Bir Boncuk Hikayesi - 13. Bölüm

Start from the beginning
                                    

Arabaya bindim. Önce ablamın yanına sonra da durağa geçecektim. Ablamın evine geldim. Evin kapısını çaldım. Kapıyı ablam açtı.
- Hoşgeldin Ömer. dedi.

- Ama pek hoş bulmadık, enişte hasta hasta kapıları sana mı açtırıyor. dedim sitemde bulunurcasına, söylediklerimi enişte de duysun diye sesimi yükselterek.

- Boşuna bağırma enişten yok, işe gitti. dedi ablam.

Şaşırmıştım.
- Ne yani seni bu halinle yalnız bırakıp işe gitti öyle mi. diye sordum inanmayarak.

- Ne varmış halimde, üstelik yalnız da değilim. diyordu ki,

- Abla bu kapları nereye koyayım? diyen Aysel'in sesi geldi içerden.
Ablam "cevabını aldın" der gibi güldü.

Dün geceki mevzudan sonra Aysel'in tepkisinden tırstığım ve ablamın yanında bu mevzu açılırsa yerin dibine gireceğim için direk kaçmaya karar verdim.
- Neyse abla ben seni görmeye gelmiştim, duraktan beklerler şimdi, gideyim ben. demiştim ki,

- Dün gecedeymişsin zaten, artık gece gündüz mü çalıştırıyorlar seni, sinirlendirme beni geç içeri. diyen ablam Aysel'in dün geceki mevzuları anlattığının sinyalini veriyordu. Hem gece çalıştığımı biliyor olması hem de bana azıcık da olsa sinirli davranması aklıma başka ihtimal getirmiyordu. Elinde kap kacakla salona gelen Aysel beni görünce önce şaşırsa da sonra çok geçmeden bırak selam vermeyi yüzüme bile bakmayarak mutfağa geri döndü.

Aysel içeri geçtikten sonra ablam kısık sesle,
- Bu kıza yaptığının hesabını sorucam. sana dedi.
Aysel kaleyi içerden fethetmişti. Tamam, Aysel'e yaptığım doğru bi şey değildi ama hemen sabah koşa koşa ablama gelip de beni ispiklemesi de gerekmezdi. Benim yaptığım yanlışsa onun ki de çok doğru sayılmazdı yani. "Eylül mevzularını anlatınca nasıl olsa halden anlar ablam" diyerek kasmadım hiç kendimi, ama ortam beni çok germişti.

Aysel yanımıza gelmemek için mutfaktan çıkmıyordu. Bu durum beni de rahatsız etmişti ki,
- Neyse akşam görüşürüz. diyerek ayaklandım.

Ablam beni uğurlamaya kapıya gelmişti.
- Bi şeye ihtiyacın olursa durağı ara, acil bi durum olursa telsizden ulaşırlar bana. dedim.

- Tamam merak etme sen, Aysel iyi bakıyor bana. diyerek inceden laf vurdurdu.
Ablamı öptüm ve çıktım evden.

Durağa geldim. Çardakta oturan taksici arkadaşa selam verip içeri geçtim. Çok şükür sonunda Rüstem Abi'yi görebilmiştim. İçerde azıcık takıldıktan sonra,
- Abi 2 dakika dışarı gelebilir misin? diyerek Rüstem Abi'yi dışarı çağırdım çaktırmadan.

Ben çıktıktan sonra hemen geldi peşimden. Çardakta oturan gencoya bakıp "öhö öhö" diye öksürerek azıcık müsade vermesini istedi kibarca. Eleman içeri geçti. O içeri geçer geçmez biz de çardağa oturduk.

Rüstem Abi'nin babamın ajanı olduğunu bildiğim için artık rahattım. Cevabı zaten bildiğime emin olduğum o soruyu sordum.
- Rüstem Abi, bu beni döven elemanlar var ya, onları sen dövdürdün di mi? dedim gülerek.

- Hangi elemanları? diye karşılık verdi.
İçimden "hoba amk", dışımdan "nasıl yani hangi elemanları?" dedim soruya soruyla karşılık vererek.

- Yok oğlum, biz kavgalık yaşımızı çoktan geçtik, elimizi ayağımızı çektik o işlerden. dedi.
Rüstem Abi gereksiz yalan söyleyecek bir insan değildi. Eğer o yaptı da saklıyorsa bunu yapmak için çok sağlam bir nedeni olması gerekiyordu, ama şimdilik ortada öyle bir durum da yoktu. Rüstem Abi'nin yapmadığına artık emindim. Cemil Usta desem mevzudan haberi bile yok adamın. Eee o zaman kimdi bu benim siktiminin gizemli kahramanım?

Bir Boncuk HikayesiWhere stories live. Discover now