Kavuşma(?)

423 44 28
                                    

medyadaki şarkı ile okumalısınız bence :)

Elimde duran kağıt parçasına baktım, bu kadar mıydı? oraya gidip eskisi gibi olmam bu kadar mıydı yani ?

'' 4 Numara lütfen!''

Şu an nerede miydim? Çocukluğumun satıldığı yerde tapu merkezindeydim. Çocukluğumu geri almaya gelmiştim. Birkaç dakikadır oturduğum sandalyeden kalkıp bağıran kadına ilerlediğimde yüzüme saniyelik bakıp bakışlarını bilgisayarına indirmişti.

'' 18 Yaşından küçüklere işlem yapmıyoruz ''

Kanıt olarak getirdiğim nüfus cüzdanımı çıkarttığımda masaya yavaşça ittirdim ve daha sonrada elimde tuttuğum diplomamı.

'' Bana bak velet buraya kaçıncı gelişin bilmiyorum ama sonunda kesmiştin ve gerçekten rahatlamıştım ama görüyorum ki tekrar buradasın''

tanıdık olan sima tek kaşını kaldırarak konuştuğunda beni küçümsediğini hissedebiliyordum ama artık ben eski baekhyun değildim.

'' Ne o yoksa duymadın mı? DAHA YÜKSEK SESLE KONUŞAYIM İSTER MİSİN?''

kadın kendi kendine gülerken yavaşça gülümsedim.

'' Ne o ? hoşunamı gitti ?''

ben eski baekhyun değildim ve aslada eski byun olmayacaktım o güçsüz byun artık yaşamıyordu.

'' işlemi yapacak mısınız yoksa bu işi üstünüz ile mi halletmem gerekiyor?''

sakin bir sesle konuşurken kadın şaşırmış görünüyordu.

'' Ne yoksa her şeyi duyabiliyor musun bay ezik?, işlem yapsam bile mekanın parasını nasıl ödemeyi düşünüyorsun öpücükle mi?''

Cebimdeki para cüzdanını çıkarttım ve son bir tık daha attıktan sonra kadına uzattım.

'' Sanırım bu kadarı yetecek ve artacaktır.''

kadın oturuşunu düzeltti ve kimlikteki bilgileri bilgisayara geçirmeye başladı. 18 yaşına geldiğimde orayı geri alabilirdim böyle söylenmişti, her gün çalışıp biriktirdiğim bu para işte şimdi yerini buluyordu. birkaç dakika sonra elime verilen tapuya ve gerçeklik mührüne baktığımda gülümsedim. Çocukluğumu sanırım geri almıştım.

-

Bu gün onların ölüm yıl dönümüydü. Bu gün o iğrenç kazanın olduğu gündü. rüzgarlı , nemli ve kasvetli bir gündü bu gün. Bu gece dolunay olacaktı tepede saatlerce izlediğim lekeli ay tamamını gösterecekti bu günde bana.

Ayaklarımı uzattığım boşluktan çekip bağdaş kurduğumda saçlarımın hareketlenmesini hissettim. soğuk olmayan rüzgar yalnız hissettiriyordu.

''başarabilecek miyim? Oraya tekrardan gidebilecek miyim ?''

 Kendi kendime konuştuğumda kıkırdadım ve derin bir nefes aldığımda daha iyi hissediyordum ama oraya gitmeliydim, yerimden kalkıp büyük ağaca ilerledim beni terk etmeyen ve zarar vermeyen tek canlı olarak nitelendirdiğim bu ağaca bu gün kendi ellerimle zarar verecektim. İlk ve son kez ona zarar verecektim ama buna mecburdum.

'' özür dilerim''

çıkarttığım çakı ile cümleyi kazıdığımda gülümsedim.

' Attends-moi chéri chemin vers le ciel'

geri geleceğim.

-

Tekrar bu paslı kapının önündeydim tek farkla artık elimde bu paslı kapıyı açacak bir anahtarı vardı elimde. hala üstündeydi o ayıcığı. daha fazla beklemeden kapıyı açıp içeri girdim dışarıdan göründüğünden daha pis ve havasızdı içerisi.

Heaven \\Chanbaek ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin