16 - Çıkış

347 10 62
                                    

Lütfen bölüm gelme sürelerini sorgulayıp yazarı öldürmeye çalışmayınız. Tabi okuyorsanız =)

Ayrıca multimedya önceki bölümlerde sonradan eklendiği için adamakıllı görünmeyebilen arkadaşımın özel çizimi. Bu bölümde düzgün gözükmüş olsa gerek yoksa Watty'e yine lanet yağmuru saydıracağım.

İyi okumalar!

Frisk

Pekala, gece vaktiydi.

Evet, yeraltında gece ve uyku vakti.

Çooook mantıklı.

"Senin de uykun yok, değil mi?" diye sordu Chara karşımdaki yataktan.

"Nasıl olsun, baksana neredeyiz diye!" diye karşılık verdim. "Hazırız sanıyodum ama sakin kafayla baş başa dururken olayların... Gerçekliğinin farkına vardım. Ne yaptığımız ve ne yapmakta olduğumuzun. Ciddi ciddi ölümümüz olabilecek bir yola giriyoruz."

Chara yataktayken ne kadar omuz silkilebiliyorsa o kadar omuz silkti. "Zaten bunun için gelmemiş miydik? Frisk, ne yaptığımız veya ne yapacağımızın şu anda bir önemi yok. Tek uğraşmamız ve düşünmemiz gereken şey yolculuğu atlatmak ve sağ sağlim bariyeri kırarak yüzeye ulaşmak olmalı, duyguları sonra ön plana çıkarabiliriz bence."

"Haklısın..." diye mırıldandım ama hala içim içimi kemiriyordu.

"A-a-aaa, tereddüdünü buradan bile hissedebiliyorum Frisk. Çok mu korkuyorsun?"

"Hayır!" diye diklendim sinir olmuş sesimle.

"Frisk, yalanının kokusunu taa buradan alabiliyorum."

"Hayır korkmuyorum!" diye tekrar ettim inatla.

"Bu kadar korkuyorsan hep yanında olup sana bakacağım, tamam mı? Korkarken başına bir şeyler gelmesini istemem."

Tereddüde düştüm. Çünkü cidden korkuyordum. Chara'nın da bunu farketmemesi imkansızdı, resmen dalga geçiyordu ama...

"Söz mü?"

Güldü. "Söz."

Chara

*Sabah Vakti*

Asriel'in odamıza dalıp da heyecanla bağırışları olmasa saatlerce uyuyacağımdan emindim.

Onun yerine bağırıp yastığımın altına koyduğum gizli bıçağımı oraya buraya savurarak, "ÖL, ÖL, ÖL!" diye bağırmıştım.

Neden mi?

Bilmiyorum. Sanırım sadece korkup şaşırdığım için. Savunma amaçlı...

Her neyse!

Asriel korkuyla bağırıp geri çekilirken Frisk mahmur gözlerle bana baktı. "Şu bıçağı her zaman yanında taşımak zorunda mısın? Sonunda uyurken bir yerlerin kesilecek göreceksin!"

"Pardon..." dedim utanıp bıçağı indirerek. "Aniden uyandırılmalardan NEFRET ederim de. Neden böyle bir şey yaptın ki? İns- ee, düzgünce uyandıramıyor muydun?"

"Ee, ilk defa birilerini böyle uyandırıyorum da, heyecanlı olmasını istemiştim," dedi Asriel zorla gülümseyerek. "De pardon da... O NASIL bir tepkidir arkadaş? 'Öl, öl, öl!' ne?"

Undertale - Değişik Bir HikayeWhere stories live. Discover now