Neden?

411 41 34
                                    

Kyungsoo

Ayağım ile yuvarladığım minik taşlardan sonra ışıkları yanmakla sönmek arasında yanıp sönen 'Rainy' yazısına baktım.

Karanlık havayı birkaç saniyeligine aydınlatıyor ve geri sönüyordu. Saatlerdir yürüyordum ve yorulmuştum. Mezun olduktan sonra yaptığım her zamanki yürüyüşlerimden sadece biriydi işte.

Hergün yol uzuyor ve hava gittikçe kararıyordu. Açtım ve gerçekten susamıştım 'Rainy' tabelasının biraz ötesinde olan markete girdiğimde havaya rağmen serin hava beni karşıladı.

Tam karşıdaki dolaplardan birkaç soğuk içecek ve karşı raftan iki kutu ramen aldığımda kasaya ilerledim.

Burası baekhyun ve jongin'in çalıştığı eski marketi anımsatıyor, bende kötü anılara yol acıyordu bu yüzden çabucak buradan çıkmak istiyordum.

Elimdekileri kasaya bırakıp arka cebimdeki cüzdanı çıkarmadan hemen önce kasiyer konuştu.

"Hoşgeldiniz efendim"

Bakışlarımı kaldırıp karşılaştığım esmer ten ile birkaç adım geriledim.

" 367.000 won efen-"

Gözlerime baktığında efendim kelimesini ağzında gevelemişti.

"Kyungsoo.."

Kasanın arkasından çıkıp bana sarıldığında ellerimi kullanıp onu ittirmeyi denemiştim ana herzaman olduğu gibi başarısızdım.

boynumda hissettiğim burnu ile  tiksinti ile suratımı buruşturdum. Artık herşeyi ama herşeyi bana tiksinti veriyordu.

Elleri, yüzü, kestane renkteki saçları, gözleri, bedeni, ruhu herşeyi ama herşeyi ondan tiksindiriyordu artık beni.

Yüzümden bir damla yaş aktığını hissettim, hiç olmadığım kadar yorgundum bu gün.

Ellerimi gögüsünde birleştirip tüm gücümle ittirdiğimde bedeni vücudumdan ayrılmıştı.

Elleri yanlarına düştüğünde ağladığına şahit oldum ama birkaç dakika içinde tekrar gülümsüyordu

"Seni gördüğüm çok mutluyum kyungsoo, seni bir daha asla göremeyeceğimi düşünmeye başlamıştım ben s-"

" Öyle düşünmeye devam et jongin, Cünkü beni son görüşün olacak "

Gülümsediğinde surat ifademi düz tutmaya çalıştım ama bu gerçekten çok zordu.

Bana bakıyor ,gülümsüyor ve ağlıyordu. Ona sarılmak ve kokusunu deli gibi içime çekmek istiyordum ama yapamazdım. Yapamazdık.

Cebimden çıkardığım cüzdandan aldıklarımın parasını uzattığımda şaşkınca suratıma baktı bir süre daha sonra elimdeki paraya uzanıp aldı ve aldıklarımı bir poşet'e doldurdu.

Poşet'e uzandığımda elimin yakalayıp beni kendine çektiğinde yüzlerim daha yakındı artık nefesini yüzümde hissediyor burnumda tüten kokusunu daha yoğun alıyordum şimdi.

"Özür dilerim"

Gözlerimi kaldırarak gözlerine baktığımda beni biraz daha yakınına çekti, alnını alnıma yaslayıp gözlerini kapattı.

Şimdi ise dışarıdaki yağmur sesi eşlik ediyordu sessizligimize ve birazdan buzdolaplarından çıkan makine sesi.

Lanet bir aşk filmi sahnesi gibi burun burunaydık ve dışarıdaki 38 derece havada yağan yağmur oldumugumuz durumu hiçmi hiç iyi yapmıyordu.

Heaven \\Chanbaek ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin