Mezun

429 49 39
                                    

iyi okumalar

Altı ay yalnız kalışımızın üstünden geçen altı ay '' Baek buraya gel de yakanı düzelteyim '' suho bağırdığında okulun arasındaki ağaçlardan uzaklaştım ve yanına ilerleyerek yakalarımı düzeltmesine izin verdim, Mezun oluyorduk, on sekiz oluyorduk , artık kendi hayatımıza başlıyorduk. Yada sadece sanıyorduk, özgür olacağımızı sanıyorduk. Kimseye bağlı kalmayıp istediğimizi yapabileceğimizi sanıyorduk.

''Öğrenciler lütfen herkes sıra olsun diploma töreni başlamak üzere ''

suho yakalarımı düzeltip kollarımı bana doladığında lay de bana arkadan sarılarak  beni aralarında sıkıştırmışlardı.

'' O kafeyi alabilmen için tek  ihtiyacın olan o aptal kağıt parçası olan diploma kağıdını alıp çabucak buraya gel benim minik bebeğim ''

suho sevecenlikle söylediğinde kollarımı ona dolayıp kıkırdadım 

'' Artık beni bırakın da şu aptal kağıt parçası ola kağıdı alıp geri geleyim''

suho kafasını sallayıp geri çekildiğinde Lay de geri çekilmişti ki kolları uzun süre boş kalmadı, suho kolları arasına girerek bana baktığında onlara ufak bir el sallaması verip sıraya doğru ilerledim. Eskiden olduğu gibi yalnızdım, kyungsoo nerede hiçbir fikrim yoktu. Gece eve gelmemişti, ondan aldığım küçük hayat belirtisi ise kısa bir mesajdı

'' Orada olacağım ''  

Sınıfım olan sıraya ilerlediğimde tanıdık kişiler gözüme ilişti, hepsi mutlu gözüküyorlardı. Hepsi sene sonu gidecekleri tatilleri konuşarak eğleniyor ve birbirlerinden ayrılacakları içinse biraz üzülüyorlardı.

Bu gün faklı biriydim, her şeyimle farklı biri, saçlarım,gözlerim, dudaklarım, elbiselerimi, vücudum, ellerim, ayaklarım, ruhum tamamen farklı biriydi bu gün. İlk dikkatimi çeken Chanhyuk olmuştu. Giyindiği pantolon ile uyumu olan bir papyon takmıştı bu gün. Yüzünün yarısını kaplayan yuvarlak gözlükleri ise  onu diğerlerinden farklı kılıyordu.

'' Yah! Chanhyuk!''

Ona seslendiğimde ilk başta sesin kim olduğunu tanıyamasa da gözlerini etrafta gezdirip bana ulaştığında ona el salladım. Kim olduğumu anlayamamış bir şekilde gözlerini kıstı ve gözlüklerini bir kez çıkarıp taktı.

'' Baekhyun!!''

bağırdın da gülümsedim , tüm dikkatleri üstüme çekmiştik şimdide , koşar adım yanıma geldiğinde nefeslendi.

'' Bu sen misin ?''

Başımı salladığımda, kalabalık arasında bir uğultu oluşmuştu ne dedikleri bilmiyordum ama iyi şeyler olmasını umuyordum, elimi chanhyukun koluna atarak sıraya doğru çekiştirdim.

'' Hadi geç kalmayalım ikaz almak istemiyorum ''

Hala şaşkın olduğu kesindi, yavaşça başını salladı ve bize bakan insanların içinde doğru yürümeye devam ettik.

-

''Bazı şeyler vardır hayatımızda. Yaşamın bir parçasıdır ama biz onların farkına bile varamayız. Ta ki elimizden uçup gideceğini, kaybedeceğimizi anlayana kadar. Okul da öyleymiş, ama biraz geç anladık. Geçen sene bizlere devredilen bu meşale,şimdi bizden küçüklere devrediliyor tam 20 yıldır olduğu gibi aynı hüzün,aynı ayrılık şarkıları altında......Gitmek!Ne acımasız bir kelimedir,ünlemleri takarcasına peşine,vurgun yemişçesine hayattan.Bizler ayrılık adına el sallarken,geride kalan bir büyük aile.

Her sabah gün doğarken kalkmak, kışın soğukta titremek, yazın güneşte terlemek, birbiri ardına gelen yazılılara hazırlanmak ne de zor geliyordu. Bir bitse de kurtulsak derdik. İşte bitiyor. Ama biten yalnız okul değil içimizden de bir şeyler bitiyor. Sanki alıştığımız ve her an yaşadığımız bir şeyler bitiyor.
Üstüne bazen şarkı bazen de kopya yazdığımız sıralar Geç kaldığımızda önünde ecel terleri döktüğümüz, birbirimizin resmini çizdiğimiz tahta , yazılılarda ki o kaçamak fısıltılar Omuz omuza gülüp ağladığımız can gibi, tek yürek, tek bilek olduğumuz arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz... Artık gitme vakti

Heaven \\Chanbaek ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin