13. Bölüm

25.7K 628 24
                                    

Hatırlatma:
" emin ol affedecek ağa, ama ben.."

Mirhan içkinin etkisi ile kendini öylece uykuya teslim etmişti. Elleri zine'nin ellerine kenetli, diz çökmüş vaziyette kafasını döşeğin kenarına iliştirmişti. Bu görüntüyü gören her insan mirhan'ın zine'ye kör kütük aşık olduğunu düşünebilirdi.
Ki biri vardı ki o bu görüntü ile öyle düşünmüştü.

Dilber uzun süre ikiliyi izlemişti. Dolabın önünde çökmüş kafasını iki elinin arasına almış öylece bakıyordu. Düşünceleri birbirini kovalıyordu.
O huzuru seven bir kadındı. Huzuru sağlamak adına kuma sı ile bile iyi geçinmeye çalışan ona bir abla şevkati ile yaklaşan muhteşem yürekli bir kadındı.
Bu görüntü ne kadar canını yaksada izleyip duruma kendini alıştırmaya çalışıyordu.
İçinden
" ağam o seni affedecek affetmesinede ben nasıl eski ben olacağım? Nasıl sevgine inanacağım? Sana bir daha öyle sevgi ile bakabilecekmiyim?" Diye kendi kendine sormuştu.
Şüphesiz dilber bu sözleri hiç bir zaman mirhan ağa'ya soramayacaktı.
Bilirdi. Bilirdi bir ağa'ya baş kaldırmanının hesap sormanın sonuçlarının ağır olacağını.
Oda bir ağa kızı idi.
Nasıl bu raddeye gelmişlerdi onu düşünüyordu deli gibi. Düşüncelerinden sıyrılıp yavaşca kapının kolunu indirmiş odadan çıkmıştı.
Mutfağa doğru inen merdivenlerden inmiş bi bardak alıp sürahi den suyunu doldurmuştu. Sırtını tezgaha dayamış eli ile tezgahtan destek alıp suyunu içiyordu.
Sahi çok mu iyiydi dilber? Böyle olmamalı mıydı? Çevresinde üstüne kuma gelen kadınların hepsi kumalarına hayatı zindan ederken dilber neden bunu yapmıyordu?
Doğru olan neydi?
Çoğu filimlerde romanlarda aşirete karşı gelinir işte öldürme planları yapılır vsvs bunlar hepsi laf.
Aşirette kadının hakkı kısıtlıdır. Kuma'nı indirmek mi istiyorsun onu gözden düşüreceksin. Yada belki saç başa girip kavga edecek veyahut iftiralar atacaksın.
Bunları dilber yapabilirmiydi?
Yapmazdı. Dilber o tiğniyette bir insan olmamıştı hiç bir zaman. Asil bir kadındı.
Kocasını seven ailesinin şerefini geldiği konağın namusunu düşünen bir kadındı dilber.

Üstüne kuma gelen kadına yol yordam gösterem hatta ve hatta ona kocasını baştan çıkarma taktikleri veren kişi idi dilber.
Ne tuhaf..
Kim bilebilirdi ki birgün böyle bişey olacağını. O bayki konağına gelin geldiğinde hele ki kocasına kör kütük aşık olarak geldiği evde böyle bişeyi yaşayacağını hiç ama hiç düşünmemişti.

Mirhanı ilk gördüğünde henüz 16 yaşında bir kızdı dilber. Onu bir düğünde görmüş görür görmez eli ayağı birbirine dolanmıştı. Kaçamak bakışlar atmış onu göz ucuyla izlemişti. Bi an
Mirhan ile göz göze gelmişlerdi ki o an yanaklarını al basmıştı. Elliyle yüzünü yellerken mirhanın ona gülümsediğini fark etmiş daha çok kızarmıştı.

İki hafta sonra komşuya gittiğinde bir çocuk ona not getirmişti. Notun içinde
" seni bekleyeceğim melek yüzlüm mezarlığın ilerisindeki tepeye gel" yazıyordu. Notun altında ise "M.B"
Dilber o an deli gibi gülüyor bi yansan etrafına bakığ bir yandan komşunun evine ulaşmaya çalışıyordu. Arkadaşı sevda ya durumu anlattığında ona yardım etmiş tepeye gitmesine yardımcı olmuştu.
Tepeye vardığında mirhan ağa ona sırtı dönük bir şekilde manzarayı izliyordu.
Ayak seslerini duymuş olsa gerek
" gelmeyeceksin sanmıştım dilberim" demişti sakin bir ses tonu ile.
" b-ben ş-şey" diyebilmişti dili döndüğünce.
Mirhan arkasını dönmüş ve şuan tam dilberle yüz yüze gelmişti.

" dilberim ben seni o ilk gün gördüğümde al al basan yanaklarını yellediğinde kalbimi sana hapsettim. Beni kendine bağladın. Eğer ki bende seni az da olsa kendime çekmişimse geri çevirme beni. Yemin ederim ki seni asla üzmem üstüne gül koklamam seni dünyanın değil gönlümün kraliçesi yaparım kalbimdeki tahtına kurulursun".
Çok kıroca gelmiş olabilir kulağa fakat bu sözler dilber için en güzel şiirin sözleri kadar anlamlı ve hoştu.

◇♡  Kördüğüm ♧♤Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt