Açtım bazen ağzımı çöp kutusu kapağı
Sevdim, kızdım, delirdim
Dikkatsizler piriydim
Işıkları kapadım, sabaha geri saydım
İnceden aydım

Zıplaya zıplaya komodinin üzerine bıraktığı gözlüğünü alıp taktı. Dışarıdan bakan biri delirmiş olduğunu düşünebilirdi ama umurunda değildi. Arada sırada istediği, olduğu kişi gibi davranmaya hakkı vardı. Rol yapmak ruhuna ağır geliyordu artık.

İpte laf cambazları, cebinde cımbızları
Ne söylesek varmıyor doğru adrese
Onunkinden bana ne, on ikiden vurmak şart değil
Yeteriz biz bize

Her sabah yeni bi' filme başladım
Farklı sonlar istesem de hep aynı finalle bitti
Sonra birden dank etti dünyayı anladım
Aldım onu karşıma anlatmaya başladım

Yatağının üzerindeki küçük yastığı alıp karnının üzerinde tuttu. Kendini tamamen şarkıya kaptırmış durumdaydı. Çağatayla birlikte öğrendikleri birkaç figürü durmadan tekrarlıyor, gün içinde yaşayacağı her kötü ana kendini hazırlıyordu. Biliyordu çünkü. İyi olanlar ona yaklaşmazdı. Şans hep kaçar, o da kovalardı.

Koca yaşlı şişko dünya
Koca yaşlı şişko dünya  

Ben dağıttım evini sen erittin beynimi
Gel anlaşalım senle ver gözümün ferini geri

Ben dağıttım evini sen erittin beynimi
Gel anlaşalım senle ver gözümün ferini geri

Ben dağıttım evini sen erittin beynimi
Gel anlaşalım senle ver gözümün ferini geri

Kısa bir kahkaha attıktan sonra kendini yatağın üzerine bıraktı. Gözleri karanlığa kapanmış, en sevdiği renk olan siyahla boyanmıştı dünyası. Yabancısı olduğu mutluluğa öylesine dalmıştı ki onu izleyen adamı fark etmemişti bile. Caner Tözün kapıya yaslanmış karısının ilk kez şahit olduğu tarafını izliyordu. Şarkı söylemesi, dans etmesi o kadar garip gelmişti ki. Ama en çok gülüşü... En çok kahkahası sarsılmasına sebep olmuştu. Ona "ucube" diyordu. İlk kez bu kadar güzel gülümsemesi olan ucube gördüğüne de emindi. Ekim Tözüne gülmek yakışıyordu, tahmininden daha çok yakışıyordu. O zaman neden bu kadar soğuktu? Sadece görüntüsü mü sebep olmuştu kaybına? Yoksa ailesi mi? Adam bunun sebep olacağına inanamıyordu. Onu tanıdığı günden beri ne kadar güçlü olduğunu her gün görmüştü. Sahte bir evlilik anlaşması ile karşısına dikilen babasına şart koymuştu. Soy ismini reddetmişti. Canerin söylediği her kelimeyi yok saymış, kendi bildiğini yapmaya devam etmişti. Hastanelik olduğunda bile acı çektiğini fark ettirmemişti ki. Bu kadar güçlü bir kadın küçük sebeplerden ötürü gülümsemeyi hayatından çıkarır mıydı? Sanmıyordu. Caner bundan çok daha kötüsünü yaşamıştı. Tam da bu yüzden Ekimin sebepleri anlamsız geliyordu. O zaman neydi bu soğukluğun sebebi? Caner Tözün kadınlar konusunda iyiydi. Kendine bakmakla hiçbir ilgisi olmayan kadınların bile egolarından haberdardı. Ya bu kadın? Neden kendini umursamıyordu? Neden hayata karşı mücadele etmiyordu? Belki uğraşsa görüntüsünü bile değiştirebilirdi. Fakat Ekim bayrak sallayarak devam ediyordu. Ne sebep olmuştu buna? Adam uzun süre sorunun cevabını düşüneceğini bilerek odada olduğunu belli etmek için boğazını temizledi.

Adamın sesiyle Ekim hızla yataktan kalkıp kocasıyla karşı karşıya durdu. İki gündür hiç konuşmamışlardı ve açıkçası bu durumdan memnundu. Nedense adamın yanında geriliyordu. Ondan korkmasa bile rahatsız oluyordu. Bakışları bir an olsun birbirinden ayrılmazken ikisi de birer adım attı. Elde tutulur gibi olan nefretleri sarmıştı etraflarını. Sebepleri, kaynakları farklı olsa da, ikisi de nefret ediyordu. Garip olanı ise nefretlerinin birbirine olmamasıydı.

{Tamamlandı} Çirkin AşkıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang