4/GERİCİ

1.9K 141 13
                                    

Selamün aleyküm. İyi okumalar.


-Bahar'dan-

Otobüsle okula geldiğimde içimde müthiş bir heyecan vardı. Hem üniversitenin ilk günü, hem de Esra ve Burak beni ilk defa böyle görecek ve galiba ikincisinin heyecanı daha ağır basıyor. Ne tepki vereceklerini öyle çok merak ediyorum ki anlatamam.

Tamam. Esra kapalı insanlar hakkında pek iyi şeyler düşünmüyor olabilir ama sonuçta ben de onun en yakın arkadaşıyım. Hıh bana da sırt çevirecek hali yok, değil mi?

Esralarla kafeteryada buluşacaktık. O yüzden oraya doğru yürümeye başladım. Kalbimin sesini yürürken bile duyabiliyorum. İnşaallah buralara bir yerlere düşüp bayılmam.

Esra nerede acaba? Gelmedi mi yoksa daha? Hah orada işte.

"Esraa!" Beni görmedi. Neyse ben de yanına giderim.

Omzuna dokudum. Arkasını döndü, bana baktı ama öyle bir baktı ki o bakışı hayatımın sonuna kadar unutabileceğimi sanmıyorum. Gözlerini kocaman kocaman açtı. Ayy kalbine inmesin? Yok canım o kadar da değil. Şu an çok korkuyorum. Esra bana öldürecekmiş gibi bakıyor. Benim yerimde şimdi siz olsaydınız arkanıza bakmadan koşa koşa bu okuldan kaçıyor olurdunuz. Şaşkınlığını biraz olsun üstünden atmış olacak ki ağzını konuşmak için açıp açıp geri kapatıyor. Nedense Esra düşündüğümden daha fazla tepki verecekmiş gibi hissediyorum.

"Bahar ne oldu sana böyle?" Evet, başlıyoruz.

"Ne olmuş bana Esra?"

"Ben de sana onu soruyorum Bahar. Ne yaptın kendine böyle? O güzel saçlarını mahvetmişsin ! Sen nasıl olur da kafana o bez parçasını bağlayabilirsin? Ben yoldan geçen kapalı insanlara yobaz derken en yakın arkadaşımın da bir yobaz olacağını aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Bana bunun bir şaka olduğunu söyle lütfen."

Esra'nın bu kadar ağır bir tepki vereceğini, kapalı insanlara karşı içinde böyle bir kin beslediğini hiç fark etmemiştim. O benim en yakın arkadaşım ve ne olursa olsun benim yanımda olmalıydı. Karşımda değil.

"Esra biraz sakin olur musun? Bu şaka falan değil. Aynı zamanda sana sadece inançları uğruna başlarını kapatmış insanlara yobaz diyebilme hakkını sana kim veriyor? Biraz daha sakin ol. Tabi başörtülü insanlara karşı da biraz saygılı ol."

Tamam, Esra en yakın arkadaşım olabilir ama bu da başörtülü insanlara karşı söyleyeceği şeylere karşı sessiz kalacağım anlamına gelmiyor.

"Sen bana ne değinin farkında mısın? Sakin ol diyor yaa, sakin ol ! Nasıl sakin olabilirim Bahar? Sen nasıl o şekilde dışarı çıkabiliyorsun aklım almıyor! Senin kafana saksı falan mı düştü? Onlar gericiler Bahar, unuttun mu? Onlar Atatürk'ün bize bırakmış olduğu laik Türkiye Cumhuriyetini değiştirmek istiyor. Onlar ülkemizin huzurunu bozmak istiyor. Tekrar eskisi gibi şeriatla yönetilme-"

"Esra yeter artık. Başörtülü insanların senin saydığın bunca şeyle hiçbir alakası yok. Sen ve senin gibiler çıkartsa gözündeki şu at gözlüklerini Türkiye zaten refaha kavuşacak."

"Şimdi anlıyorum, senin kafana saksı falan düşmemiş. Ya araba çarpmış, hafızanı kaybetmişsin, ya da içine bir yobazın ruhu kaçmış. Senin aklına bu düşünceleri kim soktu, başına o başörtüyü kim taktı hiçbir fikrim yok ama o düşünceleri de, o başörtüsünü de senin başından ben çıkartacağım."

Ben daha söylediklerini hazmedememişken birden bana doğru atıldı. Başörtümü tutup çekiştirmeye başladı. Ben hem büyük bir şok geçiriyordum, hem başörtümü bırakması için yalvarıyordum, hem de başımdan çıkartmaması için ben de başörtümü tutmaya çalışıyordum. Etrafımızda ise kocaman bir halka oluşmuş bizi seyrediyor, bir Allah'ın kulu da çıkıp bana yardım etmiyordu.

ESRAWhere stories live. Discover now