18. kıskançlık

9K 462 20
                                    

2 hafta sonra

Hayat hep acımızı yüzümüze vurur. Güleriz ama  sonuna kadar değil.  Severiz ama sonsuza kadar değil.
Aradan iki hafta geçmişti.  Kadının söylediği şeyle hemen eczaneye koşup hamilelik testi aldım. Eve gidip testi yaptım ve tek çizgi vardı.  Yani hamile olmadığımın belirtisiydi.


ya bende onun gibi olsaydım. Ya hamile olup onun öldürmek isteseydim. Ölmeyip hayatımız mahvolsaydı.

Iki  hafta içinde elimden geldikçe uzak durmaya, göz göze gelmemeye çalışıyordum Azad ile. Bawer de anlayamadığım birşey vardı. Yüzüme bakmıyordu, konuşmuyordu,  her odaya girdiğimde çıkıp gidiyordu.  Ama haklı, benim yüzümden  abisi ne hallere düştü. Şimdi yine Azad'ı kontrol etmem için odasına girdim.  Bawer yine sessiz kalan koltuktan kalkıp bana bile bakmadan geçti yanımdan. Azad ile göz göze gelmemeye gayret ederek yanına yaklaştım. Profesör dikişi tutulana kadar hastanede kalması gerek dedi, ve iki günde bir Pasuman yapmamız lazımmış. Şimdi ise Pasuman  günü yine. Oda bunu biliyormuş gibi hafif arkaya dönderdi kendini. Üstünde ki tişörtü yukarıya sıyırarak yarısının üstündeki Pasumanı çıkardım. Yeni Pasuman yaptım... Kapının açılmasıyla içeri babam ve Sidar girdi.  Bunların ne işi var burda...

"Geçmiş olsun ağam" diyen Sidar oldu. Ikiside  bana bakmıyordu. Çünkü ağa o. Amcama bile Söylememişken Azad ağaya mı söyleyeceğiz...

"Sağol Sidar" dedi Azad. Tanıyorlar birbirlerini. Babam ve Sidar bunu saklıyorlar  ama Azad ağa biliyor ve oda hiç bozuntuya vermiyor kendini. Azad da saklıyor bildiğini. Peki söyler mi herşeyi babama ve Sidar'a. Azad'a baktığımda bana baktığını gördüm.  Siyah gözleri sanki parlıyor gibi geldi bana. Ben onun aksine hüzünlü gözlerle bakıyordum ona...

"Sanada kolay gelsin abla" diyen Sidar'a baktım. Azad bildiği için içimde korku yoktu ilk günkü gibi. Ama babam korku dolu gözlerle Üçümüze bakıyordu. Sidar'ı kolu ile dürttü.  Sidar babama dönünce ne olduğunu anladı ve  korkarak o kahverengi gözlerini Azad'a çevirdi...

"Dilan doktorun senin kızın ve senin ablan olduğunu biliyorum..." Azad'ın sesi ile ona döndüm biran. Söyleyecek mi. Herşeyi. Nerden bildiğini.  Mert'i!. yapma der gibi başımı salladım Azad'a. Bir anlık bakıp tekrar babama ve Sidar'a döndü. "merak etme zafer amca bunu Kendal ağaya söylemeyeceğim. İçini ferah tut." Söylediği şeyle şok olmuşcasına ona bakarken babam ve Sidar ise derin bi 'ohh' çekti. Azad bana bakıp göz kırptı ve istemeyerekte olsa sırıttım...

♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥

"

İyi misin?" Sevginin sesi ile gözümü boş boş baktığım bardaktan çevirip Sevgi'ye  baktım. Iyi miyim. Bilmiyorum. Ama yinede "İyim " edim Sevgi'ye.

Babam Azad'ın bildiğini biliyor. Ama yinede burda haraketlerime dikkat etmemi söyledi. Ben dikkat ettim de   kimler dikkatimi bozdu. Mardin'liyiz Aşiretteniz. Biliyorum bunu. Töreyi herşeyi biliyorum. Ama hiç bi sır ölene kadar sürmezki elinde sonunda öğrenecekler herşeyi...

"Yeter artık şeker eridi" Sevgi'nin elimden aldığı kaşık ile yeni fark ettim çayı karıştırdığımı. Gözümü sevgiden alıp etrafıma  bakmaya başladım. Bana bakarak yaklaşan birini gördüm. Tam karşımda durup bana sarılınca  şaşırdım. Benden ayrılıp gözlerime baktı. Tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramadım kim olduğunu.

"Tanımadın mı kız beni" Diyip omuzuma vurdu.  Erkekti ama kız gibi gibi davranışları vardı. Ayağından başını kadar süzdüğümde ise pembe tişört üstünede kızların  mı  erkeklerin mi anlamadığım bi yelek vardı.
Tekrar omuzuma dokundu.
"Benim Kız Fatoş (fatih)" Ah şimdi tanıdım kim olduğunu benim sınıf arkadaşım kız gibi davranan fatih. Sevgi'nin gülmesi ile Fatih ve ben ona döndük.

"Fatoş kız ismi be" Diyip tekrar gülmeye başladı.  Bense sadece ona bakıp sırıttım.  Fatih ona göz devirip oturduğumuz masanın sandalyesini çekip oturdu.

"Senin burda ne işin var " dedim Fatih'in burda olma şaşkınlığı üstümden atarak.

"Sıkıldım Bursa da diloş" dedi.  Hep böyleydi bu. Kız gibi giyinişi var ve hiç kimsenin adını tam söylemez.

hayat keşke bunun gibi olsa. Kafaya takmaz,   hep gülen ve güldüren bi erkek.  Erkek mi kız mı diyim bilemedim. :)... 

"Neyse doyum olmuyor sizin sohbetinize ben kaçar malum hasta beni bekler" diyen sevgi ayaklanıp yanımızdan ayrıldı.

"Arkadaşın mı" diyen Fatih'e döndüm.

"Evet" Diyip kısa cevap verdim. Sevgi'nin arkasından bakınca Azad ve koluna girmiş Bawer ile kentine girdi. Azad ile göz göze geldik ama gözü yanımda ki ona sırtı dönük olan Fatih'i görünce kaşlarını çattı.  Kaşlarını neden çattı anlamadım... Bir anda elimin üstüne el değince Fatih'e baktım.

"İyimisin Dilan" ilk defa adımı düzgün söylediğini duydum.  Ama genelde önemli birşey olmadığı sürece adımızı düzgün söylemez.

"İyim Fatih" Diyip elimi elinin üstüne koyup sırıttım. Sağ tarafımdaki sandalyenin  çekilmesi ile ikimizde oraya döndük.  Azad dı.

"Pasuman yapmak için gelmedin bugün" dedi sinirli bir şekilde.  

Gözleri bana huzur gibi geldi biran. Sanki bütün derdimi götürmüş  gibiydi. Herşey unutulmuş gibi...

"İki günde bir Pasuman yapıyoruz ve yarım Pasuman yapılacak Azad bey" dedim bey kelimesi yakışmadı, zaten oda hoşlanmamış gibiydi.

"Bu kim diloş " diyen Fatih'e döndüm. Azad şok olmuşcasına Fatih'e  baktı.

"Azad bey..." Dedim benim yüzümden vurulan diyemedim.

"Merhaba ben Fatih  kısacası Fatoş diyebilirsin. Azoş" Fatih'in Azoş demesiyle gülmem bir olu. Azad sinirli sinirli Fatih'e bakarken ben gülme krizine girmiştim.....
..

Azad'ın ağzından

Yatakta yat yat nereye kadar. Bawer'e seslendim beni bu lanet olasıca odadan çıkaması için.  Hastanede duran biri değilim ama Dilan'ı bu şekil görüyorum ancak o yüzden katlanmam lazım buraya. Kantine indiğimde karşımda Dilan'ı görmem mutlu etmişti  beni ama yanındaki adam sinirlerimi bozmuştu hatta Dilan'ın elini tutunca hemen yanlarına yaklaştım ve oturdum. Adımı Azoş deyince üstüne atlayıp öldüresiye dövmek istedim ama Dilan'ın gülmesi herşeyi geri adım atmama sebep oldu.  O gülüşü dünya ile bütün bağımı kopardı.  Sadece ona odaklandım. Gözü beni görünce kahkasını susturdu. 

"Hmm. Şey. Imm, arkadaşım hep böylede" gülmesini bastırarak konuştu.  O hep böyle ise sende hep böyle kal demek istedim.... yanımıza telaşlı bir şekilde hemşire  geldi.

"Doktor hanım bi hastamız var. Ameliyata aldık durumu ağır lütfen gelirmisiniz." Dedi. Dilan tamam der gibi  kafasını sallayıp ayaklandı. Bende şu Fâtih midir Fatoş mudur neyse adı onun yanında durmamak  için kalktım yerimden ama gördüğüm şeyle içinde anlayamadığım bi kıskançlık belirdi. Çünkü şuan Dilan Fatih dene kız kılıklığının kucağında baygın bi halde duruyordu.

MARDİN'li  VYK_2016 WATTYS2016  VYM_2016Where stories live. Discover now