Gaydiri Guppak

1.3K 109 85
                                    

Kaya ile hastanedeki süit odaya döndüğümüzde alelacele kendimi duşa atmıştım. Tepemden aşağı dökülen suyun altında sağ yumruğumu inceliyordum. Barkın'ın suratını dağıtırken elimin üstüne de kısmen zarar vermiştim ama umurumda değildi. Tamam, belki delikanlılığın kitabını yazan bir Aynalı Tahir değildim ama kardeşime yapılacak her türlü yanlış doğuştan benim de raconuma tersti. Sanırım bu insanın fıtratında oluşan bir şeydi. Düşünsenize çocukken ailesi tarafından baleye yollanan bir Burak, büyüdüğünde tek yumruğuyla adam deviriyor. Bunun bir açıklaması yoktu. Galiba o an yaşanan öfke, hazmedememe ve kabullenememe duyguları ile vücut olması gerektiğinden daha fazla adrenalin salgılıyor ve tek başınıza bir orduya savaş açabilmenize sebep oluyordu. Tabii ki benim ve Kaya'nın geldiği noktaya gelebilmeniz için öncelikle duygularınızın ve bir adet çalışır vaziyette vicdanınızın olması gerekiyordu. Zaten eğer siz insani duygulardan yoksun, vicdanı olmayan bir şerefsizseniz, size karşı yapılan bu tarz olaylar asla kanınıza dokunmuyordu. Örnek verecek olursak şekil 1-a) Barkın soysuzu...

Bacaklarını yaymış öylece oturduğunu ve bizi gördüğünde hiç istifini bozmadığını görünce haliyle bendeki adrenalin kat sayısı da tavan yapmıştı. Attığım o kadar yumruktan sonra içim soğumuş muydu? Vallahi de billahi de soğumamıştı. Billurlarını kesip sokak köpeklerinin önüne atasım vardı ama olmamıştı maalesef. Elimdeki lifle Barkın'ın sağıma soluma sıçrayan kanını temizlerken, içeride pantolonun cebinde unuttuğum telefon susmak bilmiyordu. Ara verip gidip telefonu açmazsam susacağa da benzemiyordu. Havluyu üzerime sarıp dışarı çıktığımda koltukta oturan Mert ile karşı karşıya kalmıştım. Bir elinde telefonumu tutuyor, diğer elinde iki parmağının arasında tuttuğu azı dişini havada sallıyordu. Ben nasıl mevzuyu değiştirsem diye düşünürken Mert'in dudaklarının arasından dökülen o kelimeler kahkaha atmama sebep olmuştu. "Doktor bu ne?"

Ne diyeceğimi bilmediğime mi yanayım yoksa attığım kahkahalar yüzünden boğulmak üzere olduğumu fark etmeyen Mert'e mi dalayım kararsız kalmıştım. Kahkahalarım öksürük krizine dönmüşken odadan içeri paldır küldür dalan Kaya gayri ihtiyari mevzunun dağılmasına ve kendimize gelmemize sebep olmuştu. Mert anlam veremediği bir başka olayın cereyan edişine sinirlenmiş bir yüz ifadesi takınarak parmaklarının arasındaki azı dişi Kaya'ya doğru sallayarak sormuştu aynı soruyu... "Doktor bu ne?" Kaya'nın, Mert'in bu haline gülüyor olması gerekiyordu ama o gülmüyordu. Dayanamayıp ben girmiştim devreye.

"Kardeşim neler oluyor?"

Derin bir nefes aldı Kaya önce, sonra alnını elinin tersiyle sildi.

"Aylin, onu tekrar ameliyata alıyorlar. İç kanama başlamış..."

CEBİMDEKİ GÖZYAŞLARI ( RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin