikkat et Güneş şu bücürcü ajancığında dikkat etsin. Siz beni böyle yerlerde aramaya devam edin devam bende burada viskimi yudumlayacağım. İyi aramalar dilerim. İyi günler..

Telsiz dıt edip kapandı. Amirim hemen telsizi incelemeye alınmasını emretti. Yanımdaki su variline ayağımı vurdum. Sinirle bağırdım.

-kahretsin kahretsin.

Lan şerefsiz seni bulacağım görürsün sen. geldiğin yere seni göndereceğim ama hapise değil toprağa diye geçirdim içimden.

Arabalara dağılıp şirkete geçtik. Geniş çaplı bir arama yapmamız gerekiyordu ve en başında yalan ihbardan başlamamız lazımdı.

Odaya girdiğimizde hiçbirimizin ağzından tek kelime çıkmıyordu. O sırada kapı çaldı ve içeri Yasemin girdi.

-Amirim emniyetten dosya geldi. Yalan ihbarın nereden yapıldığı öğrenilmiş dedi ve dosyayı masaya bıraktı.

Amirim benden önce davranarak dosyayı açtı. Okuduktan sonra elini alnına koyarak kafasını salladı.

Bende dosyayı alıp hemen okudum.
Neden ya neden diye düşündüm.

-Ne oldu biriniz söyler misiniz artık dedi levent.

-İhbar bildiğimiz üzere asılsızmış. Fakat fabrikanın 100-300 metre ilerisinde aranmış. Bunu nasıl akıl edip bakmadık. Of of diye inledim.

İhbar eden her kimse Pusat da yanındaydı. Emindim abi ya emindim. Bulacaktım Pusat'ı ama bulduğumda olacaklardan bir o kadar da korkuyordum. Sanırım sadece oturup izleyecektim.

Gece 2 ye kadar şirketteydik ama hiçbir şey çıkmadı. Amirim hepimizi zorla eve gönderdi. Eve gittiğimde üst kattan ses geldiğini fark ettim. Hemen silahımı çıkartıp emniyeti açtım. Gözde'nin olma ihtimali yoktu çünkü arayıp gelmeyeceğini söylemişti. Yavaş adımlarla içeri ilerledim.

Salona baktığımda boş olduğunu gördüm. Mutfak ve lobiye baktım. Ama hiçbir şey yoktu. Yavaş adımlarla merdivenlere ilerledim. İlk basamağa basarak trabzanlardan yukarı bakmaya çalıştım. Ama hiçbir şey gözükmüyordu. Lanet olsun neydi o ses.

Aklıma Pusatın dedikleri geldi. Açıkcası biraz gerilmiştim. Sözümü tamamlamadan ölmeyi göze alamazdım.

İkinci adım üçüncü adım derken en son basamağa geldim. Kütüphane odasına baktığımda boş olduğunu gördüm. Oturma odasına yöneldiğimde koltuk gıcırtısı duydum. Yavaşca kapıya yaklaştım ve silahı doğrultarak içeri girdim.

Karşımda koltuğa yayılmış şekilde uyuyan bir Demir Yüksel le karşılaşacağımı bilmiyordum.
Bir dakika o içeri nasıl girdi. Silahı belime koyarak yanına yaklaştım ve dürtmeye başladım.

Aniden kendimi Demirin altında koltuğa uzanırken buldum ve ellerim kafamın üstünde, karnıma baskı yapıyordu.

Bana baktığında Alya dedi ve elini gevşetti. Ama üstümden çekilmedi.
-Ne ara geldin diye sordu.

Adamdaki rahatlığa bak anasını sanki ben onun evindeyim.

-pardonda bunu benim sana sormam gerekiyor burada ne işin var ve eve nasıl girdin kalk üstümden bu ne rahatlık diye sordum beni hafif kenara itti ve yanıma sokuldu.

-Bak ne diyeceğim çok uykum var biraz uyuyum yarın konuşuruz dedi ve kafasını gömmesiyle uyuya kaldı.

-kalk lan kalksana olum diye itmeye çalıştım ama bir türlü hareket etmiyordu. Ayaklarımla itmeye çalıştım. Yine olmadı senin ağzına tükürüyüm diye kendi kendime sövdüm.

Belimdeki silah canımı acıtıyordu ve Demir herhangi bir hareketinde silahı fark edebilirdi. Yavaş hareketle silahı belimden çıkardım. Koltuğun başlığına elimi uzattım ve boşluğu bulmaya çalıştım. Boşluğu bulduğumda yavaşca içine bastım. Parmağımı saniyesinde tanıdı ve arkasından çekmece açıldı. Yavaşca silahı çekmeceye yerleştirdim. Ayakkabıları ayağımın yardımıyla çıkardım.

Tamam Demir fazla güzel kokuyor olabilir ama benim bu  lavanta ve ter kokumun karışımı pek iyi olduğu söylenemez. Aniden Demir mırıldandı.

-kıpırdanmayı bırak başlığıda sıkıp durma yat zıbar dedi.

Siktir lan diye içimden geçirdim.

-Demir kalk odama gideceğim dedim ama ses gelmedi piç diye mırıldandım.

-laflarına dikkat et dedi.

Bu seferde ben cevap vermedim o inatsa bende inatım. Kafasını bana çevirdi ve bende hemen gözümü kapattım.

Yalancı diye mırıldandı.
-Güzel kokan yalancı dedi. Tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki parmağını dudağımın üzerine koydu.

-Sen sus lavantan konuşsun dedi ve kafamı göğsüne yaslattı. Bu çocuk bu cesareti nereden alıyor pardonda

Saçmalamayın tabiki de kendimi çekmedim resmen okyanus kokusunu içime çekiyordum ve bu benim açımdan pek de kötü bir durum olduğu söylenilemezdi. Biraz daha sokuldum ve kokusunu bir kere daha içime çektim.

-oh anasını bol buldun kokla. Diyordu ki bu sefer ben parmağımı koydum.

-sen sus deniz kokun konuşsun dedim ve gülümseyerek uykuya daldım.

Çok çok uzun aradan sonra yeni bölüm sizi bol bol öpüyorum ponçikler sizi 😍😙😙

Ajan Kız^^(DÜZENLENİYOR) #WATTSY2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin