9: killer or what

11.2K 1.1K 1.1K
                                    

Beklettiğim için(13 gün olmuş😔) üzgünüm, iyi okumalar♡

"Dudaklarında kayboldum, Taehyung. Bana yolu gösterebilir misin?"

Taehyung'un alayla kıvrılan dudakları bir savaşı başlatan mermi gibi karşısındaki aralık ıslaklığa doğru uzanmış, aldığı nefesi küçük bebeğin ağzının içine hediye etmişti. Parti sahibinin dağınık yatak odası, bu kaoas halindeki savaşa tanık olurken karanlık kendini şanslı sayıyordu. İki ölümcül düşman, birbirinin ırzına geçmek üzereydi. Ruhları tarafından ve geri dönülemez bir şekilde.

Affedilmez günah; tenlerini saran bir sarmaşık gibi çevrelerini donattığında Jungkook kapanmaya yüz tutan göz kapaklarını kaldırdı ve karşısındaki ilaha baktı. Hislerinin tanrısı, bedenindeki aciz ve zaaf noktalarına dokunmayı çok iyi biliyordu.

"Göstereceğim, Jungkook." dedi Taehyung, odayı egemenliği altına almış zifiri gözlerini adamın irisleriyle çarpıştırdığında. "Hazır mısın?"

"Her zaman." diye mırıldandı Jungkook ve bedenini, kaptanın vücuduna yaslayarak her santimetrekaresini hissetmeye çalıştı. Sırtında sürünen alev topu parmaklar bile iç çekmesine neden olurken burunlarının sürtünmesine sebebiyet vererek yüzlerini yaklaştırdı. Fakat Taehyung'un istediği sıradan bir öpüşme değildi. Arka cebindeki uzun, siyah mendili Jungkook'un gözlerinin üstüne örtüp gülümsediğinde aklındaki fikir anaları ona tam anlamıyla itaat ediyordu.

Saçlarının arasından geçen mendili ensesine doğru düğümleyen Taehyung, ortaya çıkardığı nefsiyle gurur duyarken şaşkınlıktan hiçbir şey diyemeyen Jungkook yalnızca onun adımlarını bekliyordu. Adım adım, yavaşça bir tarih yazacaklardı.

O sırada bir şimşek çakarak, Seul'un karamsar görüntüsüne minik umutlar ekti. Elektrik ile yüklü olan bedenler, sıcak çarşafa düşerken Taehyung, tüm bedenini Jungkook'un üzerine döşemişti. Eksik veya artık kalan hiçbir parçaları yoktu.

Gözleri kapalı olan adam, kafasını yastığa gömerek sırtını gerdiğinde Taehyung becerikli ve kıymetli dudaklarını onun boynundan aşağıya indirmeye başladı ve ilerleyişine engel olan tişörtü bir çırpıda yırtarak odanın halısına gönderdi. 

Jungkook'un çıplaklığı gecenin ateşine barut atarken Taehyung, gördüğü manzarayla gülümsedi ve teninde kıvrılan dudakları hisseden Jungkook, yatağın çarşaflarını sıkarak aklını kaybetmemeye çalıştı. Bu adam uygulamaya koyduğu her hareketle fikirlerinin sınırlarını zorluyordu. Tehlikeye davetiye çıkaran dudaklar, göğsünden kasıklarına indiğinde bacaklarını Taehyung'un beline sardı ve ayaklarıyla destek yaparak onun daha yakın, daha istekli olmasını sağladı.

"Yavaş olmayacağım, Jungkook." dedi Taehyung, parmaklarını altındaki adamın kalçasına yerleştirirken. "Biliyorsun, değil mi?"

"Olmanı istemiyorum, Taehyung." dedi, Jungkook ve özgür olan tek yeri olan ellerini, adamın saçlarına çıkarıp çekiştirerek kendince intikam almaya çalıştı ama iç çamaşırının lastiğinde gezinen dudaklar kesik nefeslerden fazlasını yaptırmadı.

Aralarındaki duygu geçişi, yalnızca ihtiyaçtan ve şehvetten oluşuyordu ama ikisi de umursuyor gibi durmuyordu. Gergin bir örtüyü andıran ıslak tene değen dudaklar, hızını hiç kaybetmeden arsızca ve ısrarla mühürlediği yeri dövüyor ve parçalıyordu. Genç adam, gözleri kapalı olan çocuğun kasıklarından kafasını kaldırıp onun terli ve titrek bedenine baktı ve kalbinin atış seslerini zihninde yankılandı.

Bu çocuk, kendisine ne yapıyordu böyle?

"Sana baktığımda ne olduğumu, kim olduğumu, hatta kim için çalıştığımı unutuyorum, Jungkook."

Gamzeleri parlayan Jungkook'un loş ışıktaki gülümseyişi midesini alt üst etmiş ve irislerindeki yoğun isteği arttırmıştı. Tanrı şahitti ki, sabaha kadar hiç durmayabilirdi.

"Aklımı başımdan alıyorsun ve bu hissi, sevmiyorum."

"O zaman daha fazla dokun," dedi Jungkook, yüz yüze geldiği adamın simetrik surat hatlarını ezberine not alırken. "O kadar çok dokun ki alabileceğim kadar bile aklın kalmasın."

Ukala bir sırıtışa çevirdiği gülüsemesiyle Jungkook'a bakan Taehyung iç çekti ve altında kendisine aç ve tahrik edici şekilde bakan çocuğun dudaklarına, kendi dudaklarını sürtmeye başladı ve aklını onun ellerine emanet ederek bir geceliğine kimliksiz biri olmaya karar verdi.

"Ben aklımı kaybedersem," dedi ve dilini Jungkook'un diline değdirip kalçasındaki parmakları sıktığında derinden bir inleyiş sunmasını sağladı. "seninkini de kaybettiririm, Jungkook."

Taehyung'un saçlarındaki ellerini sıkılaştıran Jungkook; kapalı gözlerine rağmen onun her mimiğini görüyormuş gibi bedenindeki dokunuşlara tekrar, tekrar aşık oldu.

"Ben," dedi fakat her kelimesinde ağzı, Taehyung'un ağzına konuk oluyor ve nefes alışverişleri birbirine karışıyordu. "seni ilk gördüğüm gün aklımı kaybettim zaten."

Taehyung bu naif itirafı görmezden gelip çocuğun pantolonunu sökercesine çıkardı ve kendi kıyafetlerini de ışık hızında üstünden atıp geri döndüğünde artık tüm dünya, oluşacak patlamayı bekler vaziyetteydi.

"Şimdi," dedi Taehyung ve öpüşmek için aralanan dudakları parmak uçlarıyla önce biraz yumuşattı. "birlikte yanacağız, Jungkook."

Tek bir saniye, dumanların çıkması için yeterliydi fakat Taehyung'u durduran şey, titreşimdeki telefonun sesini duymak oldu.

"Açma," dedi Jungkook, kafasını iki yana sallayıp adamın sırtına düşmüş elleriyle çıplak teni okşadı. "yanmamız gereken bir konu var."

"Hala çaldırdığına göre," dedi Taehyung, zorlukla çocuktan ayrıldığında. "önemli olmalı."

Telefonu açan Taehyung hafif sinirli hafif de meraklıydı çünkü ekrandaki Park Jimin yazısı kendisine iyi haberler vereceğini düşündürtmüyordu.

"Efendim, PJ?" dedi, şifreli konuşmaya karar verdiğinde.

"Kaptan," dedi Jimin, sesi astım krizine girmiş gibi geliyordu ve korkutucuydu. "Bogum'u kimin öldürdüğünü bulduk."

Taehyung'un tüyleri diken diken oldu ve kan, damarlarına öfkeyle bezeli öldürme bildirisi olarak doldu.

"Söyle," dedi ve sesindeki kararlılığı ahizeden dahi hissettirdi. "benim elimden ölecek bu şanslı kimmiş öğrenelim."

"Kaptan..." dedi, Jimin ve biraz sessizlikten sonra sonunda konuştu.

"Bogum'u öldüren kişi, Jeon Jungkook."

Heyooo, bölümü beğendiniz mi?

Şahsen ne yazdığımı ben bile anlamadım... affedin lütfen🙏

Neyse, hepinize hiphop lover tadında geceler diliyorum;)

Sonra görüşürüz, sizi seviyorum♡

Sonra görüşürüz, sizi seviyorum♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
harder, better & stronger :: vkookWhere stories live. Discover now