Bölüm 18㊚

1.6K 96 131
                                    

Baekhyun ve Chanyeol gergin bir şekilde birbirlerini süzüyorlardı. Gecenin bir vakti Chanyeol'un kapısına dayanan Baekhyun, Shi Ra'nın üstü kapalı bahsettiği teras olayının tamamını duymak istemişti. Chanyeol kaşlarını çattı ve gergin ortama uyan gergin bir ses tonuyla "Öğrenip ne yapacaksın?"diye sordu. 

Baekhyun alaycı bir gülüş atıp "Olayın içinde adım geçiyor. Ve bu olayın suçlusu da sensin değil mi?"dedi, Chanyeol yutkunmuştu.

Kafasını itiraz eder gibi iki yana salladı.

"Shi Ra o terastaki adama karşı hiçbir şey hissetmiyor. Beni seviyor."dedi, ses tonunu kaplayan özgüven elle tutulur cinstendi.

"Terastaki adam sendin değil mi?"dedi Baekhyun onun son söylediğini duymazdan gelip düşüncelerini teyit ettirmek istercesine.

 "Evet."dedi Chanyeol, yüz hatları gerginleşmişti.

"Peki, neden ona yalan söyledin? Ona kötü bir şey mi..." Chanyeol ellerini masaya vurup hışımla ayağa kalktı.

"Dediğini kulağın duysun! Ona zarar vermem ben!"diye sesini yükseltti. Baekhyun inanmaz bir bakışla ona bakıp "Peki neden?"diyerek sorusunu tekrarladı.

Sinirlerini toparlayıp yavaşça yerine oturan Chanyeol "Çünkü o an aramız limoniydi, benden nefret etmesinden korktum. Yalan söylemek istemesem de... Bir anda ağzımdan çıktı işte." 

Baekhyun iki elinin parmaklarını birbirine kenetleyip ellerini masaya yerleştirdi ve bir sır verir gibi Chanyeol'a eğilip "Onu sevdiğimi biliyorsun."dedi.

Chanyeol sinirle kaşlarını çatarken "Ne zamandır?"diye sordu ve yüzünü pencereye çevirdi, güzel Jeju manzarası bile sinirlerini sakinleştirmiyordu. Baekhyun çok uzun bir şey anlatacak gibi nefesini toparladı ve arkasına yaslandı.

"Onu ilk olarak yeni fabrikalarının şantiyesinde görmüştüm."diye başladı.

"Fabrikalarımız yan yana yapılıyordu, bizimki biraz daha önce bittiğinden ben son kontrolleri yapmak için oradaydım. Dışarı çıktığımda gözüme çarpan ışık nedeniyle afalladım ve yüzümü çevirip baktığımda ışığın bir baretten yansıdığını gördüm, tam sinirle sahibine ilerliyordum ki önündeki plandan kafasını kaldırdı ve baretin altından görünen saçları o hafif rüzgârda dalgalandı.

Gitmem gerektiğini biliyordum ama orada kalmak istiyordum. Adamlarımı gönderip onu en iyi açıdan görebileceğim yere konuşlanmış arabama geçtim." Chanyeol dişlerini sıktığını fark edince kendini sakinleştirmeye çalıştı ama elinde değildi.

"İşi biraz uzun sürmüştü ama o kafasındaki beyaz şeyi çıkarıp saçlarını iki yana salladığında benim için üstündeki pelerini atmış bir peri kızı gibiydi. Ben onu daha önce birkaç tane yemekte uzaktan görmüştüm, genellikle konuşma işini babalarımız hallederdi. Ve o yemeklerde hep ciddi, sert bir havası vardı. Ama karşımdaki melek gülümsüyordu! Nasıl ona âşık olmazdım ki? Ben ona âşık olalı bir sene oldu ama cesaretimi toplayamadım." Chanyeol'un canı sıkılmıştı, sanki bu adam Shi Ra'yı kendisinden daha fazla seviyormuş gibi bir korkuya kapılmıştı.

Kendini sağlama almak için "Ama o bana âşık."dedi, Baekhyun'nun yüzü hemen düşmüştü.

"Onun için savaşabilirim. Elimden gelenin de iyisini yaparım."dedi, ses tonu kararlıydı.

Bu hali Chanyeol'u ürkütmüştü.

Yutkunmasını belli etmemeye çalışarak "Bence konuşmamız burada son bulmalı."dedi ve kalkmaya yeltendi. Baekhyun'un kararlı eli onun koluna yapışınca duraksadı ve kaşlarını çatmış şekilde kendine bakan adama gözlerini dikti.

My Husband ||Chanyeol||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin