17. olmaz olmamalı...

9.6K 437 11
                                    

Azad'ın ağzından

Dilan yaşlı gözlerle camdan uzaklaşınca içim parçalandı nedense. Sırtımdaki yaraya aldırmadan kalkmaya çalıştım ama yaşlı moruk bana engel olmaya çalıştı.

"Kalkamazsın yaran daha yeni" Sinir oldum bu adama be. Sinirli yüzümü ona çevirdim.

"Sana ne be. Can benim canım, acıyan benim canım, bıçak altına giren benim sen değilsin tamam mı. Şimdi yardım et kalkacağım." Dedim sinirli sesimle. Sevgi Dilan'ın arkasında  gitmişti. Bawer içeri yanıma geldi ve yaşlı morlukla birlikte yataktan kalkmama yardım ettiler. Yavaş adımlarla dışarıya çıktım. Dilan  hastane sandalyelerden birine oturup bir yere odaklanmıştı. Sevgi uzaktan sadece ona bakıyordu.  Dilan'ın gözünden yaşlar akınca lanet ettim dünyaya. Niye istediğimiz gibi gitmez hayat. Niye istediğimiz, kurduğumuz hayaller gerçek olmaz. Niye! Niye!... daha fazla dayanamayıp sevgi, Bawer ve yaşlı moruğu içeri yollayıp Dilan'ın yanına gittim. Yanında ki boş sandalyeye çekip yarama dikkat ederek oturdum. Dilan hiç oturan kişiye bile bakmadan uzağa dalıp gitmişti....

"Ne çok  şey değişti demi..."
Dilan'ın konuşması ile ona döndüm, bana bakmadan bir noktaya bakarak konuşuyordu...
" Ne yapıyordum şimdi ne yapıyorum..." sesi ağlamaklı çıkmıştı. Elimle saçını okşamak için uzattığımda duyduğum sözlerle geri çektim elimi....
"Benim Yüzümden Azad az kaldı ölecekti.  O pislik Mert yaptı herşeyi.  Elinde sonunda öğrenecekler herşeyi. Azad bi ağa ve töreye bağlı biridir ağa.  Babama elbette herşeyi anlatacak.  Kızının kadın olduğunu, lekelendiğini. Gereğini yapılmasını. Ama hayallerim vardı benim..." Ben onu sevdiğim için onu o pis adamdan kurtarmaya gittim. Ben ölsem  onun yüzünden değil kendi sevgim için ölmüş olurdum. Elinde sonunda herkes öğrenecek ama hiç kimse bilmediği sürece.  Evet! Ağayım ben ama neyin ne olduğunu bilen biriyim. Izin vermem birinin bunu öğrenmesine izin vermem Dilan'ıma dokunmalarına.

Hayaller, herkesin hayalleri vardır. Kimilerin büyük hayalleri, Kimilerin küçük hayalleri vardır. Kimileri hayalleri gerçek oldu diye havada uçar Kimilerin hayalleri gerçek olmaz boynu bükük durur. Şimdi Dilan hayallerine  boyun büktü. O mert piçin yüzünden. Eliyle hastane bahçesine içerisine giren on kişilik çantaları sırtında olan kişilere uzattı Dilan..."Bak bunlar   öğrencim.  Ben onlara daha hayat kurtarmalarını öğretmeden  uzaklaşacağım.  Bunlarında hayalleri var. Iyi bir doktor olmak. Iyi bir profesör olmak isterler. Ama olmuyor.  Bazen hayal  kırıklığına uğrarız. Hayallerimizi elimizden alan çok kişi olur. Vermemeye çalışıyoruz ama her defasında duvara sertçe vurularak alırlar bizi bizden..." öğrencilerden gözümü alıp Dilan'a baktım. Yüzünü kapatıp ağlamaya başladı.  Her ağladığın da onu kurtarmaya geç gittiğim için kendime lanet ettim.  Sarılmak istiyordum ama yapamadım...Başını kaldırıp beni görünce şaşırmış gibi oldu. Gözlerinde okyanus gibi su vardı.  Bitmeyen. Bitişi olmayan okyanus suyu. Okyanus gibi akan suda boğulmak istedim. Gözlerim doldu Dilan'ı öyle görünce. Istemsizce aktı benim gözümde de yaşlar... Dilan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi..."Çok mu acınası bi halim var" dediği ile kaşlarımı çattım. Kırmızı olan gözlerini gözlerime değince kalbim bi hayli benden habersiz atmaya başladı. Ben onun acınası haline değil ona olan sevgim den dolayı göz yaşı döktüm. Mert ona dokunduğu için, onu kurtaramadığım için ağlıyordum...Dilan bir anda yanımdan kalkıp gitti.  Bende sadece baka kaldım gidişine...

♣♣♣♧♧♧♣♣♣♧♧♧♣♣♣

Dilan'ın ağzından

Neyin acısı bu? kaderimin bana olan nankörlüğün acısı mı?  Aşkın bana olan nefret acısımı yoksa hayallerimin bana çektireceği acının başlangıcın mı? Neyin acısını yada neyin günahını çekiyorum ben. kötü biri değilim ben, kendimden önce başkasının iyliğini düşünen  insanın nasıl bi acısı olur ki.? Gözlerinde bana karşı bi acı gördüm ama Azad'ın gözünde ki yansıma çözemediğim bi acıydı. Sarılmak istedim, kucağında iken iliklerime kadar çektiğim o güzel kokuyu tekrar içime çekmek istiyordum ama yapamam. Daha fazla dayanamayıp Azad'ın yanında  kalkıp gittim göz Yaşlarımla.  Hastane çıkışına gidip hastanenin arka sokağına doğru yürümeye başladım. Ayaklarım beni taşımıyor gibiydi.  Herşeyden bakmış gibiydi. Olduğum yerde durup etrafımda baktığımda parka gelecek kadar uzaklaşmışım hastaneden. Parka doğru yürüyüp boş olan banklardan birine oturdum. Kimileri çocuk arabasında  etrafı izliyor, herşeyden, hiç birşeyden haberi olmadan sadece boş gibi gördüğü dünyaya bakıyıp gülücük saçıyor etrafına. Kimileri sadece kendine eğlence bularak kendi etrafına oynuyor.  Kimileri boş gözlerle etrafına bakıyor. Kimileri düşmesin diye o ufacık ellerini tutup dünyadan bütün bağını koparırcasına  güldürür.  Ama kendileri gülmez. Herkesin acısı, derdi vardır. Bazıları belli eder acısını, bazıları ise belli etmez acısını, mutluluk pozu verir etrafına. Peki ben! Acımı saklayamıyorum, yanımda kim olursa olsun ağlarım.

Boş gözlerle sadece etrafıma bakındım. Kaydıraktan kayan tahminem yedi yaşlarında kız çocuğu koşarak sağ tarafımda başı önüne eğik oturan geç bi bayanın yanına  geldi...

"Anne hadi gel beni Salıncağa bindir." Annesi olduğunu öğrendiğim bayan kızına belli etmeyerek benim olduğum tarafa dönüp göz yaşını sildi. Tekrar kızına döndü...

"Ge- gelemem" dedi kekeleyerek. Karşısında ki kız çocuğu ayağını yere sertçe vurarak bağırdı annesine.

"Hep böyle yapıyorsun zaten. 'Parka gidelim mi kızım' dersin 'tamam' derim..." eli ile tarafında ki çocuklarıyla oynayan ve sallandıran annelere uzatarak devam etti sözüne. " ama sen bunlar gibi eğlendirmiyorsun beni. Bak onlar ne güzel çocukları ile ilgileniyor ama sen sadece buraya oturuyorsun. 'Salıncağa binmek istiyorum' diyorum ama sen 'olmaz' diyorsun. Ne biçim annesin sen,  nefret ediyorum senden" Diye bağırıp uzaklaştı annesinden ve parkın girişindeki merdivenlere oturdu.  Dizlerini kendine doğru çekip iki eli ile birleştirdi. Başını dizinin üstüne koyarak ağlamaya başladı. 

Annesine döndüğümde ise kızına bakarak ağlamaya başladı.  Herkes gibi bununda anlatamadığı acısı vardı. Oturduğum banktan  kalkıp kadının yanındaki boş yere oturdum...

" kızının söylediklerine Kulak misafiri oldum istemeyerek..."

"Sadece sen değil bak herkes kulak misafiri olmuş." Diyerek sözümü kesti. Etrafıma baktığımda yanımda ki kadına ve merdiven başında oturan kıza bakıyorlardı herkes.

"Neden onun dediğini yapmıyorsun. Salıncağa binmek istedi." Dedim acınası çıkan sesim ile. Simsiyah gözleri kıpkırmızı olmuştu adeta.

"Yapamadım..." Diyip gözünü diktiği gözümden çekip etrafına bakmaya başladı. "Bende onlar gibi kızımla ilgilenmek isterim tabi. Onu sallandırmak, ellerini tutup kaydırmak, elini tutup havaya fırlayıp  güldürme, etrafımda döndürüp  kahkahasını duymak elbette her anne gibi bende isterim. Ama..."Diyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Peki ben neden Ağlıyorum onun için mi yoksa kendi acım için mi. Bahane mi oldu ağlamam için. Peki niye yapamıyordu.  Neden istediğini yapamıyordu kızıyla.

"Sana engel olan ne?" Dedim zor çıkan sesim ile.

"Çünkü yürüyemiyorum..." Söylediği  şeyle donup kaldım. Hiç bir şeyi yok ama kadının  nasıl yürüyemiyorum diyor ki...
"Bakam öyle, ayaklarım yok benim..." Diyip giydiği uzun eteği yukarı çekti.  Dizinin üstüne kadar kesikti bacağı. Acısı bu işte, bacağı olmadığı için istediği gibi  kızını eğlendiremiyordu. 
"Evde hep sıkılıyorum derdi Bende hep onu buraya getiririm..." Nasıl geliyordu buraya bu şekilde. Sormak için Ağzımı açmıştım ama devam  edince sözüne sustum.. "Bakıcım var benim, o buraya getiriyor bizi. Ben sandalye ile arkada yürürken Bakıcım ve Kızm el ele yürüyorlar önümde. Keşke bende öyle yürüyüp elini tutsam kızımın diyip lanet ediyorum geçmişte yaptığım hata yüzünden..." 'geçmişte yaptığım hata yüzünden' kelimesini kullanınca daha çok üzüldü gibi hissettim.

"Ne hatası" dedim. Belki bi yardımım dokunur diye sordun ama söylediği sözlerle olmaz dedim  bir kerede olmaz dedim. Olamaz dedim.

"yıllar önce tecavüze uğradım ve o pis adamın yüzümden hamile kaldım.  Çocuğu aldırmak istiyordum ama geç kaldığımı aldıramadıklarını söylediler.  Onu öldürebilmek için türlü türlü ilaçlar içtim ve o ilaçlar sonucu pis bi hastalığa yakalandım.  Çocuğuma birşey olmadı ama o hastalık yüzünden hem bacaklarımı kaybettim hemde kızımın hayatını mahvettim"

.....

....

HAYIRLI BAYRAMLAR

Kitap 1.02 bin olmuş arkadaşlar. Destek veren herkese SONSUZ TEŞEKKÜRLER...

MARDİN'li  VYK_2016 WATTYS2016  VYM_2016Where stories live. Discover now