16. Bölüm

25.3K 618 81
                                    

Hatırlatma:

" herkes haddini bilsin o köle değil benim ,mirhan ağa'nın karısıdır"demişti.

Herkes şaşkın bir halde öfkeden deliye dönen adamı izliyordu. Mirhan ağa karısını ezdirmezdi elbet bu bilinirdi fakat bunu kuması için yapacağını hele aşiretin yengesine yapacağını kimse tahmin edememişti. Bu bi hakaretti onların gözünde. Mirhanın gözünde ise adalet ve olması gereken. Zine kendini normal şartlarda asla ezdirmezdi fakat konumu belliydi ve bayki aşiretine katti suretle bi terbiyessizlik yapmazdı keza oda bir ağa kızı idi. Aşiret ne ister en iyi o bilirdi. Mirhan iki adımda zine'nin yanına varmış elinden sıkıca tutmuş onları izleyen aşiretin kadınlarının gözlerine bakmıştı.

" o benim karımdır. Hiç kimse ona hakaret edemez onu alçaltamaz. Kuma olarak geldi doğru ama benim karım bayki aşiretinin ikinci hanım ağasıdır. Bir çocuk vercektir bu aşirete. Herkes diline sahip olsun ona yapılan hakareti bana yapılmış sayarım buda böyle biline." Diyip zine yi sürükler şekilde peşinden sürmüştü. Aniden durmuş zine yalpalamış son dakika düşmekten kurulmuştu

" yenge" diye seslenmişti mirhan.
Yenge bozulmuş bir şekilde suratsız bir ifade ile mirhana dönmüştü

" bu evde misafirsin evin hanımına nasıl davranılması gerektiğini en iyi sen bilirsin. O isterse bu eve gelir yer içersin o istemesse konağaın kapısından dahi giremessin" demişti sinirli bir ses ve alaycı bir tebessümle.

" sen ne söylersin ağa nerde görülmüş aşiret büyüğünün evden kovulması" diyip lafa atlamıştı mirhanın annesi

" sakın sakın birdaha bana cevap vermeyesin ana bu terbiyessizliğe müsade ettiğin için seninle ayriyetten görüşeceğim" diyp zine nin kolundan turup odadan çıkmıştı. Geride gürültülü kapanan kapı sesi ve sinirli suratlar vardı 2 kişi haricinde.
Melek ve dilber.

Dilber kocasının orda olmasına çok sevinmişti. Zine yi o bile kurtaramazdı çünkü. Daha ileri gitmiş olsaydı aşiret toplanır ve baba evine yollanırdı. Bu durumda kocası dahi bişey yapamazdı.
Mirhanın zine için söylediklerinonu az biraz üzsede aslında çok sevinmişti. Kocası karısını sonunda sahiplenmiş gibi görünüyordu. Bu aşirete bir çocuk gerekti ve bu çocuğu zine'nin vermesi gerekiyordu. İkisinin birbirine düşman olmasını izleyemezdi yüreği el vermiyordu zira. Zine daha küçük bir kadındı. Büyük acılar yaşamış küçücük bir kadın.
Dilber severek gelmişti bu eve. Yüzü hep gülmüştü. Tabiri caizse güle oymaya gelin olmuştu. Zine ise zorla evlendirilmişti. Aceba şuan zine nasıldı. Dilberin merak ettiği tek şey buydu.

" yenge inşallah bana kızmassın ama abim çok iyi yaptı yengemi ezdirmedi bu sürtüğe" die fısıldamıştı dilberin kulağına peşinden ufaktan kıkırdamıştı.
Dilber kaşlarını çatmış kafasını geri doğru çekmişti ne diyorsun ayıp gibsinden ve ufak bir çimdik atmayı da ihmal etmemişti.

" böyle bir terbiyessizlik görülmemiş ma biz burda neyiz senin oğlun bu aşiretin ağasıdır bilmezmi aşiret büyüklerine böyle birşey yapmak aşireti birbirine katar" diye kükremişti hakarrete uğrayan yenge. Elinde tesbihini çekip duruyordu bir yandanda zozan hanıma oğlunu eleştiriyordu.

" hele sürtüge bak sürtüge hem allah allah edi hem gıybet edi" diye fıaıldamıştı melek dilbere. Artık biraz sesli gülmüş olacaktı ki herkes meleğe bakar olmuştu.

" melek kızım söyle hele eğlendin?" Demişti yenge hanım sert bir ses tonu ile

" yok yengem estağfurullah ben ben şey benim aklımda bişey geldi ona güldüm sadece" diye kendini kurtarmaya çalışmıştı genç kız.

◇♡  Kördüğüm ♧♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin