5. BÖLÜM - ÇİÇEK

2.6K 294 111
                                    

Sokaklar yine bomboştu. Ne araç geçiyor, ne de başka insanlar görünüyordu. Belki de bunun sebebi yaşadığımız evin, kasabanın dışına olan yakınlığıydı.

Peter ile birlikte sırt çantalarımızı almıştık ve kasabanın lisesine doğru yürüyorduk.

Bulunduğumuz bölge kıyıda köşede kaldığından dolayı çok fazla bilinmiyordu. Buraya gelinceye kadar böyle bir kasabanın varlığından bile haberim yoktu ki pek fazla turistin de geldiğini düşünmüyordum. Öte yandan turist çekmek için inanılmaz malzemeleri olduğu da bir gerçekti. Eski bir kilisesi vardı mesela. Muhtemelen bir kaç yüzyıllık bir tarihi olmalıydı. Keza Peter'ın bahsettiğine göre kütüphanenin de ondan pek bir farkı yoktu. Ve benim internetteki araştırmalarım sonucunda edindiğim bilgilere göre ormanın ortasında harabeler de vardı. Bu tarz yerleri severdim fakat bu kasabanın bana tuhaf hissettirdiği de bir gerçekti.

"Gergin misin?" diye sordu Peter. Başımı salladım. Orada nasıl karşılanacağımı bilmiyordum. Genelde insanlar tuhaf olduğumu söyler ve benden uzak dururlardı. Muhtemelen aynı muameleyi burada da görecektim. Peter ise benim aksime hep çok sosyal birisi olmuştu. Spor aktivitelerine karşı doğuştan gelen bir yeteneği vardı ve ailemizin geleneği muhtemelen onun üzerinden ilerleyecekti. Çünkü ne yazık ki ben bedenen ailenin geri kalanı kadar gelişmiş değildim.

"Fazlasıyla gerginim. Umarım satranç kulübü vardır. En azından oradaki insanlarla iletişim kurabilirim diye düşünüyorum."

"Hadi ama!" diye isyan eden Peter'a döndüm. Onaylamaz bakışlar atıyordu bana. Bunun sebebi kendimi sınırlamamdan kaynaklanıyordu fakat sınırlarımı aştığımda başıma hep kötü şeyler geldiğinden buna çabalamadığımın da farkındaydı.

"Ne?" dedim. "Satranç oynamayı seviyorum."

Bu kesinlikle yalan değildi fakat Peter yine de göz devirdi.

"Olivia yeni bir yerdeyiz. Yepyeni bir başlangıç yapabilirsin burada. Eminim karşılaşacağımız kişiler senin düşündüğün gibi olmayacaktır. Ben buna inanıyorum, lütfen sen de biraz çabala."

Başımı salladım onaylarcasına. Şimdilik bununla yetinmeliydi kuzenim çünkü kendimi bir şeyler için çabalarken hayal edemiyordum. Ben genelde hayatın akışına bırakırdım kendimi ve önüme çıkan engellerle savaşmak yerine onlardan kaçardım. Şimdi kendi kendime engel olmaya hiç niyetim yoktu.

Okul binasına yaklaştığımız sırada çevremizde insanlar belirmeye başlamıştı. Pek çoğu öğrenciydi ve herkes yürümeyi tercih ediyordu. Öğretmen olduğunu düşündüğüm bir kaç kişi bile yürüyerek geliyordu okula. Bu gerçekten ilginçti. Normalde, daha öncesinde gittiğim okulda, öğrenciler bile arabalarıyla gelip giderdi. Böylesine sıradan bir yöntemle seyahat etmek beni oldukça şaşırtmıştı ama bir o kadar da sevindirmişti.

Okul bahçesine girdik. Bir kaç kişinin bakışları anında bizi buldu ve ben bakışlardan itinayla kaçtım. Peter ise kollarını etrafıma sardı anında. Beni, insanların bakışlarından bile, korumaya çalışması her zaman ona bir abi gözüyle bakmamı sağlıyordu ama gerçekte ikimiz de aynı yaştaydık.

"Umarım ders programımız aynı olur." dedim. Daha başka insanlarla muhatap olmak istemiyordum çünkü. Peter beni onaylarcasına başını sallarken okul binasına girdik ve ders programımızı aldık. Neyseki programlarımız aynıydı. Bu beni bir nebze olsun rahatlatmıştı.

"İlk dersimiz matematikmiş." dedim. Fena sayılmazdım bu derste ama yine de ilk tercihim olmazdı kesinlikle.

"Birisine sınıfı soralım." dedi Peter. Önceliğimiz sınıfı bulmaktı, sonrasında dolaplarımızı bulup eşyalarımızı bırakacaktık. Dersin başlamasına henüz yarım saat vardı ve bu kadar erken olmasına rağmen etraf öğrenci kaynıyordu.

ŞİFACI ||TAMAMLANDI||Where stories live. Discover now