Kapışma Part:3

695 63 66
                                    

Doğru yolu bulmak için KAYBOLMAK gerekir...

Ve bilinir ki onu boydan boya geçen biri için LABİRENT yoktur.

Italo Calvino

***

Hastanenin aramadığım köşesi kalmamıştı. Sanki yer yarılmıştı da Mert içine girmişti. Ali bir tarafta, Umut bir tarafta Kaya başka bir tarafta hastanenin altını üstüne getirmiştik ama yoktu. Telefonu otomatiğe bağlamış sürekli olarak Mert'i arıyordum. En son baktığımda yüz seksen iki arama diyordu telefonumda. Eve göndermiştim Kaya'yı bir ihtimal Mert'i orada bulabilir miyiz acaba diye... Aylin'in uyanması ihtimaline karşı ben hastanede kalmış, Umut ve Ali de gidebileceği yerleri kontrol etmek için ayrılmışlardı yanımızdan. Deli olmamak işten bile değildi. Telefonu açacak, iyiyim diyecek ve kapatacaktı. Bu kadar zor muydu yani bunu yapmak. Yoğun bakımın önünde volta atıyor, Mert'i arıyor, Kaya'dan iyi bir haber bekliyor ve çıldırıyordum. Nergis'le yüzleşmeye gideceğini hiç sanmıyordum. Mert, burnu düşse eğildi demesinler diye burnunu almaya tenezzül edecek bir insan değildi. Kaldı ki kalkıp gidip Nergis'le yüzleşecek. Çok ama çok zayıf bir ihtimaldi bu. O zaman bu kazma tek bir kelime etmeden hangi cehenneme gitmişti? Babasına da gitmezdi. Daha ne kadar olmuştu ki onu babasının zindanlarından kaçıralı? Ebenin hörekesinde kamp mı kurmaya gitmişti bu herif?

Çalan telefonum ile dişlediğim parmağımı ağzımdan çıkarmış ve telefonu kalbim sıkışarak cevaplamıştım.

"Söyle kardeşim, iyi bir şey söyle kurban olayım! Evde mi bu canına yandığım?"

"Kardeşim haberler kötü!"

"Sakın! Yoksa kendisine bir şey mi yapmış?"

"Daha kötü!"

"Ölmüş mü Kaya? Oğlum bir şey söylesene!"

"Öyle değil Burak! Tüm dolapları boş. Telefonu burada bırakmış, Abant'taki evin anahtarını da bırakmış. Bir de not yazmış. 'Sakın beni aramayın! Artık sizin kardeşiniz değilim... ' diye. Gitti oğlum Mert! Biz onsuz ne b*k yiyeceğiz şimdi?" 

CEBİMDEKİ GÖZYAŞLARI ( RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin