BÖLÜM 19

1.7K 151 12
                                    

    Ertesi gün hazırlanıp okula gittik. Okul her zamanki sıradan sıkıcılığıyla geçti. Çoğu ders uyudum ve tenefüslerde de Ulaş ve kızlarla takıldım. Efeyle hâlâ konuşmuyorduk. Onun yokluğuna alışmaya başlıyordum ve bu beni korkutuyordu.

Odaya girdiğimde yine yatağımın üstünde not buldum.

Saat 23.40'ta gelin. Ve... Bu sefer kaçmak yok.

Bize sinirli olduğunu hepimiz biliyorduk. Notu kızlara okudum.
- Gideriz, dedi Pelin normal bir şeymiş gibi.
- Tabiki gideceğiz, gitmek zorundayız, dedim gözlerimi devirerek.
- Bizim gerçek bir kanıt bulmamız lazım, dedi Ayla düşünceli bir şekilde.
- Palyaço isteyene kadar bu oyun bitmez kızlar, boşuna yormayın kendinizi, dedi Sena.
- Sen kimin tarafındasın anlamadım. Umudumuzu zedeleme. Kurtulacağız ondan. Sadece biraz zaman alacak, dedi Ayla gözlerini bana sabitleyerek.

Başımı onaylarcasına salladım. Umarım onun dediği gibi olurdu. Birkaç saat sonra palyaçonun yanına gittik.

- Merhaba kızlar! Şu an sizler için itiraf saati, dedi palyaço heyecanlı bir şekilde.
- Birbirinize bile söylemediğiniz sırlarınızı biliyorum. Ve şimdi herkesin öğrenme vakti,diye devam etti.
- Biz birbirimizden bir şey saklamayız, dedi Pelin kendinden emin bir şekilde.
- Öyle mi canım? Geçen sene Temmuz'da neredeydin? dedi palyaço ve Pelin'in yüzünün rengi değişti.
- Ne oldu? dedim merak içinde.
- Sırayla itiraf edin bakalım. Çok güzel olacak, dedi palyaço ellerini çırparak.
- Pelin'den başlayalım, diye ekledi.

- Söylemezsem ne olacak? dedi Pelin sinirle.
-Melisa arkadaşlarına istediklerimi yapmaları gerektiğini söylemedin mi? Beni reddedemezsiniz!
Cebinden bir bıçak çıkardı ve hızla Pelin'e doğru yöneldi. Pelin geri geri kaçarken,
- Tamam, söyleyeceğim! dedi.
- Palyaço hiç bir şey olmamış gibi bıçağı cebine koydu. Neşeli bir şekilde konuştu.
- Hadi başlayalım!

Hepimiz durumu kabullendik ve sessizce Pelin'in konuşmasını bekledik.
- Tamam... Geçen sene Temmuz ayında... Rehabilitasyondaydım.
- Ne! Neden? dedim şaşkınlık içinde.
- Haydi anlat, anlat onlara, dedi palyaço.
- Çünkü... Aras ile ayrıldığımızda uyuşturucu kullanmaya başlamıştım. Birkaç ay sonra ailem farketti. Ve beni oraya gönderdiler...
- Neden bize anlatmadın?
- Vereceğiniz tepkiden korktum. Ve uyuşturucu kullanmak gurur duyduğum bir şey değil. Bu yüzden bilmenizi istemedim.
- Sıra Ayla'da, dedi palyaço konudan bağımsız bir şekilde.

    Birkaç saniye duraksadıktan sonra anlatmaya başladı Ayla.
- Babam... O hapiste. Ben on üç yaşındayken birini öldürdü. Çünkü... O adam annemi taciz ediyormuş. Babam haklıydı... Onu öldürmekte haklıydı, dedi sabit bir noktaya bakarken. Duyduklarımız yüzünden hareket dahi edemezken hepimizin gözleri dolmuştu. Koşup Ayla'ya sarıldığımda ağlamaya başladı.
- Babam suçsuz, diye fısıldadı.
- Biliyorum, diyerek onayladım onu.
- Vay be! Bunu ben de bilmiyordum. Teşekkürler Aylacık dedi ve kahkaha attı palyaço.
-Melisa'nın en büyük sırrı da ortaya çıktığına göre, diye ekledi kendini göstererek.
- Sıra sende Senacık, diye ekledi.
- Ne ben mi? Bende mi söyleyeceğim? dedi Sena şaşırarak.
- Herkes söyleyecek dedi. Sen neden söylemeyesin ki? dedi Pelin.
- Şey... Ne biliyim canım. Melisa da söylemiyor baksanıza.
- Benim sakladığım bir şey yok, dedim.
- Benimde yok. dediğinde palyaço,
- Aşk hayatından bahset biraz, dedi aşk kelimesine vurgu yaparak. Hepimiz Sena'ya döndüğümüzde gözlerini kaçırdı.
- Önceden Efe'ye karşı hislerim vardı,dediğinde palyaço kahkaha attı.
- Ne demek hislerim vardı? dedim şok olmuş bir şekilde.
- Ona aşıktım.
- Ne diyorsun sen ya? Bunca zaman sana onu anlatıp durdum. Beni aptal yerine koydun yani. Hem senin bir sevgilin var! Onu sevmiyor musun?
- Seviyorum Melisa. Efe benim için geçmişte kaldı. Hem o seni seviyor. Beni reddetti.
-O biliyor muydu? Arkamdan iş mi çevirdin Sena!?
-Çok üzgünüm. Yaptığım en aptalca şeylerden biriydi. Pişmanım, inan bana. Lütfen.
- Buğra ile birlikteyken ve ben Efe'yle sevgiliyken nasıl yaparsın böyle bir şeyi? İnanamıyorum sana!
- Hislerimi bastıramadım. Üzgünüm. dedi pişmanlıkla.
- Ne kadardır böyle hissediyordun?
- Onu ilk gördüğümden beri. Siz sevgili değilken aşık oldum ona. Siz çıkmaya başlayınca onu unutmak için Buğra ile çıkmaya başladım. Elimden geleni yaptım, ama olmadı.
- Peki ya şimdi?
- Buğra ile zaman geçirmeye başladıkça Efe'yi unuttum. Ve şimdi... Buğra'yı seviyorum. Lütfen ona söylemeyin. Yalvarırım!

    Palyaço uzun uzun güldükten sonra derin bir nefes aldı ve yüzünü buruşturdu.
- Bu kadar drama yeter, odanıza gidin. Midemi bulandırıyorsunuz, dedi. Kimseyi beklemeden çamaşırhaneden çıkarken Sena'nın adımı söylediğini duydum.

Koşarak odaya girdim ve kendimi tuvalete kapattım. Demek Efe bunca zamandır biliyordu. Ani bir hareketle tuvaletten çıktım ve telefonumu elime aldım.
     Tam açmayacağını düşünürken sesini duydum.
- Efendim?
- Konuşmamız lazım, dedim burnumu çekerek.
- İyi misin?
- Bir saat sonra yurdun yakınındaki parka gel Efe, deyip telefonu kapattım. Ayla ve Pelin de o sırada odaya girdiler. Hızlıca üzerimi giyindim. Onlar hakkında duyduklarım çok büyük şeylerdi. Yanlarında olup destek olmak istiyordum. Ama önce Efe'yle konuşmalıydım. Belki bu yaptığım bencilceydi fakat kendime engel olamıyordum. Kendimi ihanete uğramış gibi hissediyordum.

Çantama telefonumu koydum ve dışarı çıktım. Parka doğru yürürken sakinleşmeye çalışıyordum.

OYUN (TAMAMLANDI)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora