27/HESAPLAŞMA

797 50 45
                                    


Selamün aleyküm arkadaşlar👻
İyi okumalaaaarrr☺

-Esra'dan-

Kısa bir kahkaha daha attım.

-"Canım, seni annen bırakıp gitmiş, sevgilin mi bırakmayacak?"

-"Ne? An.. annem mi?"

Ne? Allah kahretsin! Esra ne yapıyorsun sen! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Allah aşkına?

-"N.. ne annesi Burak? Ben öyle bir şey demedim ki! Nereden çıkarıyorsun anne falan?"

Allah'ım inşaAllah Burak bu söylediğime inanır. Yoksa kendimi ölünceye kadar asla affetmem..

-"Esra bak kulaklarımla duydum, kıvırma! Seni annen bırakıp gitmiş sevgilin mi bırakmayacak dedin! Ne demek bu?"

-"B.. bir şey demek değil. Annen ile aran kötü ya, o yüzden ağzımdan öyle çıkıverdi işte. Afedersin."

Burak bu söylediğim yalana pek de inanmış gibi durmuyor. İnanacağa da benzemiyor.

-"Annem, yani evet tamam. Aramız iyi değil ama sen başka şeyler de biliyorsun! Esra, çabuk söyle!"

-"Yaa Burak yok öyle bir şey!"

-"Öyle mi? Peki, o zaman ben de şimdi gidip her şeyi babama sorarım."

-"Burak!"

-"Esra lütfen. Sen söylemiyorsan ben başka türlü de öğrenirim." dedi ve hızla çıktı. Kolumdaki serumu söküp çıkardım. Ayakkabılarımı giydim. Hemen çantamı elime aldım ve koşar adımlarla yattığım kabinden çıktım. Burak koşar gibi kocaman adımlarla hastanenin çıkış kapısına doğru yürüyordu. Ben de ona doğru koşarken Can'ın sesini duydum. Bana sesleniyordu ama hızımı düşürmedim. Buna rağmen Can beni kolumdan yakaladı ve kendine döndürdü.

-"Esra neler oluyor? Nereye böyle kaçar gibi?"

-"Can.. Can çok kötü bir şey oldu. Burak.. Burak.. Burak her şeyi öğrenecek. Her şeyi! Gitmem gerekiyor. Durdurmalıyız! Hadi Can hadi!"

Tekrar koşmaya başladım. Burak çoktan çıkmıştı hastaneden. Ona yetişmem gerekiyor. Can kısa bir süre duraksadıktan sonra o da benim ile birlikte koşmaya başladı. Tekrar kolumdan tutarak beni kendine çevirdi.

-"Esra hiçbir şey anlamadım. Ne demek Burak her şeyi öğrenecek? Neyi öğrenecek?"

-"Can lütfen! Her şeyi anlatacağım ama şimdi Burak'ı durdurmalıyız! Şu Allah'ın belası topuklularla da koşulmuyor ki!"

-"Tamam. Ben yakalarım Burak'ı." dedi ve beni burada bırakıp kendisi hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Ben de daha fazla beklemeden arkasından onun kadar hızlı olamasam da koşmaya başladım. Burak büyük bir ihtimalle arabasıyla gelmiştir. Hastanenin kapısından çıkıp etrafa bakınmaya başladım. Nerede olabilirler nerede olabilirler? İşte, buldum onları! Burak'ın arabasının yanındalar! Can Burak'ın kolundan tutmuş arabaya binip gitmesine mani oluyor. Hemen merdivenleri indim ve hızlı adımlarla ikisinin yanına gittim.

-"Bırak abi, gideceğim. Benden bir şey saklanıyor ve benim bunu öğrenmem gerekiyor!"

-"Burak tamam yine gidersin ama önce bir üçümüz oturup konuşalım."

-"Ne konuşacağız abi ne konuşacağız? Esra bir şeyler biliyor ama benden saklıyor. Belli işte. Benim bunları bir an önce öğrenmem gerekiyor."

Burak'a her şeyi olduğu gibi anlatsam mı? Cık, yok. Çok üzülür, kıyamam. Esra, Burak üzülür dersin ama en ufak tartışmanızda annen seni bırakıp gitti dersin öyle mi? Allah senin cezanı versin Esra! Yine de, her şeye rağmen Burak'ın bunu bilmeye hakkı var. Evet, kesinlikle buna hakkı var. Hem, annem beni sevmiyor diye ortalarda dolaşacağına kendi annesini arasın bulsun, değil mi ama? Hala tartışmakta olan Burak ve Can benim burada olduğumu unutmuş gibiler.

ESRAWhere stories live. Discover now