#14

14.6K 1.6K 723
                                    


Yoongi kulağıma eğilip fısıltıyla saklandıkları yeri söyledikten sonra soluk soluğa kendini yanıma atmıştı. O kadar hızlı nefes alıyordu ki onun için endişelenmeye başlamıştım.

''İ-İyi misin?''

Kahkaha benzer bir ses çıkarıp beni kendine çekti. Seviştiğimiz süre boyunca sıcacık olan vücudu şimdi buz gibiydi.

''Burada geçirdiğim en güzel geceydi.''

Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözlerinden fazlasıyla yorgun olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Onu fazla mı yormuştum?

Onun ne durumda olduğunu ya da bana ne olacağını düşünmek aklıma gelmemişti gece boyunca. Ve şimdi onun giderek normale dönem kalp atışlarını dinlerken içimi korku salmıştı. Bundan pişman değildim ama bu yüzden hasta olmak da istemezdim. Virüsün nasıl bulaştığını biliyor olsaydım daha rahat olabilirdim.

''Korkma.''

''Ha?!''

Saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı.

''Sana bir şey olmayacak.''

''Gerçekten telepatik olmadığına emin misin?'' dedim dirseğimden destek alarak kalktığımda.

''Elbette. Yoksa ne için endişelendiğini nereden bilebilirim?''

Güldüğünde benimle dalga geçtiğini fark etmiştim. Zihin okuma gibi bir yeteneği yoksa nasıl bilebiliyordu ne düşündüğümü?

Kafamı yatağa geri koyduğumda odanın köşesindeki ışığı yanıp sönen kamerayı fark ettim.

''Siktir!''

''Sakin ol, Jimin-ah. Karıncalardan başka bir şey izleyemeyecekler.'' dedi önce.

''Sıcaklığını biraz daha hissetmeme izin ver.''

Boğuk çıkan sesi sayesinde dakikalar sonra uykuya dalması beni şaşırtmamıştı.

Onu uyandırmamaya dikkat ederek yerimden kalkıp kıyafetlerimi giydim. Ve giysilerim boynumdaki morlukları kapatmıyordu. Bunun için fular takmam ya da boğazlı kazak giymem gerekecekti. Son kez Yoongi'nin dudağına yumuşak bir öpücük bırakıp odadan çıktım.

...

''Barda sana yeni birini bulduklarını söylediğimde onunla yatacağın aklımın ucundan bile geçmezdi, Jimin!''

Yatağımda oturmuş heyecanla konuşan Taehyung'u duymazdan gelerek saçlarımı kurulamaya devam ettim.

''Nasıldı peki?''

''Ne nasıldı?''

''Jimin! Biz onlara yaklaşamıyoruz bile. Sense-''

''İyiydi işte. Ne bekliyorsun?''

''Sadece iyi miydi?'' dedi havluyu elimden geçerken.

''İyiydi.''

''Hadi ama!''

Ne önemi vardı ki nasıl olduğunun? Hem bana yeri öğrenip öğrenmediğimi sorması gerekmez miydi?

''Tamam.'' dedim iç çekerek.

Gözleri parlayıp gülümsemesi büyüdü.

''Şu ana kadar olanların içinde en iyisiydi.''

''O vücuda rağmen, huh?''

Cevap vermemiştim.

Hazırlanıp birlikte Bay Min'in odasına gitmiştik daha sonra.

Beni bekliyorlardı anlaşılan. Çünkü kapısındaki görevli beni görür görmez selam verip kapıyı açmıştı.

Bay Min, her zamanki yerinde oturuyordu.

''Geçin lütfen.'' dedi eliyle koltukları gösterirken.

''Oğlum nasıl?''

Gerçekten umrumda mıydı ki?

''Bunu kendisine sormalısınız.''

''Morluklarınızı iyi gizleyememişsiniz, Bay Park. Gitmeden önce sağlık kontrolünden geçmenizi tavsiye ederim.''

Gözlerini kısarak bana baktığında gerildiğimi hissetmiştim.

''E-Elbette.''

Ellerini birbirine kenetleyip masanın üzerine koydu. Ona söyleyip söylememe konusunda kararsız kalmıştım. Eğer söylersem insanları katledeceklerdi ve Yoongi'nin söylediğine göre de küçümsenmeyecek sayıda insan yaşıyordu orada.

''Bay Park?''

''Ah, evet.''

''Bekliyorum?''

Taehyung'a baktım göz ucuyla ama onun da yüzü gerilmişti. Söylemekten başka şansım yoktu.

''Birinci bölge.''

''Birinci bölge mi? Oranın her santimini aradık. Yerin üstünde tek bir canlı bile kalmadı.''

''Yerin üstünde değil zaten, altında.''

Gözleri önce şaşkınlıkla açılıp daha sonra kısıldı. Düşünüyor olmalıydı.

''Anlıyorum. Yeraltı demek.''

Taehyung rahatlamış gibiydi. Mimikleri normale dönmüştü.

Bu bilgiyi böyle bir adama vermekle doğru mu yapmıştım, artık emin değildim. Hükümete güvenebilir miydim?

''İstifa dilekçeniz hazırsa masama bırakabilirsiniz.''

İstifamı Taehyung yazmıştı benim için. Çünkü bu tarz şeylerden zerre kadar anlamazdım.

Taehyung ayağa kalkınca ben de kalktım.

''Son kez...''

Bay Min kafasını bana çevirdi.

''Son kez onu görebilir miyim?''

Bayılana kadar kusmak istememe neden olacak bir kahkaha atmıştı söylediğimle.

''Elbette, ona veda edebilirsiniz.''

Veda kelimesini vurgulaması beni endişelenmişti.

Yoongi'ye söz vermiştim. Bu onu tekrar göreceğim anlamına geliyordu. Öyle olmalıydı.


















































Smut kısmını bekliyor muydunuz?
Atladığım için üzgünüm.

Contagion - YoonminOn viuen les histories. Descobreix ara