ESRA

19/ MESCİT

Selamün aleyküm. Ara yoruuuumm!!!

İyi okumalarr :)

-Esra'dan-

Neyse. Aaaa oradaki Merve değil mi? Sahii ben Merve ile Bahar'ın görüşmesini engelleyecektim. İyi oldu hatırladığım. Hemen gidip bir şekilde planımı faaliyete dökmeliyim. Ama nereye gidiyor bu yaa? Okulun o tarafında ne var ki? Nereye gidiyor bu kız? Bence öğrenmem gerekiyor. Sonuçta iyi kötü bir arkadaşım.

Fakültenin bahçesinde ilerlemeye devam ediyor. Fakülteyi geçtik. Nereye gidiyor? Ben buralara daha önce hiç gelmemiştim. İleride pembe renkli küçük bir bina var. Oraya mı gidiyor? Olabilir. Peki ne işi var orada? Neresi orası?

Tahminlerimde yanılmamışım. Pembe binanın kapısını açtı. Ayakkabılarını çıkarıp eline aldı ve içeri girdi. Ardından kapıyı da kapattı. Çok güzel! Nereden bileceğim şimdi ben burasının ne olduğunu?

Ön tarafında iki küçük penceresi var. Belki de yaklaşıp pencereden içeri bakmalıyım. Evet evet. En mantıklısı şu anda bu, galiba.

Binaya doğru küçük adımlarla yürümeye başladım. Merve içeri gireli bir dakika bile olmamıştı. Dikkatli olmalıyım. Yani, beni görmesini istemem, kesinlikle istemem.

Pencereye yaklaştım ve içeri bakmaya başladım. Burada birkaç tane daha kız var. Napıyolar bunlar yaa? Peki Merve nerede? Neden onu göremiyorum?

Aaa işte orada! Pencereye mi döndü, bana mı öyle geldi? Hemen eğilerek pencerenin altına saklandım. Allah'ım lütfen beni görmesin. Lütfen beni görmesin. Lütfen...

Ve ben böyle dua ederken üstümdeki pencere açıldı ve Merve başını dışarı çıkarttı. İşte şimdi rezil oldum. Offff!

-"Esra, ne işin var senin burada? Ayrıca ne yapıyorsun sen öyle pencerenin altında? Kimden saklanıyorsun?"

Al işte! Gördü beni! Ondan saklandığımı da anladı! Süpper! Bravo Esra! Kendini itina ile rezil etmeyi başardın! Neyse, şimdiiiii inkar time!

-"A-a ne saklanması canım? Küpem düşmüştü onu arıyordum."

-"Küpen kulağında Esra."

Tabii ki küpem kulağımda! Esra Merve yobaz falan olabilir ama kör değil. Neyse, hallederim beeeenn!

-"Tabii ki kulağımda. Çünkü onu şimdi buldum ve kulağıma taktım. Tam kalkıyordum ki sen geldin."

-"Hmm, peki ne işin var senin burada?"

-"Neden? Gelemez miyim? Hem ne var ki burada? Sen niye geldin peki? Ne yapıyorsunuz burada? İçerde de birsürü kız var. Sahi neden hiç erkek yok? Hem ne yapıyorlar onlar öyle? Ayin falan mı yapıyorsunuz? Eğilip kalkıyorsunuz, yatıyorsunuz falan? Anlamadım ki ben ne yaptığınızı. Eee anlatmayacak mısın burada ne işin olduğunu? Anladııım, sen de ayine katılmaya geldin. Ne ayini bu? Yani ne için toplanıyorsunuz?"

Şimdiye kadar Merve'yi hiç böyle gülerken görmemiştim. Baya katıla katıla gülüyor. Hayır ne var bu kadar gülünecek anlamıyorum ki! Bana mı gülüyor yoksa?

-"Bana mı gülüyorsun sen? Ne var bu kadar gülünecek?"

Sesimden aşırı derecede öfkelendiğim belli oluyordu. O da anladı sanırım, yavaş yavaş kendini frenlemeye çalışıyordu. Yine de kıkırdamasına engel olamıyordu.