15. BÖLÜM - KENDİMDEN BİR PARÇA

1.5K 186 38
                                    

İnce bir sızı vardı yüreğimde. Geride bırakılmışlığın o burukluğu yer edinmişti kendine. Kalbim bu garip hissin altında eziliyor, adeta can çekişiyordu. Başkasına aşık bir adamın arkasından öylece bakmak kadar acı verici bir his olamazdı.

Burnum sızladı, gözlerim yanmaya başladı. Yalnızlığım o uçsuz bucaksız kara gözlerle peçinlenirken, küçücük bir damla göz yaşım öylece yanağıma damladı. Kalbimdeki o sızı, üzerine kolonya dökülen bir yara misali sızladı.

"Kuzen?" diyerek dışarı çıktı Peter. Muhtemelen kapının arkasında duruyordu ve konuştuğumuz, daha doğrusu konuşamadığımız her şeyi duymuştu. İçimde tuttuklarım aşılamaz tepelere dönüşürken elimden bir şey gelmemesi öyle acı vericiydi ki... Ve ben biliyordum; o tepeler gün gelecek bir deprem etkisiyle yerle yeksan olacaklardı. Bir çığ gibi insanların üzerine akacaktı tuttuklarım ve bana acı verenler o çığın altında boğulup gidecekti.

Elimin tersiyle yanağımdaki yaşı sildim. Hafifçe burnumu çektim ve yüzüme bir maske oturttum.

"Efendim?" dedim arkamı dönerek. Hislerimi gizlemiştim ama o tüm bunların farkındaydı. Yine de bir şey söylemedi bu konuda. Tek kelime dahi konuşmadık konu hakkında ve Peter ima bile yapmayarak beni şaşırttı.

"Hava soğuk, içeri girelim." dedi. Üzerimdeki mont beni soğuktan koruyordu. Yine de sanki onun bunu söylemesini bekliyormuşum gibi titremiştim.

Başımı salladım ve eve doğru yürüdüm. Esen o sert rüzgarla dengem hafifçe bozulurken sendeledim. Titredim. Garip bir üşüme hissi çepeçevre etrafımı sardı. Kollarımı kendime doladım.

"Birisi var." dedim olduğum yerde durduğumda. Bu hissi biliyordum. Ailemin öldüğü gün de bu şekilde hissetmiştim ve tek yapabildiğim şey yana yakıla onları aramak olmuştu. Neticedeyse bulduğum yalnızca cesetleri olmuştu.

"Kim?" derken etrafa bakındı kuzenim. Eliyle kolumu kavrayıp beni kendisine çekti. Kaşları çatılmış, çenesi gerilmişti. Onu ilk kez bu kadar ciddi görüyordum. Bakışlarında tehlikeli pırıltılar kol geziyordu çünkü eğer birazdan bir şey olursa yapacağı şey belliydi; öldürmek.

"Bilmiyorum." dedim. "Annemle babam öldüğünde de böyle olmuştu."

Sözlerim bir şeylerin kafama dank etmesine yeterken hızla eve koştum. Hala uyumakta olan yengem ve amcam aile bireylerimden en savunmasız olanlardı şuan. En azından ben neyin ne olduğunu biliyordum artık fakat onlar huzurlu sandıkları bir uykudaydılar.

Peter arkamdan gelirken ben çoktan odalarının kapısını açmıştım bile. Nitekim karşılaşmayı beklediğim manzara kesinlikle bu değildi.

Boş ve son derece düzenli bir yatak karşıladı beni. Amcam ve yengem yoktu. Oysa ben odamdayken bu odaya girdiklerini duymuştum ama şimdi anlıyordum ki onlar da Peter gibi kasaba dışına çıkıyorlardı.

Hızla kuzenime döndüm. Sorgulayan bakışlarım karşısında yalnızca omuz silkti. Bu vesileyle tahminimin doğru olduğunu anlamıştım.

"Kim tehlikede Peter?" dedim şaşkınca. Biz değildik belli ki çünkü evdeydik ve bir şey olacak olsaydı şimdiye kadar olurdu. Amcam ve yengem zaten gecenin başından beri tehlikenin göbeğinde dans ediyordu. O zaman o his kimin için beni yoklamıştı?

"Bilmiyorum."

Kuzenimin yanıtı beni düşünmeye iterken odada daha fazla kalmadım.

Birlikte merdivenleri indik. Uyumak gibi bir niyetimiz yoktu ikimizin de. Kaldı ki ben neredeyse iki aydır uyumuyordum doğru düzgün. Bir saatlik kestirmelerimin sonucunda kafamın içinde dönen kabuslar ne yazık ki buna müsaade etmiyordu.

ŞİFACI ||TAMAMLANDI||Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon