Bir Boncuk Hikayesi - 28. Bölüm

12.5K 870 139
                                    

Sevgili dostlar hepinize merhaba. Size bi haberim var. Bildiğiniz üzere işlerimin yoğunluğu ve şehir dışı seyahatlerimden dolayı 2 hafta kadar ara verdik. Ama şimdi işte geldim burdayım ;))

Kaybolan zamanının acısını çıkartmak için bundan sonra haftada 2 değil 3 hatta sığdırabilirsem 4 bölüm paylaşacağım ;)) Sabırsız okuyucularımızın gönlünü başla türlü alamamıyorum yoksa. Yorumlarda birbirimizi yiyoruz :))

Şimdilik yeni bölüm günlerini her pazartesi, çarşamba ve cuma diyelim mi? Bence diyelim. Yerimiz, günümüz belli olur en azından.

Hadi o zaman kaldığımız yerden tam gaz devam.

Ve unutmadan bu bölümü tüm Emrah severlere armağan ediyorum. Zira bu bölümümüzün başrolü Ömer değil, Emrah ve gönlünün sultanı Gamze :))

Keyifli okumalar.

*

Heyecanla açtım mesajı. "Ömer. ben de zor zamanlar geçiriyorum. yanında olmayı çok isterdim ama dedim ya yanındayken çözemeyeceğim problemlerim var. aklın bende kalmasın. iyi olacağım. neler yaşadığını bilmiyorum ve ben yokken yaşadığın her şeyi bilmek istiyorum. bi defter al eline ve yaz ömer. neler hissettiğini, neler yaşadığını yaz. yaz ki geldiğimde beraber okuyalım, yaz ki okudukça ders alalım ve bir daha hiç ayrılmayalım, yaz ki eğer dönemezsem o güzel günleri unutmayalım..." yazıyordu.

Mesajın sonuna doğru elim ayağım titreyeme başlamıştı. "eğer dönemezsem...." yazıyordu. O nerden çıkmıştı şimdi amk. Ve bana ne olmuştu. Nasıl bi mesajla bu kadar çabuk gözlerim dolmuştu. Mesajı 2 defa daha okudum yavaş yavaş. İyice sindirmiştim.

"döndüğünde beraber okuyacaksak yazarım ancak, aksi halde ben seni zaten unutmayacağım..." diye cevapladım zor da olsa mesajı. 1 dakika bile sürmemişti ki hemen cevap geldi. "yaz ömer, yaz..." diyordu mesaj.

Bu döneceğim demek mi oluyor diye sorguladım kendi içimde. O an öyle olduğuna karar verdim ve bi anlık da olsa tebessüm edebilmiştim. Mesaja cevap yazmamıştım ama dediğini yapacaktım. O yokken yaptığım, yaşadığım her şeyi yazacaktım.

Saay 6'ya 10 vardı. Daha fazla geç kalmamam gerekiyordu. Kendimi toparlayıp çalıştırdım arabayı. Hızlıca sürdüm Cemil Oto'ya. Vardığımda saat 6'yı 10 geçiyordu. Çok da geç kalmamıştım. Ben geldiğimde Emrah üzerini çoktan değiştirmişti. Cemil Usta dükkandaki arabayla uğraşıyor, Gamze de uzaktan onu izliyordu.

Benim geldiğimi gören Cemil Usta,
- Hoşgeldin evlat. diyerek bıraktı elindeki işi.

- Hoşbulduk usta. dedim.

Emrah içerden ceketini alıp geldi yanıma.

- Nereye gideceksiniz? diye sordu Cemil Usta.

Benim en ufak bi fikrim yoktu.

- Usta bi dolanırız şöyle, bi yemek falan yeriz, Gamze'ye İzmit'i gezdiririz biraz, öğrensin memleketini. dedi Emrah gülerek.
Çocuk gibi şendi o an. Onun bu neşesini bozmamak adına kendimi olabildiğince toparlamış, Eylül'ü ve attığı mesajı hiç aklıma getirmemeye çalışmıştım.

- İyi hadi bakalım, dikkat edin, geç kalmayın. dedi Cemil Usta.

- Gamze bize emanet, sen hiç merak etme usta. dedim.

Bir Boncuk HikayesiWhere stories live. Discover now