5: wrong choice

14.8K 1.4K 1.7K
                                        

medya bu hikayedeki taehyung resmen... his lap omg... my fav chair y'all know;) i want to sit on his....

oppacılığımı bir kenara bırakıp iyi okumalar diliyorum:")

Güneşin hiç açmadığı duvarların arasında, bulutlu gökyüzüne gözlerini araladığında yanında uyumakta olan bir Taehyung bekliyordu. Onun bereketli kirpiklerini izleyerek sabah kahvaltısını beleşe getirmek istiyordu. Yıllardır uğruna çırpındığı günler sonunda kapısını çaldığında olayların bu şekilde gelişeceğinden habersizdi ama kendini birden bire koskoca bir ölümün üstünü örtmesi gereken adam konumunda bulmuştu.

Yatağın boş tarafına bir bakış atıp sol yanındaki yastığı koklayarak dün gecenin izlerini genzine toplamaya çalıştı lakin hafif küllü vanilya kokusu cüzi bir miktar kalmıştı. Jungkook, zihnine toparlanması gerektiğini  hatırlatırken kıyafet dolabını açıp içinden klas bir beyaz gömlek ile siyah, kumaş bir boru paça seçti. Üstünü bir iş adamı sakinliği ile giyinirken koridorundan gelen bağırışlar duyduğunda elindeki sert erkek parfümünü masasına bırakıp odasının kapısını açtı.

"Ne demek şifreyi kıramıyor, Namjoon?" diye sordu Taehyung; burun kemerini sıkmıştı, bir öfke bombası gibi patlamaya hazırdı ve Jungkook'un daha önce hiç görmediği kadar sinirli konuşuyordu.

"Bilmiyorum, Taehyung." dedi Namjoon, elleriyle şakaklarını ovalarken. Üzerinde ağır bir yük varmış gibi duruyordu. "Başka bir duvar bizden önce halletmiş olmalı."

"O zaman o duvarın şifresini kıracak, Namjoon. Bahane istemiyorum."

Taehyung'un buram buram emir ve ciddiyet kokan sesi koridoru inlettiğinde Jungkook kendini göstererek kapının arasından çıktı ve konuşmaları duyduğunu belirtircesine elini ensesinde gezdirerek gözlerini kavga eden ikiliden kaçırdı.

"Sorun ne?" diyerek probleme dahil olurken sinirden kıpkırmızı olmuş iki yüz de kendisine çevrildi. Namjoon, derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı ve günün geri kalanının güzel geçmesini umdu.

"Yoongi, yeni projenin ana kilidi olan şifreyi çözemiyor. Taehyung ile çözüm bulmaya çalışıyoruz."

"Çözüm bulmaya çalıştığımız falan yok," diye çıkıştı tekrar Taehyung. Saçlarını parmaklarının arasından geçirip bir ileri bir geri gidip gelirken sinirle tısladı. "Yoongi o şifreyi çözecek o kadar."

"Ben de yardımcı olabilirim..." diye mırıldanan Jungkook'a, Taehyung ölümcül bir bakış attı ve genç adamın sesinin susturucuya maruz kalmışçasına kesilmesine neden oldu. Namjoon, Jungkook ile sessizce iletişme geçip ona göz kırptı ve ondan destek alacaklarını söylemek için Yoongi'nin odasına doğru ilerledi. O sırada hala öfkesi taze olan Taehyung asansöre binmek üzereydi.

Arkasından birkaç adım fazla atıp ona yetişen Jungkook da onunla birlikte terasa çıkarken Taehyung, hem dün gecenin getirdiği salak hislerle hem de kızgınlığının örtbas ettiği düşüncelerle ondan tarafa bakmıyordu. Duvar komutanı olmak: her zaman ona iyi gelmişti ama son zamanlarda bitap düştüğünü ve bir girdapta kaybolduğunu düşünüyordu.

Terasa çıktıklarında kara bulutlar, öğlen sıcağını nemli bir yağmur beklentisine çevirmiş bir şekilde gökyüzünü kaplamıştı. Her an sırılsıklam edebilecek bir fırtına çıkabilir yahut ikisi de kendi aralarında çıkacak olan yangından ötürü alev alabilirdi.

Temiz havanın nadir bulunduğu şehirde Taehyung sakinleşmek için derince iç çekerken arka cebinden favori sigarasını çıkardı ve terastaki dolabın köşesine sakladığı çakmağı alıp aceleyle yaktı. Yanında Jungkook'un olmasını önemsemiyor; eğer bir ispiyoncu ise ilk önce kendisini öldürmesi gerektiğini savunuyordu. Çünkü duvarda yaşanan olayların hepsi adı üstünde, bu duvarların arasında kalmaya mahkumdu. Eğer içlerinden birisi başkana duvarın içinden bir laf sızdırırsa işi ciddi anlamda bitmiş demekti.

harder, better & stronger :: vkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin