1. BÖLÜM - KAMP

5.6K 393 285
                                    

Elimdeki malzemeleri arabanın bagajına koyarken ailemizin bu yegane geleneğinden ne kadar hoşlandığımı haykırıyordu yüzümdeki koca gülümseme. Her hafta istisnasız kamp yapmaya giderdik. Şehrin hemen dışında bulunan orman ikinci evimiz gibi olmuştu adeta. Pek çok yerini bilirdim. Kuzenim Peter ile çıktığımız keşif yolculuklarının tadıysa bir başka olurdu. Ormanda keşfettiğimiz minik göle girmiştik bir keresinde. Havanın soğuğu bedenimize işlerken yaptığımız bu şey deli saçmasıydı. Sonucunda hasta olan kişi ben olmuştum zira Peter domuz gibiydi. Bir kez olsun hastalandığına şahit olmamıştım. Bense en ufak bir şeyde yataklara düşer, o lanet soğuk algınlığını bir türlü atlatamazdım. O zamanlarda hem annem hem de babam başımda beklerdi. Benim için endişelenmeleri kendimi suçlu hissetmeme sebep olsada sevgilerine doyamazdım hiç. O yüzden bundan şikayet etmemmiştim. Annem kızıl saçlarımı okşarken babam keyfimi yerine getirmek için komik hikayeler anlatırdı. Onları çok seviyordum.

Elimdekileri bırakıp tekrar eve girdim ve bir kaç parça daha malzeme alıp yeniden arabanın yanına geldim. Getirdiklerimi de bagaja yerleştirdim.

Annem de hemen ardımdan çıktı evden. Bir kaç malzeme getirip bagaja koyduktan sonra yanağıma bir öpücük bıraktı. Kızıl saçlarını savuran rüzgar aheste aheste esiyordu.

Annemin, "Sen arabaya geç. Zaten çok fazla eşya kalmadı. Gerisini babanla hallederiz biz." demesi üzerine, "Evden sırt çantamı alıp geliyorum anne." diyerek geri dönüp eve girdim. Koşarak odama gittim ve akşamdan hazırladığım siyah çantayı alıp arabaya bindim. Dünden razıydım buna. Zayıf bir bedenim vardı, dayanıksızdım. Buna rağmen ailemin güçlü olduğumu söylemesine anlam veremezdim. Spor yapmazdım, eh evden de pek dışarı çıkmazdım zaten. Bağışıklık sistemimin de zayıf olması üzerine tuz biber ekiyordu. Güçlendirmek için pek uğraşmazdım. Bedenimin tek iyi yanı metabolizmamın iyi çalışmasıydı muhtemelen. Peter, 'Ot gibi yaşıyorsun.' derken son derece haklıydı. Hayatımdaki tek aksiyon sabahları yataktan düşmemdi. Eh bu da sıkça yaşadığım bir diğer problemdi.

Aşağıya inerken babamın katlanabilir bir masayı dışarı çıkardığını gördüm. Sanki elindeki şey ağırlıksızmış gibi bir tavır sergiliyordu. Gençken yaptığı sporların getirisi olduğunu söylerdi hep. Pek çok dövüş dalında derecesi vardı babamın. Bunların hepsine nasıl yetiştiğiyse hala daha merak ettiğim bir şeydi. Çünkü ben satranç kulübüne zar zor yetişiyordum.

"Alacağımız her şeyi aldık mı?" diye sordum arabanın yanına geldiğimizde. Ben üst kattayken halletmişlerdi. Aslında pek oyalanmamıştım ama muhtemelen çok fazla eşya yoktu.

"Evet, aldık her şeyi. Sen bin arabaya ben de o sırada Max'i arayayım. Onlar ne durumdaymış öğrenelim." diyerek cebinden telefonunu çıkardı babam.

Max benim amcamdı. Kuzenim Peter'ın babasıydı. Zaten çok fazla da akrabam yoktu. Bir şekilde Smith ailesinden geriye yalnızca biz kalmayı başarmıştık. Ailemizin kalanı trajik biçimlerde ölmüştü. Dedem, arabasının frenleri bozulduğu için kaza yapmıştı, halam, yamaç paraşütü yaparken çıkan o beklenmedik fırtına yüzünden hayatını kaybetmişti. Daha pek çok hikaye dinlemiştim böyle ve bazen ailemin üzerinde bir lanet olduğunu düşünüyordum.

Arabaya binip arka koltuğa yayıldım. Sırt çantamı bagaja bırakmamıştım çünkü onu yastık olarak kullanmayı planlıyordum. Annem ön koltuğu geriye doğru itip kendine yer açtı. Bir kadına göre uzun olan boyu sebebiyle dar alanlarda pek rahat edemezdi. Onu anlıyordum. Boyum onunkine nazaran kısa olsada klostrofobimin olması bile yeterliydi o dar alanların rahatsız ediciliğini anlamam için.

"Max'in işi çıkmış. Öğlene doğru geleceklermiş ancak." dedi babam arabaya bindiğinde. Ufak bir mırıltıyla onayladım onu ve başımı çantama yasladım. Kafasını yastığa koyduğu gibi uyuyan insanlardandım ben. Her an her yerde uyuyabilirdim. Bu da arada aklıma hipersomnia olabileceğim ihtimalini getirirdi. Sorf bu paronoyaklığım yüzünden doktor kapılarını az aşındırmamıştım bugüne kadar.

ŞİFACI ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin