Sanırım

12K 688 5
                                    

“Seni sürtük şirkete gelir gelmez sevgilimi mi ayarttın, yoksa şirkete gelmeden önce mi ilişkiniz başladı? Ahh, evet kesinlikle öyle oldu.O yüzden geldin buraya değil mi ?” diye bağırdı.  Oda kapımın önüne bir sürü insan toplandığında Ege gelip kadını dışarı çıkartmaya çalışırken kadın elinden kurtulup  yine bağırmaya başladı “ Seni öldüreceğim duydun mu beni öldüreceğim “ diye üstüme yürüdü.

1 GÜN ÖNCE;                       

Lavabodan çıktığımda masaya gidip çantamı elime aldım.

“Nil hanım nasıl oldunuz iyi misiniz “ dedi Eren Bey. Hah Mert efendi hareketlenmedi bile.

“İyiyim ama benim gitmem gerekiyor size afiyet olsun.” Diye bir hışımla çıktım oradan.

Eve gittiğimde Şule ne olduğunu soracakken onu susturup odama çıktım. En sevdiğim bluzlarımdan biriydi bu ya. Ayrıca Max’in hediyesiydi. Max Amerika’da liseden arkadaşım bu arada. Türkiye ‘ye dönmeden önce bana hediye etmişti.

Hızlı bir duş faslını bitirdikten sonra şirkete gitmemeye karar verdim. Bugün yani.Yarın gidecektim tabi ki de. Akşam üstü Deniz gelince ona da durumu anlatıp her zamanki iğnelemelerini çekmek zorunda kalmıştım.

“Adama bak hepsiyle yatmış.Rrrr, Çok ateşli” diye dalga geçtiğinde yastığı suratına fırlattım.

“Kapasana çeneni.”

“Onu geçtim sana dokunmuş.Ne hissettin “  Ah,Kıza sus diyorum hala konuşuyor.

“Hiçbir şey” dediğimde yemedim bakışını atmıştı. Gözlerimi devirdim. 

“Tamaam. Elektrik çarpmış gibi oldum. Ama bunun sebebi canımın acımasındandı. Sonuçta yanan yerime dokundu.” Ki haklıydım da bence.

“Bunu da yemedim.” Diye sırıttı. Sırıtma arkadaşım bana sırıtma.

Biraz daha konuştuktan sonra geç olduğunu anlayıp yatmaya karar verdik.

4 SAAT ÖNCE;

Sabah gözümü açtığımda saat 7:57’di. Allahım ! Geç kalmışım. Ne ara giyindim ne ara evden çıktım inanın hiç anlamadım. Şirkete girip odama girdiğimde hemen bir kahve söyledim. Tam yerime oturacakken kapım tıklatılıp içeriye Mert girdi.

“Babam ikimizi çağırıyor.” deyip çıktı. Şaşırarak Hakan Bey’in odasına gittiğimde bana oturmamı işaret ettiklerinde oturdum. Hakan Bey de vakit kaybetmek istemezcesine hemen lafa girdi.

“Neden sizi çağırdığımı merak ediyorsunuzdur.İş için olduğunu söylemek isterdim ama maalesef değil.” 

“Ne için peki” dediğimde bana bakarak “ Sanıyorum  bu ne için olduğunu anlamanızı sağlar” diyerek elindeki fotoğrafı masasından bize uzattı. Fotoğrafa baktığımda şoka girdim.

Fotoğrafta dün ki restoranın lavabosunda üstümde bir atlet ve yanımda bir adet Mert’le duruyordum. Fotoğraf benim arkamdan çekilmişti. Tabi arkadan bakıldığında fotoğraf yanlış anlaşılmaya müsaitti.

“Bunu kim çekmiş” dedi gergin bir sesle Mert.

“Gazetecinin biri.Sizin gittiğiniz yerde oda yemekteymiş. Hatta sizinle aynı lavabodaymış ama fark etmemişsiniz.”

Renkli RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin