BÖLÜM 11: "YABANCI"

1K 152 59
                                    

Nihayet uzun bir bölüm yazdım size! Artık yorum atsanız diyorum, iyi olur hani. Oy da verin tabii. Okuyup hayalet gezenleri görünce üzülüyorum ve içimden yazmak gelmiyor. Umarım anlarsınız.

***

Yasemin Kerem'le beraber pastanede müşteri gelir umuduyla bekliyordu; ama ikisi de bu bekleyişin anlamsız olduğunu biliyordu. Sadece yapacak başka işleri yoktu. Burası artık sadece bir buluşma noktası halini almıştı. Yasemin uyanır uyanmaz toplu bir mesaj atmış ve Karabasan'ı gördüğünü söylemişti. Gök'den bahsetmemişti. Onu bugün yüz yüze anlatacaktı. Anlatacağı diğer şey de Melisa olacaktı.

Kerem telefonunun saatine baktı. Diğerleri iki dakika geç kalmıştı. Tam onların geç kaldığını dile getirecekken kapıdan Rima, Barlas ve Afra girdiler. Barlas'ın elinde Rıfkı vardı. Neden Selim'in aralarında olmadığını içten içe merak etti. Tabii bunu daha çok merak eden kişi Yasemin'di. Ona geç kalacağını haber vermemişti.

"Günaydın!" dedi Rima. Yasemin de ona aynı şekilde karşılık verdi.

"Günaydın."

Dudakları hafifçe aralanmışken Kerem onun aklındaki soruyu sordu.

"Selim nerelerde?"

"Birlikte geliyorduk, sonra o beni beklemeyin diyerek bizden ayrıldı." dedi Barlas.

"Birini görmüş olabilir." dedi Afra rahatça. Rima ve Barlas da ona katılıyordu.

"İlginç." diye mırıldandı Yasemin. İçi kuşkuyla dolup taşıyordu. Rima Yasemin'in yanına ilerleyip kıza sarıldı.

"Canını sıkma. Mutlaka bir sebebi vardır."

Yasemin iç çekip dudaklarını büktü. Selim gelene kadar kafasında söyleyeceği şeylerin provasını yaptı. O gelince gözleri heyecanla parladı.

"Neredeydin?" diyerek çocuğa sarıldı. İlk başta Selim'in kolları havada kalmıştı. Sonradan çocuk yaşadığı şaşkınlığı bir kenara bırakıp kollarını Yasemin'in beline doladı.

"Buralardaydım da... Sarılacağımızı bilsem daha erken gelirdim."

Yasemin geri çekilip Selim'in gözlerine baktı. Kolları hala çocuğun boynundaydı. "Duyan da hiç sarılmıyoruz zannedecek." dedi ciddiyetle. Yasemin'i bozan Afra oldu.

"Sarılıyor musunuz?"

"Sarılmıyor muyuz?" diye sordu Yasemin. Ses tonunda aynı tuhaf ciddiyet vardı.

"İki sevgili gibi sarılmıyorsunuz en azından." dedi Rima. Yasemin gözlerini devirerek tamamen Selim'den ayrıldı. Selim de Yasemin'i yalnız bırakmamak adına konuştu.

"Bizim tarzımız bu." dediğinde Yasemin de kafa sallayarak ona hak verdi. Barlas'ın dudaklarından bir "hıh" sesi çıktı.

"Yesinler sizin tarzınızı." diye de ekledi.

Yasemin konunun daha fazla uzamasını istemiyordu. Kendine en yakın sandalyeye otururken Selim de onun yanına bir sandalye çekti. Yasemin gece başından geçen olayı anlatacakmış gibi görünüyordu.

"Gece ne olduğunu size anlatacağım." demesi Selim'in bu düşüncesini haklı kıldı. Kız boğazını temizleyip anlatmaya başladı.

"Her zamanki gibi rüya görüyordum. Bilirsiniz bazı rüyalar gerçekmiş gibi gelir. Rüyada olduğunuzu anlayamazsınız. O tür bir rüyaydı gördüğüm. İnsanlar yoktu. Onları arıyordum. Sonra aklıma okula gitmek geldi. Lisenin önüne geldim. Yaşlılar ve çocuklar vardı. Buralar hep önemsiz yerler biliyorum. Asıl önemli yerler onu gördükten sonra yaşandı."

TEPELERİN KIZI 2Where stories live. Discover now