#38

9.1K 1K 143
                                    


''Hoseok nerede?''

En son bıraktığımda da aynı koltukta, aynı şekilde oturuyordu Taehyung.

''Bir yerde bir şeyler olmuş sanırım, emin değilim.'' dedi omuz silkerek.

''Seninki nasıl?''

''Uyuyor.''

Bütün gece Yoongi'yi izlemiştim uyumayıp. Sık sık ateşi çıkmıştı ve sayıklayıp durmuştu.

''Sen iyi misin?''

Yanına oturup örtünün altına girdim.

''İyiyim.''

''Jimin, burada kalamayız. Farkındasın, değil mi? Hem benim için hem de senin için güvenli değil bu yer. Kimse için değil.''

Bunu biliyordum. Ama dışarısı da güvenli değildi. Yoongiler'in kaldığı yeri ve ne şartlarda olduklarını biliyorduk. Bunu öğrenmek için bize işkence yapabilirlerdi. Ve tesiste gördüklerimi düşürsem, dayanamayıp bir şeyler söyleyebileceğimden korkuyordum.

''Yakında her şey bitecek zaten. Biraz daha sabredemez misin?''

''Jimin-''

Taehyung'a sokuldum biraz daha. Yoongi'nin sıcaklığından daha farklı bir sıcaklığı vardı vücudunun. Kalp atışları, her nefes alışında inip kalkan göğsü farklıydı.

''Yakında evimize gideceğiz, söz veriyorum.''

...

-Yoongi-

Hoseok yarım açılmış kapıdan içeri kafasını sokup ''Girebilir miyiz?'' dediğinde başımı olumlu anlamda sallayıp yattığım yerden kalktım. Kemiklerim ağrıyordu ve yeryüzünde bu ağrıyı dindirecek bir ilacın var olup olmadığını bilmiyordum.

''Nasıl hissediyorsun?''

Namjoon, Jimin'in oturmuş olduğu sandalyeyi karşıma çekip oturdu.

Jimin yanımdayken o karşımdaydı.

''Dökülüyorum.'' dedim gülmeye çalışarak.

Ama bu canımın daha da acımasına neden olmuştu.

''Rahat uyudun mu?''

Jungkook'lu kabuslarla geçirdiğim bir gecenin rahat olma ihtimali yoktu. Hoseok'a, Namjoon'a, Yugyeom'a ve en önemlisi Jimin'e yalan söylemiştim ölümü konusunda.

''İyiyim ben. Neden buradasınız?''

Namjoon kollarını birbirine geçirip arkasına yaslandığında ''Çünkü baban burada.'' dedi.

Göğsümdeki damarların gerildiğini hissediyordum ama sinirli değildim.

''Ne demek istiyorsun?''

''Elbette buraya giremez ama binanın etrafını araçlar sarmış. Askeri araçlar.''

Yerimizi çoktan biliyorlardı ve şimdi mi akıllarına gelmişti bu?'

''Seni ve o iki arkadaşını bekliyorlarmış anlaşılan. Bir taşla iki kuş.''

''Planınız var mı?''

''Birkaç kişi seni teslim etmemiz gerektiği konusunda hemfikir. Çünkü o herif senin için burada olduğunu söyledi.''

''Bunu yapacak mısınız?''

''Aptallaşma, Yoongi. Kimseyi kimseye vermeyeceğiz.''

Hoseok kalkmış olduğum yatağa oturdu.

''Peki ya diğerleri?''

''Cesetleri tellerden dışarı attık.'' dedi Namjoon gülerek ve gülüşü midemi bulandırmıştı.

''Benim için bunu yapmanıza-''

''Senin için yapmıyoruz. Hükümet binasına girmemiz için sana ihtiyacımız var.''

Buna şaşırmamıştım. Benim gibilerle bile insanlarla olduğumdan çok daha iyi değildim. İki taraf için de değerli değildim. Her zaman böyle olmuştu.

''Ne düşünüyorsun?''

''Okuyamıyor musun?''

Namjoon'un kaşları çatıldı.

''Zihnine giremediğimi biliyorsun.''

''Elbette biliyorum.''

Paslanmaya yüz tutmuş dolaptan birkaç kıyafet çıkarıp üzerimi değiştirdim.

''Nereye gidiyorsun?''

''Gitmeden önce görmem gereken biri var.''





















Birkaç bölüm Yoongi'nin ağzından anlatmayı planlıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Birkaç bölüm Yoongi'nin ağzından anlatmayı planlıyorum. Umarım bir sakıncası yoktur. >.<

Contagion - YoonminWhere stories live. Discover now