35. Gerçekler.2. Final.1.

8.3K 364 60
                                    

(MEDYA : ibrahim tatlıses fırat türkü..)

Yazardan

Hayat onlara gülmüştü ama yarım gülmüştü galiba. Herşey Güzel giderken Mert'in konağa gelmesi Azad ağanın ve Dilan'ın ölüme bir adım atması demekti, ama Mert'in her kelimesi bir adamın daha onları ölüme itecek gibiydi. Dayanırmıydı buna Dilan. Herşeyi tam unuttu derken Mert'i karşısında görmesi o yaşadığı iğrenç anlar tekrar tekrar hatırlayıp flm şeridi gibi gözünde geçti. Ayakta durmaya mecali yoktu ve Azad'ın elini tuttu. Sımsıkı tutmuştu. Tırnaklarını Azad'ın avuç içlerine bastırdığından habersiz sıkıyordu.

"Senin ne işin var burda" diyerek bağıran Sidar olmuştu.

"Hanımım çağırdı geldim" dedi ukala bir tavırla.

Sevmek Mert için neydi, neyi anlatıyordu. Bir kadına zarar vermek onun için sevmekmiydi. Hayır? Ama onun sevmesi böyle işte. Zarar vermek. Zehra hanım herşeyi öğrendiğinde Mert'in çocuğu olduğunu söylemişti. Mert inanmamıştı ama inanması için Zehra hanım ona büyük miktarda para vermişti. Para için gelmişti buraya ama, çocuğu istemediğini dile getiriyordu Mert.

Zehra hanım "o çocuğun senin olduğunu kanıtla ve ortadan kaybolmana yardım edeceğim, zaten senin olduğunu öğrendikleri zaman ne Dilan ortada kalır ne de o bebek" demişti. Mert bunu anlayışla karşılayıp 'tamam' demişti.

Odaya girdiği an herkesin odak noktası mert olmuştu. Büyük ağalar Azad'ın böyle biri olmadığını bildikleri için susmayı tercih edip olanları sessizce bakmaya karar verdiler.

Dilan
Herkes odada sinirle soluyordu. Mert bir adım daha atıp Zehra hanımın yanında durdu. "Bundan 8 ay önce Dilan ile sevgiliydik..." önüme eğdiğim başımı bir çırpıda kaldırıp Mert'e baktım. "Dilan'ı gerçekten sevmiyordum. Ayrılalım dediğimde izin vermemişti ve benimle olmak için ona teklif sunduğumda kabul etmişti, tabi ben erkek hormonlarıma inanarak onunla birlikte oldum..." Ne diyor bu adam. Ne sevgilisi, ne teklifi, "sonrada hamile olduğunu söyledi ben kabul etmeyincede Azad ağanıza yamalatmaya çalıştı" dedi. Azad'a döndüm. Kaşlarını çatmış sadece Mert'e bakıyordu. Sessizce 'yalan' dedim. Gerçeği bilmesine rağmen bunu neden dedim bilmiyorum. Benim bildiğim Azad sessiz kalmamalıydı. Haklı çıkarması gerekmezmiydi bizi ama o Susma hakkını kullanıyor şimdi.

Babama döndüm. Başını önüne eğmiş susuyordu sadece.

Sidar'a bakışımı çevirdiğimde yumruklarını sıkmış Mert'e bakıyordu.

Amcam ve büyük ağalar aralarında bizim hakkında vereceği kararı konuşuyorlar.

Herşey buraya kadarmış. Ben bu derece ailemin ve Azad'ın hayatını mahvedeceğim aklıma gelmemişti. Neden izin vermedin o gün ölmeme. Hiç kimsenin haberi olmadan çocuğumla gidecektik. Belki o cennete belki ben cehenneme ama buna izin vermedin ve bak ne hallere düşürdük ailemizi Azad ağa.

Burdaki kadınlar böyledir zaten. Sormadan, soruşturmadan tek birinin dedikodusuyla kadını öldürmezler mi. Anne karnındayken erkek olsun diye sürekli dua etmezlermiydi. Eğer erkekse, baş tacı yaparlar ve kuma getirmezler o kadının üstüne. Eğer kızsa, suçluyu annede bulmazlarmı onu suçlar, ya evde hizmetçi ederler yada baba evine yollamazlarmı. Dünyanın kurası bumuydu. Onlara emanet diye verilen kızları hep tarla gibi sürmezlermiydi.

Ben buranın adetini daha yeni yeni öğrenmiştim... Herşey yerine tam oturdu mutlu olduk derken neden Zehra hanım bunu yapıyor ki. Kaynana diye kötümü olması lazım....

"onları mağaraya haps edin." Büyük ağalardan biri konuşurken korkuyla ona çevirdim bakışımı. Bunu diğer ağalara söylemişti. 'Onlar' dediği ben ve Azad oluyorduk. Korkuyla Azad'a biraz yaklaştım ve koluna sımsıkı sarıldım. Sinirle soluyordu Azad şuan. Ama konuşmuyor sadece olanlara bakıyordu. Benim bile sesim çıkmıyor şuan.

MARDİN'li  VYK_2016 WATTYS2016  VYM_2016Where stories live. Discover now