Beni Yalnız Bırakma

758 70 7
                                    

medyadaki şarkı ile okuyun lütfen...

Gözlerimi kapatıp bunun lanet bir kabus olmasını diledim ama gözlerimi açtığımda hala o pis sırıtmasıyla bana baktığını görüp midemin bulandığını hissettim. Birkaç saniye sonra zil çaldığında  başımı kollarımın arasına gömerek kamufle olmaya çalıştım. 

Gelen öğretmenin sesini duyabiliyordum. O gün dizime yatmasından sonra ilk defa bu kadar yakınımdaydı ve bana bağırmıyordu bu garipseniçek durumu göz ardı edip gözlerimi kapattım. 

birkaç saniye sonra zil çalmıştı gözlerimi araladığımda bir karışlık mesafede uyuyan beden bir anlığına olsa da masum gelmişti.

 titreyen kirpikleri kırmızı aralanmış dudakları ve gözlerine düşen alev kırmızısı saçları. birkaç önce ellerimi arasında dolaştırdığım saçlar şimdi o kadar uzak geliyordu ki inanasım gelmiyordu. Belli olmayacak  kadar silik bir gülümse takınıp doğruldum ve arkama yaslandım. 

öğretmen sınıfa girdiğinde sınıf başkanı olduğunu tahmin ettiğim çocuk ayağa kalktı ilk kendi selam verdi. 

'' hazır! selam!'' bağırdığında oturduğumuz yerde sıraya doğru eğilip selam verdikten sonra öğretmen kitapları masasına koyarak ellerini göğüsünün altında birleştirip sıralarının arasında yürümeye başladı. '' 

Hepimizi yeni bir yıl için hazır olmalıyız değil mi? Çocuklar gecen seneki davranışlarınızı bir kenara bırakıp odaklanmanızı istiyorum bu sene son seneniz ve üniversite sınavı için yeterli olabilmeniz için bu sene çok çalışmanız gerekiyor.

 Ben hepinizin yapabileceğine inanıyorum. lütfen inancımı boşa çıkartmayın.''  Öğretmen gülümseyerek masasına geri ilerlediğinde sınıf onu pek takıyor gibi görünmüyordu. Bazısı saçlarıyla uğraşırken birkaç kişide uyuyordu.

 Uyuyan bazı kişileri yanımda uyuyan devde dahildi. Çantamdan çıkarttığım not defterine yazdıktan sonra yanımda uyuyan devi dürttüm. Uzun kirpiklerini kırpıştırarak araladığında yavaşça doğrulup esnedi. Not defterini önüne ittirip gözlerimi kaçırdım. 

'Uyumayı kes öğretmen bir şeyler anlatıyor''  defterdekileri okuyup gülümsediğinde gözlerimi kırpıştırdım  sanki gülüşünde bir şeyler saklıyordu. Defteri bana geri uzattığında hala onun orada olduğunu gördüm o pislik hala oradaydı. '' kes sesini!'' 

---------------------------------------------------------------------

zil çaldığında doğrudan sınıftan çıkarak bahçeye inmiştim. kyungsoo çardakta oturmuş  sarışın bir çocukla gülümseyerek konuşuyordu yavaşça yanlarına ilerleyerek çardağa girdim ve kyungsoonun yanına oturdum.

 '' dersin nasıl geçti?'' gülümseyerek baş parmağımı kaldırdım. 

'' SANA O PARAYI VERMEDİ SÖYLEDİM!!'' sarışın çocuk kendinden kısa olan gözlüklü olan çocuğu yere ittirdiğinde tükürerek konuştu. elleri ceplerin de gömleği dışarıdaydı. kırmızı ince dudakları vardı pek Koreliye benzemiyordu. 

 '' Lütfen, sana parayı getireceğim sadece birkaç gün daha izin ver bana'' yerdeki gözlüklü çocuk ağlayarak konuştuğunda sarışın çocuk çocuğun tam yanına tükürerek  gülümsedi. Yanından geçip giderken çocuk sürekli teşekkür etti hepsi okula girdiğinde ise yere yatarak birkaç saniyeliğine de olsa gözlerini kapattı.

 herkes işine döndüğünde bahçenin ortasında yatmaya devam etti. İnsanların ona çarpmasını yada üzerine çeşitli şeylerin atmalarına izin verdi ama hiç gözlerini açmadı.

 Bir süre sonra insanlar onu umursamayıp  uzaklaştığında çardaktan çıkarak yanına gelerek yüzüne vuran güneşi engelledim birkaç saniye gözlerini açıp geri kapattı '' Ne bekliyorsan atsana''  konuşmadığımda  tek gözünü açtı  '' ahh demek vuracaksın ne bekliyorsun ?'' başımı sallayıp yanımdaki deftere bir şeyler karaladım.  yere yani tam karşısına oturduğumda defteri ona uzattım yanına oturduğumu fark ettiğinde doğrulup bağdaş kurdu ve gözlüklerini düzeltti.

 Defteri ona uzatıp gülümsedim. ''arkadaş olmak ister misin?'' gözlüğünü düzeltip bana baktığında gülümsedim ve ayağa kalktım elimi uzattığımda elimi uzattım. gözlüklü çocuk elimi tutup ayağa kalktığında deftere karalayıp elime verdi  ''Chanhyunk, Lee Chan hyunk'' gülümseyip deftere kendi ismimi yazdım '' Baekhyun, Byun Baekhyun''  

------------------------------------------------------------------------

Bu günün bu kadar hızlı ve sorunsuz geçmesini beklemiyordum hatta bu imkansız gibi geliyordu ama imkansız olup o  domates kafalı dev benimle uğraşmamış fakat gün boyunca gözlerini üzerime dikmişti ve oldukça rahatsız edici bir durumdu. 

 çantama son kitabı da koyduğumda yanımdaki boş yere baktım son derse girmemişti. oflayarak sınıftan çıktığımda kyungsoo sınıfın önünde bekliyordu '' Tembel şey '' kıkırdadım '' Bunu bana söyleyen bir baykuş '' ikimizde kıkırdadıktan  sonra derin bir nefes aldık '' gidelim mi ?''  gözlerimi devirip yanından geçtim '' hala bekliyor musun?''

 Arkamdan koşmaya başladığında dahada hızlanıp koşmaya başladım. '' yah sen konuşmuyorken daha iyiydi.'' Gülümseyerek koşmaya devam ettim kıkırdadığını görebiliyordum  '' Yah yah önüne bak '' önüme döndüğümde hızımı alamayıp önümdeki kişiye çarpıp yere düşmüştük. Yere düştüğümüzde kafalarımız yerine dudaklarımız çarpıştığında gözlerimi hızla açtığım karşımdaki tanık gözleri görmemle kalkmaya çalıştım fakat sırtımdaki elleri buna izin vermiyordu sonunda hızlıca kalktığımda oda ayağa kalkmıştı.

 Üstünü sirkeleyip bana bakmaya devam etti. gün boyu o gözlerini üstümde tutmasına rağmen şu an daha çok rahatsız edici geliyordu. ''baek ! iyimisin ????''   kyungsoo yanımıza geldiğinde başımı sallayarak bileğini kavradım ve hızlıca yürümeye başladım kyungsoo soru sormaya devam ediyordu fakat sorularımı daha sonra yanıtlayabiliridim şu an buradan uzaklaşmaya ihtiyacım vardı.

---------------------

'' Yeterince uzaklaştın bana artık ne olduğu açıkla!!'' hala bileğini sıkan elimi gevşetip bıraktım. gözlerine baktığımda merakla beklediğini görebiliyordum gülümsedim  '' Sadece o dev ile aynı yerde bulunmak istemedim ''

 Gözlerime bakıp yalan mı değil mi doğrulunu  yaparken gülümsedim ''hadi eve git ben biraz... gitmem gerek ''  başını sallayıp eve doğru yürümeye devam ederken tam tersi yöne yürüyüp ormanlık yola girmiştim.  

Orman yer yer sessizken bazı yerlerindeki böcek sesleri ve çimen kokusu vazgeçilmez oluyor. Birkaç dakika sonra ağacıma ve sessiz ortamıma ulamış olmanın sevinci ile ilerleyecekken yerde oturmuş bedeni görmemle önümdeki bir başka ağacına arkasına sakladım. Chanyeol yine orada oturmuştu fakat bu sefer... ağlıyordu. 

  Sesli bir şekilde ağlamayı devam ederken gözlerinin de ki yaşları silmeyi unutmuyordu.  ''Git artık öldün sen !! senin yüzünden onu dövdüm onu sen sandım!!'' Ağlayarak bağırdığında irkildim  onu ilk kez böyle görüyordum.

 '' Sen öldün beni yalnız bıraktın. Yalnız kalmak istemiyorum'' gözlerimi etrafa gezdirdiğimde kimseyi görememenin endişesi ile minik adımlarla yanına ilerledim geldiğimi hissetmiş olacak ki ellerini gözlerinden çekip bana baktı bir süre  

'' Beni yalnız bırakma..."

Selam selam ballı çörekler. panom da ki mesajı kardeşim yanlış anlamış olmalı evet telefonum alındı fakat bölümleri bilgisayardan yazmaya devam edeceğim umarım bölümü beyenmişsinizdir.  

oy ve yorumları unutmayalım sizi seviyorum bye bye

Heaven \\Chanbaek ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin