Tam tahmin ettiğim gibi!

18.4K 913 17
                                    

multimedya da Burcu var :)

--------

"Ne yapıyorsun" diyorum bana dokunan ellerin sahibine bakarak.

"Sarılıyorum görmüyor musun" diye fısıltıyla cevap veriyor. Verdiğini varsayıyorum ben ya da. Çünkü beynim o ellerini belime dolarken uyuşuyor. Biraz daha bana yaklaşınca kelimenin tam anlamıyla tek vücut oluyoruz. Bir an nefesimi tuttuğumu hissediyorum. Bunu anlamış olacak ki keyifle "Nefesini tutmayı bırak Nil" diyor ve ben a an kıpkırmızı oluyorum. Neyse ki beynimde hala kendime gelmemi haykıran birkaç hücrem var. Ondan uzaklaşmaya çalışınca beni daha sıkı sarıyor bu sefer.

"O kadar kolay kurtulamazsın" diyor. Ne demek kurtulamam ne sanıyorsun sen kendini be adam!demek için başımı kaldırdığımda hata yaptığımı anlıyorum. Yüzünü bana yaklaştırıp nefes alışlarını sıklaştırıyor. Kaçmak istiyorum ama beni bırakmayacağını bildiğim için kaçmıyorum. Ya da kaçmayı ben de istemiyorum. Bu arada çok hoş koktuğunu anlıyorum.

"Hangi parfümü kullanıyorsun" diye saçmalıyorum.Bu nasıl bi aptal cümledir Nil ! Oysa sadece"Şşşh.."demekle yetiniyor. Daha da yaklaşınca ne yapacağını anlayıp "Yapma" diyorum.

"Neyi?"diyor bir de pişkin pişkin. Neyi olacak salak şey.

"Onu" dediğimde fısıltıyla söylediğimi anladım.

"Bunu mu?" deyip dudaklarını dudaklarıma değdirecekken sıçrayarak uyanıyorum..

Rüya mıydı ? Etrafıma bakıyorum yatağımdayım, kıyafetlerimle yatmışım. O zaman kesinlikle rüyaydı. Rüya olmasına sevinemedim bile çünkü rüyamda gördüklerim iyi şeyler değildi. Resmen o ukala Mert'in bana sarıldığını gördüm. Ve daha fazlasını yapacakken uyandım. Vücudum bile rüyamın saçmalığı karşısında kayıtsız kalamadıysa demek ki.

Neden böyle bir rüya gördüm diye kendimi yiyip bitiremezdim ama. Çünkü çok yorgundum ve o aptalla nerdeyse bütün öğleden sonramı geçirmiştim. O rüyayı görmem normaldi yani. Hayır değildi. En iyisi bunu unutmak deyip yataktan fırladım. Ve ayaklarımda inanılmaz bir acı hissettim.Kahrolası ayakkabılar. Bir daha giymeyeceğim. Banyoya girdiğimde üstümü çıkarırken suyu açtım. Güzel bir duşa ihtiyacım vardı. Küvete girip yarım saat kadar kaldıktan sonra çıktım.Ben üstümü giymeye çalışırken kapım tıklatıldı. Şule içeri girmeden konuştu;

"Nil hanım uyandınız mı?

"Evet hatta duşa girip çıktım bile.Giyinip aşağı geliyorum.Yemekte ne var ?"

"Çorba,taze fasulye pilav ve tatlı olarak kazandibi yaptım."

"Tamam geliyorum hemen" dedim. Bu kadını seviyordum. Sevdiğim yemekleri yapmıştı yine.

Aşağı indiğimde bütün camlar açık olmasına rağmen inanılmaz sıcaktı. Aslında bu seneki eylül ayı çok sıcaktı. Gerçi daha ayın 2'siydi ya neyse.

Yemeğimi yedikten sonra çizimleri incelemeye başladım tekrardan. Mert uyuzu hatalarımı gösterip doğrusunu şöyle çizebilirsiniz diyerek beni sinir etmişti. Gerçi beni bütün bir gün sinir etmişti ya neyse. Biraz daha baktıktan sonra odama çıkıp ne giysem diye düşünmeye karar verdim.Karar verdiğim ilk şey stiletto giymemek oldu. Sonra fazla düşünmeye gerek duymayıp krem- kahverengi bir elbise çıkardım.İş yerinde giymek için almıştım zaten.Altına da krem rengi topuklu ayakkabı giyecektim. Tamamdı işte. Aşağıdan telefonumun çaldığını duydum.Şule bana telefonumu getirdiğinde merdivenlerden inmek üzereydim.Yazan kişiyi görünce sıkıntıyla iç geçirdim.

Renkli RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin