-28-

9.1K 509 65
                                    

Öğrencinin teki elinde kâğıtla dersi bölüp benim bu sınıfta olup olmadığımı sormuştu. Ben buradayım da... Beni kim çağırıyor ki? Kemal hoca'nın adımı seslenmesiyle ayağa kalktım. Ve yanına doğru gittim kâğıdı sınıf defterinin arasına koydu.

"Aybars, Öğrenci İşleri çağırıyor seni. Git de sorunun ne olduğuna bak." Dedi her zamanki sinirli sesiyle.

"Tamam hocam." Ona kafa sallayıp deri ceketimle sınıftan çıktım. Büyük ihtimalle yenilerden olan öğrenciyi takip edip büronun önüne geldi. Öğrenci kapıyı açıp beni beklediklerini söyledi ve nöbet yerine geçti. Ben de içeri girdim. Alkım, tanımadığım bir adam ve görevli memur öğrenci işleri bürosunda oturuyorlardı. Gülümseyerek hepsini selamladım.

"Beni çağırtmışsınız, adım Aybars Çelik."

"Geç lütfen Aybars." Gösterdiği yere otururken oradaki adamın kim olduğunu ve Alkım'ın orada ne aradığını, bu adamın beni neden çağırdığını, Alkım'ın neden gülümsediğini, görevli adamın yüzünün neden asık olduğunu falan düşünüyordum. Derin bir nefes aldım. Deri ceketimi düzelttim. Görevli adam öksürdü. Ben de gözümü Alkım'dan ayırıp ona baktım.

"Büyük ihtimalle şimdi kim olduklarını düşünüyorsundur Aybars." Kafa salladım. Ama sadece bu adamı düşünüyorum. Yanda oturan kadın benim gelecekteki karım. Ondan çocuk yapacağım.

"Bu, Alkım Tanay Şef Pilot ve bu Bora Yalnız, Tekniker."

Aah demek bu adam. Iyh. Bu adamla mı geçireceğim ben haftada bir günümü? Uf can sıkıcı.

"Biliyorsun Aybars. Öğrenim senen. Ve bu beyefendi senin görevli öğretmenindi. Ama Alkım hanım bize geldi ve görevli olmak istediğini söyledi. Düşündüğü biri var mı diye sorduğumuzda. Not ortalaması yüksek bir öğrenci istediğini söyledi. Ve seninle denk geldik. Eğer sende onaylarsan bu seneki eğitmenin Alkım Tanay olacak."

Dudaklarımı birbirine bastırmışken hala karıma bakıyordum. -Ona karım demek çok zevkliydi.- Yutkunamayıp bir kaç kez daha denedim. Herkes bana bakıyordu. Bir şey söylemek yerine kafamı hızla aşağı yukarıya sallayıp onu onayladım. Zaten istesem de bir şey söyleyemezdim. Dilim tutulmuştu. Tanrım. Alkım Tanay. Benim yeni eğitmenim mi olacaktı yani? Bildiğimiz tatlı Alkım. Hani benim karım olacak olan... Hass*ktir? Cidden böyle bir şey olacağını zannetmiyorum. Olacak mı? Yok be.

"Tamam, o zaman yeni eğitim görevlin Alkım Tanay oldu." OHAA. CİDDİLİYMİŞ BUNLAR! NEREYE GÜLECEĞİZ? NEREYE GÖBEK ATAYIM?

Alkım ve Bora Yalnız ellerindeki bir kaç kâğıdı imzaladılar. Ardından bana gidebileceğim söylendi. Ayağa kalktım ve kapıdan çıktım. Ama gitmek yerine köşeye oturmuştum. Bir süre içeriden birisinin çıkmasını bekledim. İlk önce Bora çıktı. Ha Alkım çıkar. Ha çıktı derken on dakika geçmişti ve ben sadece telefondan aptal aptal ikimizin resmine bakıyordum. Köşede oturuyordum. Yani beni görmemeleri için. Ben ise rahatlıkla kapıyı kesebiliyordum. Ki o sırada kapı yine açıldı. Alkım ve adam kapıdan çıktı. Ve bir iki adım atıp durdular. Çiçeği kendime siper ettim. Adam Alkım'ın sağ kolundan tutuyordu. Hey! Alkım dokunulmaktan hoşlanmaz.

O an adamın üzerine atlayacaktım. Alkım'ın yanağından öpmüştü veda ederken. Lakin okulda olduğumu hatırlamam uzun sürmemişti. Çünkü zil çalmıştı. Ugh beşinci derse gireceğiz. O sırada Alkım'ın adamın yanından ayrıldığını gördüm. Adam kapıyı kapatınca Alkım devam etti yürümeye. Önümden geçiyordu. Bir koridor döndü ben de onun peşindeydim. Tuvaletlerinin yanından geçerken koşarak kolunu kavradım. Heyecanla çığlık attı. Ben ise susması için parmağımı dudağımın üzerine koymuş ssht sesi çıkartıyordum. Onu tuvalete çekeledim. Görevli tuvaleti olduğu için boştu. Alkım heyecanla bakıyordu.

Gökyüzündeki İki KadınWhere stories live. Discover now